📄 İÇİNDEKİLER: - Giriş - Genel Yorum - Karakter Yorumları (spoiler!) - Final Yorumu (spoiler!) 🎟️ Öncelikle bana bu harika yapımı önerdiği için @muad.dib’e teşekkürlerimi sunuyorum. Aslında ilk önerdiğinde izlemeyi pek düşünmüyordum. Karakterler hakkında yapılan yorumlara ufak bir göz atmış,…devamı📄 İÇİNDEKİLER:
- Giriş
- Genel Yorum
- Karakter Yorumları (spoiler!)
- Final Yorumu (spoiler!)
🎟️ Öncelikle bana bu harika yapımı önerdiği için @muad.dib’e teşekkürlerimi sunuyorum. Aslında ilk önerdiğinde izlemeyi pek düşünmüyordum. Karakterler hakkında yapılan yorumlara ufak bir göz atmış, aşırı hoşuma giden bir karakter olmayacağına karar vermiş ve klişe bir vampir yapımı olacağını düşünmüştüm. Bu gönderiyi yazma nedenlerimden birisinin de sizlerin aynı hataya düşmesini önlemek olduğunu belirtmem gerekir. İzleyeceklerimde kesinlikle öncelikli değilken bir otobüs yolculuğu tüm planları değiştirdi. Acilen yolculuk esnasında izleyebileceğim bir şeyler indirmeliydim ve hazırda herhangi bir şey yoktu. Biraz da kolaya kaçarak bir şans vermeye karar verdim. Sonrasında ise olaylar gelişti ve iki günde tüm bölümleri tükettim. Gönderiyi sabahın erken saatlerinde taze taze yazmayı istiyordum ama gerek yolculuğun verdiği yorgunluk, gerek önce tüm olayları sindirme gereksinimi bizi bu vakte getirdi.
✍️ Dizinin konusuna baktığımızda, hatta bırakın konuyu ismini duyduğumuzda direkt aklımızda kalıplaşmış olan vampir yapımları fikri canlanıyor. Önceden bir iki tane bile drakula filmi izlediysek az çok kafamızda bir şeyler canlanıyor ve asla aşırı meraklı olmuyoruz. Ama bu dizi merakı sonuna kadar hak ediyor. Ön planda olan bir aksiyonun yanında sayısız detaylara sahip. Gerek felsefe, gerek din, gerek bilim, gerek feminizm ve daha aklıma gelmeyen bir sürü konuya daha değiniyor ve sizi peşinde sürükleyip götürüyor. Bir diğer özelliği de karakter gelişiminin harika olması. Genelde aksiyon temalı yapımlarda buna gereken önem verilmezken bu yapımda aradaki farkları gerçekten çok iyi hissediyorsunuz. Sanırım ikisinin de yapımcısının Netflix olması sebebiyle bu konuda Vinland Saga ile olan benzerliği göze çarpıyor. Bunlardan birisini izleyip tarzını beğendiyseniz diğerini de hiç tereddüt etmeden izlemeye başlayabilirsiniz. Hoşuma giden bir diğer husus ise dizi içindeki tarafların karşıtlıklarının çok iyi işlenmiş olması ve bir sonraki olayın sonuçlarını tahmin etmekte zorlanmanız. Bir iki beklendik muhabbet dışında sıkıldığım tek bir an bile olmadı sanırım izlerken. Bu paragrafı bitirmeden önce size ufak bir öneri daha vermek istiyorum; eğer izlemeye karar verdiyseniz ilk 3 bölümden sonra finalde neler gerçekleşmesini istediğinizi bir kenara not edin ve bütün bölümleri izledikten sonra olanlarla bir karşılaştırın.
‼️SPOİLER İÇEREN BÖLGE ‼️
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
⚰️ Vlad “Dracula” Tepes: Ah üzümlü kekim… Bu insanlar seni anlamıyor (Lisa dışında, bu arada bu bir Lisa arayış ilanıdır). Sen kendi halinde bilgin bilgin yaşıyorsun. Kimseye bir faydan olmasa da zararın da yoktu. Gerçi hak edenlere yardım etme konusunda önümüze birçok örnek de konuyor, ama bunu bir melek edasıyla yapmıyor. Diğer bir yandan saygısızlık edenlerin de ifadesini sert bir şekilde alıyor. Tamamen bir yaklaşım meselesi. Lisa gibi onu ehlileştirmek de mümkün, piskopos gibi bir canavara dönüştürmek de.
