Nihayet izledim. Beklenen Sandman yorumu ! Hayatımızın üçte birini düş dünyasında geçiririz. Her uyuduğumuzda kendimizi Düş Lordu Sandman'ın dünyasında buluruz. Düş, hayatımızın bir parçası, biz uyandığımızda gördüklerimizi hatırlamasak bile bu düşler görmediğimiz anlamına gelmez. Çizgi romanını büyük bir zevkle okuduğum…devamıNihayet izledim. Beklenen Sandman yorumu !
Hayatımızın üçte birini düş dünyasında geçiririz. Her uyuduğumuzda kendimizi Düş Lordu Sandman'ın dünyasında buluruz. Düş, hayatımızın bir parçası, biz uyandığımızda gördüklerimizi hatırlamasak bile bu düşler görmediğimiz anlamına gelmez.
Çizgi romanını büyük bir zevkle okuduğum The Sandman serisinin dizisini izlemiş oldum. Şu an içim rahat, mutlu, huzurlu ve tabii ki heyecanlıyım. Konuşacak o kadar çok şey var ki ama yarım kalan şeyler de olacaktır. Çok uzatmadan yorumuma geçiyorum.
Sandman birinci bölüm gerçekten güzel yapılmıştı. Herhalde birinci bölüm bu kadar iyi olmasaydı ilk bölümde hayalkırıklığı yaşar ve merakla devam etmezdim. Çizgi roman okurken insan şöyle düşünüyor; acaba bunun dizisi nasıl çekilebilir? Gerçekten çekilebilir mi? vs çünkü çizgi roman gerçekten akıl dışı olay ve durumlara sahip. Bunları zihinde canlandırmak bile oldukça rahatsız edici.
Neil Gaiman o kadar farklı bir kurgu yapmış ki, aslında kurgu sanki bilinçaltımızdaki çöpten ibaret gibi. Bilirsiniz ki bilinçaltı en iğrenç yerdir. Neil Gaiman yememiş içmemiş bilinçaltı kirini kendi kurgu yeteneği ile harmanlamış bize sunmuş. Ancak çizim yeteneği yetersiz olacak ki bir de çizgi romanın çizerleri var. Çizerlerin emeğine sağlık, çok güzel gerçekten.
Ben böyle bilinçaltı diyorum da şöyle diyeyim bilinçaltını : seks, öldürme, işkence, şehvet vs birçok zihniyeti biriktirir.
Geçen günler de Freud okuyordum. Freud hastalarını konuşturup onların aslında gerçekten ne yapmak istediklerini söyletirdi ve baktığımız zaman hastalar bilinçaltında geçenleri aktarıyordu.
Sandman dizisi de aslında çizgi romana bağlı kalarak çekilmeye çalışılmış. Çizgi roman bana daha rahatsız edici sahneler içeriyormuş gibi geldi çünkü okurken ben gerçekten rahatsız olmuştum hatta ilk cildi devam edip etmemek arasında gidip geldim ama sonuç olarak okudum ve çok sevdim. İnsan alışıyor, insanın alışamayacağı şey yok cidden.
Dizi konusunda çok rahatsız olduğum bir şeyi dile getirmek istiyorum. Bakın ben ırkçı değilim, siyahileri cidden çok severim. Beni rahatsız eden şey çizgi romanda siyahi yok ama dizideki oyuncuların çoğu siyahi idi. Salak saçma bir durum bu. Yani neden o kadar siyahi toplamışsınız ki? Asıl şaşırdığım şey ise dizinin yönetmenliğini de Neil Gaiman yapmış. Acaba aklından ne geçmiş, neye bağlı olarak bunu yapmış anlamıyorum. Yönetmenlik konusunda Gaiman benden geçersiz not aldı. Sadece siyahi sorunu değil, bence diziyi genel olarak daha iyi yapabilirdi. Bu arada araştırdım da bu yönetmenlik için Doctor Who'un yönetmenine bırakılmış. Yani yine de yetersiz kalmış. Garip bir durum.
