🌼Final bölümünün son sahnesinin etkisi altında olarak yazıyorum bu yazıyı. Hemen bitmesin diye uzun zamanlara yayarak izlemiştim ve daha taze bitirdim. Biraz yorumlara baktım herkes güzel anlatmıştı . Ben de yüzeysel olarak birkaç bir şeyden bahsedeyim bari . Bu dizinin…devamı🌼Final bölümünün son sahnesinin etkisi altında olarak yazıyorum bu yazıyı. Hemen bitmesin diye uzun zamanlara yayarak izlemiştim ve daha taze bitirdim. Biraz yorumlara baktım herkes güzel anlatmıştı . Ben de yüzeysel olarak birkaç bir şeyden bahsedeyim bari . Bu dizinin sevdiğim bir çok yönü var . Oyunculuklar , hikayesi , verdiği mesajlar , yan karakterlere de özen gösterilip değer verilmesi gibi . Ama başka bir şeyden bahsedecek olursam o da karakterlerin gerçekçiliği olur . Gerçekçilikten kastım: acıları, günahları, zayıf yönleri ve duygularıyla insanı anlatan bir yönü olması. Derinliği olmayan , karmaşıklığını hissedemediğimiz karakterlerin gerçek hissettirmesi bence olanaksız. Bu dizide karakterler üzerinden güzellemeler yapılmadan oldukları halleriyle sunulması , yanlışlarında pişmanlıklarını hissedip , iyiliklerinde sevinçlerini yaşamamız bence çok güzel .
🌼 İşlenen her ilişki özel ve güzel olsada , en çok Selim Savcı ve Akgün'ün arasındaki bağ içime dokundu . Hep alıştık baba oğul , karı koca , abla kardeş ilişkileri izlemeye . Ama bu çok başkaydı . Kan bağları bile olmayan iki yetişkin insanın , ve bulundukları konumlar da değerlendirilirse , böyle sağlam bir bağ kurabilmeleri o kadar güzel ki . Tam baba oğul gibi oldular bile diyemiyorum . Yaşadıkları hayatlardan , sevdikleri kadınlara kadar onları birbirlerine bağlayan bir şey vardı gerçekten . Bu ilişkiyi izlemek hem eğlenceli hem de hüzünlüydü . Soner ayrı bir olaydı bence , keşke onun hikayesini geçmişini daha fazla öğrenebilseydik . Babası ve abisi arasında savrulmuş istismar edilmiş bir hayat . Kaybedilmiş bir çocukluk , iyi olmaya duyulan istek ama hak etmediğini düşündürtecek bir inançsızlık. Mesela Emel , ilk sezon çok gıcık bir karakter olarak işlenmişti . Hak verdiğimiz yerler oldu , ama en çok o talihsiz olaydan sonra ikinci sezonda sevdim Emel’i . Ve Selim gibi biri olduğunu fark ettim . Duvarları olan , sert , iyi ve sağlam bir karakter . Her şeyden önce Canan Kara kadar güzel ve iyi bir anne . Karakterlerle bağ kurduk , Selim Savcı'nın idealistliğine ayrı , onu canlandıran Ali Atay'ın oyunculuğuna ayrı hayran olduk . Alperen Duymaz zaten başka bir olay . Oyunculuğunu hep beğenirdim .Son Yaz’ın müzikleri de ayrı güzeldi. Kalbimde güzel bir yer edindi bu dizi. Canan Kara, izleyen herkesi mahvettin ya söylemeden edemedim yani . Kimse unutamayacak o malum repliği 😓
Anahtar saksının altında ...🥀
Selametle 🌼