Taaa geçen yıl, psikoloji okuyan oda arkadaşımın önerdiği bir kitaptı kendisi. Aşk meşk konularında sıkıntı yaşayınca, üstüne bir de kütüphanede karşıma çıkınca dedim ki ben bunu okumalıyım artık. Daha fazla işarete gerek yok.
Pek çok şeyi kafamda çözmemi sağladı. Okurken…devamıTaaa geçen yıl, psikoloji okuyan oda arkadaşımın önerdiği bir kitaptı kendisi. Aşk meşk konularında sıkıntı yaşayınca, üstüne bir de kütüphanede karşıma çıkınca dedim ki ben bunu okumalıyım artık. Daha fazla işarete gerek yok.
Pek çok şeyi kafamda çözmemi sağladı. Okurken örnek verilen ilişkileri görünce aaaa bu biz dediğim de çok oldu, o ilişkilerin gidişatını ve sonuçlarını görünce vay be dediğim de... Bazı şeyler için kendimi suçlamamayı, olaylara daha dışarıdan bakabilmemi sağladı. Kaygılı bağlanan biri olarak her ilişkinin içine edebilme potansiyelim olduğunu fark etmiş oldum bir de 😂😂
Gönül isterdi ki üzen bi ayrılık sürecinden sonra değil de halihazırda ilişki içerisindeyken okusaymışım da farkına varsaymışım bazı şeylerin. Ama olan oldu artık. Tavsiyemdir, okuyun. Okutturun. Çok geç olmadan.
----------------------------------
Önemli gördüğüm yerler:
~ Mutluluk içimizden gelen bir şey olmalıdır ve sevgilinize ya da eşinize bağlı olmamalıdır. İyiliğiniz onların değil, sizin sorumluluğunuzdur. Aynı şekilde, onların iyiliği de sizin değil, kendi sorumluluklarıdır. Her birey kendine bakmak durumundadır. Ayrıca iç huzurunuzun en yakınınızdaki insan tarafından bozulmasına izin vermemeyi öğrenmelisiniz. Eğer partneriniz güvenlik hissinizi tehdit edecek şekilde davranırsa, kendinizi bu durumdan duygusal olarak uzaklaştırabilmelisiniz; "kendinize odaklanın" ve sakin kalın. Bunu yapamıyorsanız sizde bir sorun var demektir. Karşı tarafın ağına düşmüş ya da "karşılıklı bağımlı" olabilirsiniz ve daha iyi "sınırlar" çizmeyi öğrenmek zorundasınız.
~ Flört ettiğiniz kişinin kaçıngan olduğuna dair açık işaretler:
*Karmaşık mesajlar veriyor - özellikle size karşı hisleri ya da size bağlılığı konusunda *İdeal bir ilişkiye özlem duyuyor - ama bu kişinin siz olmadığınıza dair üstü kapalı ipuçları veriyor
*Umutsuzca "o kişi" ile tanışmak istiyor - ama her nasılsa sürekli karşıdaki insan ya da şartlarda bir sorun çıkıyor ve bağlanmak mümkün olmuyor.
*Duygusal sağlığınızı umursamıyor - ve yüzleştiğinde yok saymaya devam ediyor. *"Fazla muhtaç", "hassas" olduğunuzu ya da "fazla tepki verdiğinizi" ifade ediyor - duygularınıza değer vermiyor ve size kendinizi sorgulatıyor.
* Ona rahatsızlık veren şeyleri söylediğinizde yok sayıyor - tepki vermiyor ya da konuyu değiştiriyor.
*Kaygılarınızı "mahkeme salonundaymış" gibi duygusuzca ele alıyor - hislerinizi hesaba katmadan gerçeklerle karşılık veriyor.
*Mesajlarınız bir türlü ulaşmıyor - ihtiyaçlarınız konusunda iletişim kurmak için elinizden geleni yapsanız dahi ya mesajı almıyor ya da görmezden geliyor.
~ Tamamen kendiniz olun ve etkin iletişimi kullanın: "Seni seviyorum; daima yanımda olduğunu bilmeye ihtiyacım var. Seninle sadece sana uygun olduğunda değil, her zaman konuşabileceğimi bilmeye ihtiyacım var. Beni uzaklaştıracağından korktuğum ve seninle vakit geçirmek istediğim için isteklerimi bastırmak zorunda kalmak istemiyorum."
~ Ayrılıktan sağ çıkmak:
1- Kendinize "yakın çevre"de olduğunuzda hayatınızın neye benzediğini sorun. Ayrılmaya karar veremiyorsanız, size düşman gibi mi yoksa krallar kraliçeler gibi mi davranıldığını kendinize sorun. Düşmansanız, gitme vakti.
2- Destek ağı oluşturun. Bu ilerisi için gerekli. Arkadaşlarınıza ve ailenize ilişkinizin gerçekte nasıl olduğu konusunda açılmaya başlayın. Bu, utanç ve acı dolu günlerde uzak tuttuğunuz arkadaşlarınızı yeniden kazanmanızı sağlar ve harekete geçtiğinizde size yardım etmeleri için onları hazırlar.
3- İlk birkaç gece kalmak için rahatlatıcı ve destek veren bir yer bulun. Geri dönme isteğiniz çok güçlü olacak. Anne babalar, kardeşler, en yakın arkadaşlar bu dürtüyü kontrol etmenize yardım edebilir.
4- Bağlanma ihtiyaçlarınızı başka yollardan karşılayın. Size yakın insanlarla bir araya gelin, masaj yaptırın, spor yapın, rahatlatıcı ve sağlıklı gıdalar tüketin. Bağlanma sisteminizi ne kadar susturabilirseniz, ayrılık da o kadar acımasız olacaktır.
