Kitap, başlarda hissettirdiği o tedirginlikle devam etseymiş mükemmel olurmuş ya. Gece okumamın da etkisi vardır belki, okurken en ufak seste sıçramama sebep oldu başlarda. Ortalara kadar gayet akıcı bir şekilde ilerledi. Bazı yerlerde ana karakterle beraber, ben de meraktan ölerek…devamıKitap, başlarda hissettirdiği o tedirginlikle devam etseymiş mükemmel olurmuş ya. Gece okumamın da etkisi vardır belki, okurken en ufak seste sıçramama sebep oldu başlarda. Ortalara kadar gayet akıcı bir şekilde ilerledi. Bazı yerlerde ana karakterle beraber, ben de meraktan ölerek ecel terleri döktüm. Sonra ortalara doğru biraz sıkıcılaşmaya başladı, uzun uzun monolog okumanın etkisi olabilir, bilemiyorum. Sonlara doğru da feci hüzünlendirdi. Başta da dediğim gibi sürekli o tedirginliği, korkuyu ve merakı yaşatabilseymiş harika bir iş çıkacakmış ortaya. Beklentimin biraz altında kalsa da yine de güzeldi. Türkçeden Türkçeye çeviri (sadeleştirme yani) olmasına rağmen bazı cümleler çok anlamsız geldi bana. Noktalama işareti eksikliği vardı bayağı. Bazı yerlerde virgül falan olmayınca başa dönüp okuduğum çok oldu. Yanlış yazılmış birkaç kelime de vardı, bunu da söyleyeyim, hatırı kalmasın. Keşke daha dikkatli olunsaymış.
Karakarga Yayınlarının, bu kitabın da içinde bulunduğu, "Kayıp Kitaplar Kütüphanesi" serisi çok hoşuma gitti. Diğer kitaplara da baktım, onlar da gayet ilgi çekici duruyor, onları da fırsatım ve imkanım olursa (Allah nasip ederse yani, şova gerek yok) okumayı düşünüyorum.
🌝 Bundan sonrası Sürprizbozan bulundurmaktadır 🌝
Öncelikle, kitapta "ölümsüzler" yerine "canvermezler" kelimesinin kullanılması aşırı hoşuma gitti.
Yalnız olay akışında anlam veremediğim durum şu ki; buu Canvermezler, zaten insanları kullanıp hafızalarıyla oynayabiliyorken neden Ali Nail Bey'i de aynı şekilde kullanmadılar acaba? Sonuçta ellerindeki güçle istedikleri şekilde hissetmesini sağlayabilirlerdi ve fazladan bir hayat enerjisi, onların da illaki işlerine yarardı. Sonra Meliha'ya uygulanan tarife ona da uygulanırdı ve yaşanan her şeyi unuturdu. Aynı yerde fazladan kurban bulup dikkat çekmemek için mi kullanmadılar ki?
Ali Nail Bey'in, aşkı Meliha için Canvermezlerle anlaşmaya varması ama sonunda Meliha'yı ve ona karşı olan hislerini zar zor hatırlaması... 🥲 herr şey gelip geçici işte... Ama açıkçası adamı ciddi anlamda ölmeden mezara koymaları (belki tam olarak öyle değil ama aslında bir yandan da tam olarak öyle) maşukunu unutmasından daha vahim bir olaydı benim için. Canvermezlerin, kibar kibar konuşarak, demokratik yollarla adamın hayatının içinden geçmeleri de bi' ilginçti, ne yalan konuşayım.
Canvermezlerden bir tanesinin, ölümlü bizler hakkında yaptığı bir tespit de çok güzeldi, şöyle paylaşayım:
"Asrınız Avrupaîliği taklit ederek boş bir zahmetle yoruluyor. Bu sonucun bir felaket olduğunu hesap edemeyerek üstelik buna 'medeniyet' diyor. Fakat gözleri bu kaba şeylerle dolduğu için asıl saf güzellikleri görüp onlardan zevk duymayı artık bilmiyor. Ne kadar yazık! Siz bile eminim ki yolda yürürken çiseleyen yağmur altında ve hayal meyal seçilen bu sis içinde ancak yolun karanlığına dikkat ettiniz. Düşmekten korktunuz, geceden ürktünüz. Fakat gözlerinizi kaldırıp bir kez bile etrafınızdaki güzellikleri gecenin rengi içinde yavaş yavaş boğulan tabiatın manzaralarını görmediniz."
Amma ölümsüzlükle, bu güzelliklerden ve yaşanılan o özel anlardan ancak sıkılırsın diye düşünüyorum. Yaşadıkça sevdiğin herkesi teker teker kaybetmeye başlayıp duygularından arınırsın, dünyanın farklı yerlerine gidip farklı şeyleri görsen bile bir yerden sonra her şey aynılaşır. Zamanın kıymetini bilmene gerek yoktur, çünkü senin için hiçbir şey ifade etmez. Ha dünyada yenilikler yaşanıyor, buna ilk elden şahit olmak belki heyecan katabilir hayata tabii ama insan yine aynı insan sonuçta. Bir yerden sonra heyecan da kalmaz gibi hissettiriyor bana. Ölüm korkutucu ve kaçınılmak istenen bir şey olsa da şu dünyada ölümsüzlük daha da korkunç bir şey. Ölümsüzlük anca insanı şımartır yani, şımarıklığa gerek yok. Bu dünyada bize ölüm nimetini veren Allah'a sonsuz şükürler olsun kısaca.