Selamlar...
Hemen şuracıktan bizlere o kadar yakın ama bazen de çok uzak olan komşu edebiyatımızdan merhabalar...
İnsan hep kendinde olmayanı arzular. Köşesine çekildiği zaman yapmış olduğu hareketlerini gözden geçirir ve keşkeler ekler hayatına. Bir insan görse kendinden farklı hemen keşke…devamıSelamlar...
Hemen şuracıktan bizlere o kadar yakın ama bazen de çok uzak olan komşu edebiyatımızdan merhabalar...
İnsan hep kendinde olmayanı arzular. Köşesine çekildiği zaman yapmış olduğu hareketlerini gözden geçirir ve keşkeler ekler hayatına. Bir insan görse kendinden farklı hemen keşke ben de böyle olabilsem der...
Der ama bu doğru mudur???
Yazarımız kendi başına, kabuğunda, sigarası ve kitapları ile yaşarken bir anda kafa dinlemek için olsa gerek Girit'e gitmeye karar verir. Ve giderken onu çok etkileyecek olan Aleksi Zorba ile tanışır, yanına işe alır macera başlar...
Yazarın hayatında bu kadar yer edinen bu denli önem arz eden ve hatta bir yaşam rehberi seçmem gerekse onu seçerdim dediği Zorba'nın ne özelliği var ki???
Zorba karakteri özgürlüğüne düşkün, risk almaktan korkmayan, gözü pek, kısaca bu dünyayı bilen bir adam. Her türlü şeyi yaşamış ve tecrübeleri ile herşeyi bildiğini zanneden bir insan. Herkesin hayatta böyle arkadaşı olmuştur. Belki de herkes bu insanları görünce aklından geçmiştir "böyle rahat biri olsam" diye. Ama herkes bunu yapabilir mi kesinlikle hayır...
Çevremde böyle çok fazla insan tanıdım. Hepsine de helal olsun dedim. Her yönüyle zorba ya benzemeseler de risk almaktan korkmayanlar ve korkusuz insanlar çok oldu. Dünü umursamayan, geleceği takmayan bu insanlar anı yaşar ve bencildir. Kendi mutluluğu için elinden geleni yapar her türlü oyunu kurar ama çevresine vermiş oldukları zararın sorumluluklarını asla almazlar...
Evet bunlar zorba ile benzer olan aynı insanların farklı versiyonları gibi. Bana kalırsa hayatımda böyle olma fikri şöyle dursun böyle birinin arkadaşım olmasını dahi istemem. Ben sorumluluk sahibi olmayan insanlara karşı mesafeli oldum uzun zaman önce...
Kitaba dönecek olursam Zorba karakterimiz böyle yaşadığı tecrübeler ile bol bol fikir satan, daima bir yancı ve de entelektüel görüşlere aşağılayıcı bakan biri. Hani vardır ya kitap okuyanlara böyle burun kıvırarak bakan herşeyi bildiğini sanan ama genelde şişirilmiş balon olan insanlar ha işte ondan. Hele hele kadınlar üzerine görüşleri çıldırtacak boyutta idi. Yalnızca onun değil diğer karakterlerin de kadınları akılsız varlıklar düşük insanlar olarak görmeleri. Buna kadınların kendileri de dahil. Gerçekten can sıkıcıydı...
Patron olarak geçen yazarın ta kendisi olan adamın da hayatında sanki hiç iki cümle konuşamamış gibi zorba nın her dediğine helal olsun haklı valla demeleri de içten içe hayranlık duyması da ne oluyor yahu dedirtti...
Toparlayacak olursam kitap bize her zaman çevremizde rast gelebileceğimiz Zorba karakterlerinin güzellemesini yapıyor. Her ne kadar ben sevmesem de böyle insanların olduğu doğru. Kimisi böyle insanları görüp özgürlük ve anı yaşamak gibi fikirleri hayatına sokmayı düşünse de ben sorumluluk ve gelecek kaygısı gibi temelden insanı sıkı sıkıya bağlayan iplerle bağlıyım. Ya da o ipi koparıp atacak kadar delirmedim. Belki de güvenli alanımdan çıkmama arzusu...
Kitap genel itibariyle akıcıydı. Bir olay örgüsü var gibi yok gibiydi. Daha çok iki arkadaşın bir anısıydı. Ne yazık ki sevemedim Zorba karakterini. Bana hitap eden bir fikir değildi...
Herkese keyifli okumalar. Kitaplar ile kalın...