Kurgu, Sandman adlı bir düş/rüya sorumlusunu anlatıyor. Efsanelere göre sandman adlı biri rüyalardan ve hayallerden sorumlu. Rüyalarımız var oldukça o da var olur.
Bir de Sandman'ın kardeşleri var; ölüm, keder, kader, ihtiras(arzu)... Bunlar da kendi görevlerinden sorumlu. Daha önce çizgi roman yorumunda bahsetmiştim içerikten. Ayrıca en sevdiğim karakterlerin sandman (düş) ve arzu (ihtiras) olduğunu da dile getirmiştim. Tabii diğer karakterleri de sevmemek mümkün değil.
Eğer dikkat edecek olursanız kardeşler arasında birbirine en yakın ikili Ölüm ve Düş idi. Bunun nedeni ise insan uyurken yarı ölü gibi olmasıdır. Ayrıca yine dikkat ederseniz İhtiras (Arzu) sürekli Düş'ün ardındadır. Sandman yani Düş Lordu sadece rüyadan değil, hayallerden de sorumludur. Ona boşuna Dream demiyorlar. Arzu'nun onun peşinde olmasının nedeni ise insanlığın arzuladığı şeyin önce hayalini kurmasıdır. Para, kadın, aşk, şehvet, şan, şöhret vs vs bizler düşeriz sonra arzularız. Arzu'ya göre arzu düşten üstündür.
Kardeşler arasında en mesafeli olan yani kendi halinde, diğer kardeşleri ile yakın olmayan bağımsız kişi Kader'dir. Bunun nedeni ise kader çoktan yazılmış ve belirlenmiştir. O artık her şeyin gerçekleşmesini beklemekte.
Sandman karakterini canlandıran oyuncu başarılı idi ama yinede yetersizlik vardı çünkü çizgi romanda sandman daha havalı, ciddi ve soğuk ama dizideki sandman daha çok duygusal görünümlü idi. Oyuncu görünüş yani tip olarak gerçekten sandman'a benzemişti. Sandman'ın kardeşlerinden Death yani ölüm ise siyahi idi maalesef oysa mangada sandmana tip olarak en çok o benziyordu, gördüğünüz zaman bu gerçekten sandman'ın ablası diyebiliyordunuz. Arzu karakteri oyuncu iyi idi ama çizgi romandaki ile ilişkisi yoktu. Çizgi romanda Arzu daha çekici ve sandman'a benziyordu. Kendisi beyaz teni, siyah saçı, sarı turuncumsu göz rengi vardı (animelerde en sevdiğim göz rengidir kesinlikle) ama dizideki pek bezenmemiş. Dizi ile benzerliği olmasa da Arzu karakterini yine de sevdim. Sarışın, siyah gözlüklü karakter ise (adını unutuyorum üzgünüm) çizgi romanda yakışıklı amerikan tipi idi, dizi için öyle bir karakteri bulmakta zorlanmazlar diye düşündüm gerçekten de zorlanmamışlardı. Oyuncu çok yakışıklı, çekici idi. (profilim o oyuncu)
Dizide maalesef çizgi romanda geçen birçok detay yok idi. Hatta izlerken 'iyide ben neden hatırlamıyorum bu kısımları' diyordum kendi kendime. Nedeni ise bariz, değiştirilmişti. Eminim ki anlattığım bu detaylara dikkat edilseydi dizi bayağı güzel oldurdu. Yinede sevdim diziyi.
Genel olarak dizi ortalama idi. Ben eminim ki daha iyisi olabilirdi ama maalesef üstüne düşmemişler, özen göstermemişler. Size tavsiyem kesinlikle önce çizgi romanın ilk iki cildini okuyun sonra dizisini izleyin. Bakalım sonraki sezonlar nasıl olacak, merak ediyorum.
Dikkat! : Diziyi dublaj değil, orijinal ses ile izlenmesi şiddetle tavsiye edilir.
Keyifli izlemeler.
Bu gönderiyi değerli dostlarım olan @birkedigilerden ve @monorosa 'ya ithaf ediyorum <3