👩⚕️ Lisa Tepes: Tek bir hatası dışında mükemmel bir kadın. Hem bilime aşık hem yardımsever. Bir yandan da Dracula’yı ehlileştirebilecek kadar kendinden emin. Sana hayran kalmamak mümkün mü acaba? Hatası ise bu salak insanlarla yaşarken can güvenliğini çok düşünmemiş olması. Ona bir şey olduğunda üzümlü kekimin insanlara ne yapacağını bildiği halde insanlara güvenmeye devam ediyor. İyi niyet gözünü kör etmiş resmen. Ama neymiş, üzümlü kekim bile bu insanlardan daha insanmış.
🚮 Bishop: Sana söyleyecek bir kelime bulamıyorum insan müsveddesi. Umarım sen ve senin gibi olan tüm insanlar bu dünyadan silinir gider.
⚔️ Trevor Belmont: Hafif bir Guts havası veren, ama yaşadığı hayat nedeniyle çok daha neşeli, sempatik ve çocuksu olan bir karakterdi. Beklemediğim düzeyde uysaldı. Sypha ile olan ilişkisi çok tatlıydı. Çok üstün yeteneklere sahip olsa da yaşayamadığı çocukluğu yüzünden çok hüzünlü bir yönü de vardı. Zamanla gerçekten olgunlaştı ve bir baba bile olabilecek düzeye geldi. Bu arada evini Alucard’a emanet etmesi gerçekten hoş bir davranıştı.
🧛♂️🏃 Alucard: Her yönden arada kalmak… Hayatta hiçbir zaman kendi isteklerine arzularına odaklanamamış. Bu sanırım dizideki çoğu karakter için geçerli ve bizim de zaman zaman kendimizden bildiğimiz gibi yaşadığımızı hissetmemizi engelleyen bir durum. Greta ile zaman geçirip hayaller kurmaya başlayana kadar da bir çocuk gibi kalıyor, ama masum bir o kadar da tehlikeli bir çocuk. Verdiği kararları öyle olması gerektiği için vermesi bir yandan takdiri hak ederken bir yandan da içinde bulunduğu cendere bizi bile yoruyordu. Eminim hiç kolay bir iş değildir. Mutlu olmayı sonuna kadar hak eden karakterlerden birisiydi.
🔮 Sypha Belnades: Daha doğar doğmaz yaşantınızın baştan sona belli olması, sırf kendiniz için değil etrafınızdaki topluluk için de yaşamanız gerekmesi… Diziyi izlerken karakterlerin bu yönlerine aşırı dikkat etmemiştim ama şu an bu yazıyı yazarken bir kere daha fark ettim, bu aksiyon ve fantezi fırtınası için de bizim hayatlarımızdan da bolca benzerlik bulmak mümkün. Büyücü bile olsanız insanlara karşı sorumluluklarınız var bu yüzden erkenden olgunlaşmak, kendinizden fedakarlıklar yapmak zorunda kalıyorsunuz. Dizi boyunca stabil bir şekilde ilerledi, zaten her zaman olgundu bir gelişim geçirmedi, sanırım bu yüzden aşırı ilgimi çeken bir karakter de olmadı.
🕋 Isaac: Karakter gelişiminin zirvesi desem pek itiraz eden bulunmaz herhalde. İçindeki nefret ile Carmilla gibi her şeyi yıkıp yakmak isteyen, hiç sorgulamadan hareket eden becerikli birisiydi. Ama zamanla hayatta bir amaç edindi, kendi kapasitesinin farkına vardı gerçekten nelerden hoşlandığını fark etti. Bu yönden takdir edilmesi gereken ve ayrı bir havası bulunan bir karakterdi. Sanırım başta pek sevmesem de sonlara doğru bende ayrı bir yer edindi. Kendisini dizinin yükselen yıldızı seçiyorum.
🐕 Hector: Tam bir köpek yavrusu… Zaten kadın vampirler de bunu fark ediyor ve onu kafeslemeye çalışıyorlar. Her seferinde de başarılı oluyorlar. Ta ki en sonunda çektiği acılarla ve ihanetin verdiği suçlulukla mücadele ederek olgunlaşana kadar. Böylesine kolay bir hedef olması nedeniyle yüzleşmediği zalimlik, dolandırıcılık, acı kalmasa da sonunda gerçekleri görüyor ve kendi hayatının iplerini eline alıyor.