5- Ayağınız kayar ve olay yerine dönerseniz utanmayın. Eski partnerinizle yeniden bağ kurmamanızın daha iyi olacağı kesin ama bu olursa kendinize yüklenmeyin. Kendinize şefkatli davranmanız çok önemli.
6- Zorlanıyorsanız suçlu hissetmeyin. Unutmayın, acı gerçektir!
7- Olumlu anılar zihninize üşüştüğünde, yakın bir arkadaşınızdan bu anıların gerçek olup olmadığını kontrol etmesini isteyin. Bağlanma sisteminizin ilişkiye bakış açınızı bozduğunu kendinize hatırlatın. Eski partnerinizi özleseniz ve kafanızda mükemmelleştirseniz de gerçekler yavaş yavaş geri gelir.
8- Devre dışı bırakın: Ayrılmak isteme sebeplerinizi yazın.
9- Ne kadar acı çekerseniz çekin, geçeceğini bilin. İnsanların çoğu kırık bir kalbin ardından iyileşiyor ve daha iyi günlere doğru yol alıyor.
~ ETKİN İLETİŞİMİN BEŞ İLKESİ
Etkin iletişim anlayışının kendisi gibi ilkeleri de çok doğrudan:
1. Yüreğinizi ortaya koyun. Etkin iletişim, duygularınız konusunda içten ve tamamen dürüst olmaktır. Duygusal açıdan cesur olun!
2. İhtiyaçlarınıza odaklanın. Anafikir ihtiyaçlarınızı ifade etmek. İhtiyaçlarınızı ifade ederken partnerinizin iyiliğini de göz önünde bulundurun. Sonunda incinecekse sizin de incineceğiniz kesin. Nihayetinde duygusal açıdan birlik içindesiniz. İhtiyaçlarınızı ifade ederken partnerinizin yetersizliklerine değil, "ihtiyacım var, hissediyorum, istiyorum" gibi sizin başarmak istediklerinize odaklanan fiilleri kullanmak faydalı olur.
*"Bu ilişkide güvende hissetmeye ihtiyacım var. Garson kızla sohbet ettiğinde kaygan zeminde olduğumu hissediyorum."
*"Arkadaşlarının yanında bana karşı çıktığında kendimi aşa- gılanmış hissediyorum. Düşüncelerime saygı duyduğunu hissetmeye ihtiyacım var."
*"Sana güvenebileceğimi bilmek istiyorum. Arkadaşlarınla bara gittiğinde beni aldatabileceğinden endişe duyuyorum."
3. Net olun. Genel ifadelerle konuşursanız, partneriniz tam olarak neye ihtiyacınız olduğunu anlamayabilir ve bu da onun doğruyu yapabilme ihtimalini azaltır. Sizi tam olarak rahatsız eden şeyi belirtin:
*Geceleri kalmadığında...
*Beni gün içinde aramadığında...
* Beni sevdiğini söyleyip sonra lafını geri aldığında...
4. Suçlamayın. Partnerinizi bencil, yetersiz ve eksik hissettirmeyin. Etkin iletişim, karşıdakinin eksikliklerinin altını çizmek ve sizi varmak istediğiniz noktadan uzaklaştıracak suçlamalar yaparak düelloya çevirmek değildir. Bu konuları tartışmak için sakin zamanlar seçin. Patlama noktasına geldiğinizde, etkin iletişim kullanma girişimi meselenin özüyle çelişir - sesiniz muhtemelen öfkeli ve yargılayıcı olur.
5. Hakkınızı savunun, özür diler bir tavrınız olmasın. İlişki ihtiyaçlarınız meşrudur. Nokta. Farklı bağlanma stilindeki insanlar çekincelerinizi mantıklı bulmayabilir ama bunlar sizin mutluluğunuz için gereklidir ve onları kendinize özgü ifade etmek etkin iletişim için hayati önem taşır. Bu, özellikle kaygılı bağlanma stiline sahipseniz önemli bir nokta çünkü kültürümüz ihtiyaçlarınızın çoğunun mantıksız oldugu fikrini destekler. Fakat başka biri için mantıklı olup olmaması mesele değil. İhtiyaçlarınız sizin mutluluğunuz için gerekli ve önemli olan da bu.
~ Temel kural hassas konuları daima konuşmaktır. Konuşulmasa bile bunların önemli olduğunu unutmayın. Hemen bir çözüme ulaşmanız beklenmez ama en azından birbirinizi dinlemeye açık olursanız, iki taraf da kırgınlığını gömmez ve gelecekte de kontrolsüzce patlamaz. Ve tabii bir konunun görmezden gelinmek yerine tartışılması daha iyi olacaktır.
~ Kavganın ortasındayken bazı gerçekleri aklınızda tutmaya çalışın:
*Tek bir kavga ilişkiyi bitirmez. *Korkularınızı ifade edin! Davranışlarınızı yönlendirmesine izin vermeyin. Sizi reddetmesinden korkuyorsanız, bunu söyleyin.
*Partnerinizin keyfinin kaçmasından kendinizi suçlu hissetmeyin. Çoğunlukla sizinle ilgili değildir.
*Partnerinizin ilgili, karşılık veren biri olduğuna güvenin ve ihtiyaçlarınızı ifade etmekten çekinmeyin.
*Partnerinizin sizin düşüncelerinizi okumasını beklemeyin. Aklınızdan geçenleri söylemediyseniz bilmiyor demektir!
*Partnerinizin sözleriyle neyi kastettiğini varsayımla bulmaya çalışmayın. Şüphe duyduğunuzda sorun.