Hmmm. Aklımın karışık olduğu bir eser. Kendi işlerimden dolayı da fazla odaklanamadığım bir kitap oldu :/
Bence konu mükemmeldi ama neden olduğunu anlamadığım şekilde ısınamadım bir türlü. Karakterlerin ve olayların verilişi yavan geldi bir tık. Bu konudan çok daha güzel…devamıHmmm. Aklımın karışık olduğu bir eser. Kendi işlerimden dolayı da fazla odaklanamadığım bir kitap oldu :/
Bence konu mükemmeldi ama neden olduğunu anlamadığım şekilde ısınamadım bir türlü. Karakterlerin ve olayların verilişi yavan geldi bir tık. Bu konudan çok daha güzel bir eser çıkabilirdi bence.
Arthur C. Clarke ödülü finalisti bir eser olması ilgimi çekmişti ancak beklentimi karşılamadı diyebilirim.
__________________________
~ Her yan peygamber kaynıyor zaten; sıkıntı havari bulmakta.
~ Herkes duyulmak istiyordu; kimse dinlemek istemiyordu. Bazı şeyler hiç değişmiyor. Belki aslında hiçbir şey değişmemiştir.
~ Şimdi düşünüyorum da, sekiz milyarımız birden o gece ışıkları kapatarak yataklarımıza yatsaydık ve boş verseydik hepimiz uyur ve sıramızı savardık. Ama gerçekçi olalım: kim, neye boş vermiş, neyi kurcalamadan rahat bırakmıştır? Hayat kabuk tutmuş bir yaradır ve kabuğu, kanayana kadar didiklemek doğamızdır.
~ Tüm bilimkurgu kabuslarımız gerçeğe dönüşüyordu. Derken aklıma dank etti: hayal edebileceğimiz her şey mümkündü. Her şey. Hayatım boyunca, dünyanın çoğuyla birlikte, sonsuz bir kültürel snuff-pornosu döngüsüne maruz bırakılmıştık. Nükleer silahlar, savaşlar, ekonomik felaketler ve/veya zombi saldırıları... Ama hiç ciddiye almamıştım. Belki de ağlayarak, daha bir hafta önce öfkeyle inkâr ettiğim masumiyetimin ağıtını yakıyordum.
~ Gerçi sonunda, ne olduğunu anlamadığım için ağladığımı düşünmüştüm. Hiçbir şeyi anlamadığım için. Peki, nihayet yaşlarım tükendiğinde anlamış mıydım? Yoksa beynim yahut ruhum bunca büyük kederi birkaç dakikadan fazla tutamayacak kadar küçük müydü? Keder yanıma gelip bir anlığına durakladıktan sonra omuz silkip gitmiş miydi?
~İzleyen saatler boyunca seri üretim yumurta kabuğu kadar kırılgandım. Bir şeye dokunsam parçalanır, soluk sarı ruhum akıp yerde birikirdi.
~ "Bilmiyorsan sormamalısın," diyerek lafa daldı diğeri kızgınlıkla. "Sorular yalan doğurur."
~ Kitaplar sayesinde insanlara yaklaşmamış, aksine, kitaplar yüzünden insanlardan iyice uzaklaşmıştı.
~ Her gün önemlidir; her gün bizi biz yapar. Hiçbir şey olmayanlar bile. Hatta nasıl çamurla dolup diğer, daha önemli görünen anları ağırlıkları altında ezip gömdükleri düşünülürse özellikle onlar daha önemlidir. Yeni anlıyorum.