🧛♀️ Carmilla: Feminazilerin hayat bulmuş hali. Hayatının tek gayesi nefret ve erkeklerden intikam almak. Bir karakterin gözü başka bir şey görmez mi? İyilik veya kötülük gibi kavramlarla bile zerre ilgisi yok. Kendisi her ne kadar kız kardeşlerini her şeyden çok önemsediğini iddia etse de bunun gerçek olmadığını, onları sırf bir maşa gibi kullandığını görmekte zorlanmıyoruz. Geçmişte yaşadığı kötü bir olaya takılı kalmayı bırakabilse gerçekten yetenekli ve büyük işler başarmaya muktedir olsa da tüm hayatını boş yere heba ediyor ve benden eksi puan kazanıyor.
🚮 Godbrand: Hepimizin bildiği 10 iq, zorba, boş tip. Hak ettiğini alıp geberip gidiyor misssss.
⛵ Captain: Feleğin çemberinden geçmiş, ben hayat okulundan mezun oldum yeğenim diyen dayıların hayalini gerçekleştiren bir abimiz. Üstün zekası ve çenesi sayesinde sadece kendi hayatını kurtarmakla kalmıyor aynı zamanda insanlığın da büyük bir bela ile karşılaşmasını önleyip Isaac’in gelişiminin önünü açarak onu iyiliğe yönlendiriyor.
🧛♀️ Lenore: Görünüşte sevimli ve samimi olsa da tersi pis olan, belki de en manipülatif karakter. Ne istediğini bilmiyor olması sadece kendisi açısından kötüyken ve iyi niyetli bir şekilde bile olsa Hector’un duygularıyla oynaması hiç hoş değildi. Kardeşlerinin kurbanı oldu, giderken de zavallı Hector’u mahvetti.
🧛♀️ Striga: Garip bir yapısı vardı, tam bir asker kadındı. Savaşa olan kanasusamışlığı ve bir miktar acımasızlığı nedeniyle bir miktar antipati duysam da kendince haklı sebepleri olduğunu söyleyebiliriz. Eh hadi uzaklarda yaşamayı sürdürebilir.
🧛♀️ Morana: İçinde bulunduğu ittifak nedeniyle pek hazzetmediğim ama zekası ve gerçekçiliğyle takdiri hak eden, ne sempati ne nefret uyandıran standart bir vampirdi.
🚮 Saint Germen: Tanrının sadece çene verdiği, gerisini koyverdiği bencil karakter. Benden uzak, entp sevicilere yakın olsun.
🚮 Varney / Alchemist / Death: Ben böyle sinsi, işe yaramaz, kendini bir halt zanneden ama aslında çöp kadar bile değeri olmayan az karakter gördüm. Tüm işler bunun başının altından çıkıyor ama en ufak işi bile beceremiyor. Özellikle Varney’i gözünüzün önüne gelirse benim gibi yüzünüzün ekşimeme ihtimali yok. Sana bu kadar kelime çok bile, gir tabutuna ağla.
🔚 Son yorumlarıma gelirsek; gerçekten harika bir yapımdı. Genelde çok hoşuma giden yapımlarda sık sık bahsettiğim üzere kendimle aşırı özdeşleştirdiğim bir karakter olur. Bunda ise öyle bir karakterle karşılaşmadım ama gerek işlenilen konular gerek aksiyonun dozu gerek karakter gelişimleri nedeniyle ayrı bir sevdim. Ek olarak belirsizlik içinde ilerlerken finalde herkesin hak ettiğini bulmuş olması ekstra tatmin etti. Özellikle Isaac Carmilla kavgası sırasında sanki kalbim yerinden fırlayacaktı. Tuttuğum taraf çok hızlı ve basit bir şekilde kazanmış olsa veya kazanacağından yüzde yüz emin olsam bu kadar zevk alabileceğimi hiç düşünmüyorum. Ek olarak din adamlarının şeytanlığına ve halkın salaklığına olan nefretim bir kat daha arttı. Gerçi son sezonlara doğru bu konu da geride kaldı. Başlarda nasıl bir nefretle dolduğum, Dracula’nın tüm din adamlarını yakmasını istediğim uzak bir geçmişte kalmış gibi gelse de bu gerçekleşti. Sanırım karakterlerle birlikte benim düşüncelerim de evrimleşti. Üzümlü kekim Dracula’nın mutlu bir sona kavuşmuş olması bir miktar olaylar havada kalmış olsa da benden artı puan aldı.