Dexter'ım da Dexter'ım diyerek söze başlamak istiyorum. Tonight's the night. İlk başta spoiler olmadan dizinin konusundan bahsedeceğim. Sonra dizinin bana hissettirdiklerinden bahsedeceğim. En son spoiler uyarısı ile spoilerlı bir kaç cümle kuracağım. Uzun bir gönderi olursa affola. Dexter çocukluğunun başlarında…devamıDexter'ım da Dexter'ım diyerek söze başlamak istiyorum.
Tonight's the night.
İlk başta spoiler olmadan dizinin konusundan bahsedeceğim. Sonra dizinin bana hissettirdiklerinden bahsedeceğim. En son spoiler uyarısı ile spoilerlı bir kaç cümle kuracağım. Uzun bir gönderi olursa affola.
Dexter çocukluğunun başlarında annesinin ölümüne şahit oluyor. Kanlı bir ölüm. Harry isimli bir polis Dexter'ı evlatlık ediniyor. Dexter büyürken Harry Dexter'ın normal bir çocuk olmadığını fark ediyor. İçinde öldürme eğilimi olan bir çocuk. Harry bu durum karşısında Dexter'a kurallar öğretiyor ve birini öldürürken neler yapması gerektiği anlatıyor. Kural-1 asla yakalanmaması. Kural-2 yalnızca hak edenleri, başka insanları öldürdüğüne emin olduğu insanları öldürmesi. Yani kendi gibileri öldürüyor yalnızca. Sürekli seri katillerin peşine düşüp öldürmesini mi izleyeceğiz diye sorarsak sadece onu değil. Dexter aynı zamanda bir polis merkezinde kan analisti olarak çalışıyor. Sürekli dedektiflerle beraber yani. Ha yakalandı ya yakalanacak, bu sefer paçayı nasıl kurtaracak derken 8 sezon izletiyor kendini. Her sezonun kendi çapında bir gizemi var ve sezon finalinde çözülüyor. Yani bu çok güzel haber istediğiniz sezonda diziyi bırakabilir ya da diziye ara verebilirsiniz. Hem bu sayede diğer uzun sezonlu diziler gibi yeni sezon çekebilmek için saçmalamadılar.
Adını bildiğim ancak konusuna dahi bakmadığım bir diziydi. Bir gün dolaşırken denk gelip ani bir kararla başlamıştım. O dönem kendime yaptığım en büyük iyilik olabilir. İlk izleyişimi bitireli uzun zaman oldu ancak bağımız kopmadı bu diziyle. Herkesin izlerken kendisini konfor alanında hissettiği bir dizi veya film vardır. Benim için bu dizi dexter. Evet! Bir seri katil. (asla katil güzellemesi değildir) Dizilerle kurduğumuz bağ onu izlediğimiz dönemle de alakalı sanırım. @vayyy_vayyy için Lockwood & Co'nun neden anlamlı olduğunu anlayabiliyorum o yüzden. Benim en sevdiğim sezon 1. sezon. Asıl izleyişim dışında ilk sezonu tekrar izlemişliğim de var. İlk sezonun ilk ve son bölümlerini kaç kere izlediğimi sayamadığımı söyleyebilirim. Özledikçe izliyorum.
!!! SPOİLER!!!
1. sezon: Bambaşka bir sezon kesinlikle. Harry'nin kurallarına uyup Brian'ı öldürmek mi yoksa Brian ile ortak olmak mı ikilemi çok kötüydü ama iyiydi de. Ve üstüne yeni kavuştuğu, aynı acıları yaşadığı onu anlayacak tek insan olan öz kardeşini öldürmesi ilk izleyişimde gözümden bir damla yaş akıtmıştı.
2. Sezon: James'in ölümü gerekliydi ama üzücü oldu. Lila denen şeytan kadın aşırı zekiydi. Keşke zekasını başka şeye kullansaydı. Şeytana pabucunu ters giydirir.
4. sezon: Bu sezon finalini unutabilen Dexter izleyicisi yoktur. Harrison'ın o hali Dexter'ın konteynırdaki haliyle aynıydı sanki...
5. sezon: Rita'nın ölümünden hemen sonrasını izlediğimiz için biraz garipseriz diye düşünmüştüm. Ama Lumen geldi. Rita'dan sonra bu kadar hızlı kız arkadaş edinmesi garipti ancak Lumen ile çok iyi suç ortağı oldular. O adamlar öldükçe Lumen ve Dexter beraberce yaralarını sararken ben de keyif almadım desem yalan olur. Sezonun finali üzdü yine de...
Ve 8: Sezonu genel olarak gerçekten sevdim. Son bölüm hariç... Temposundan sürekli zevk aldığımız diziye, 8 sezon boyunca gelişimini izlediğimiz Dexter'a yakışır bir son değildi kesinlikle.
!!! SPOİLER!!!
🔪10/10🔪