Selamlar....
Uzun zaman sonra bir film incelemesi daha...
Nolan filmleri ile pek aram yok desem de şöyle bakınca izlediğim son iki film de onun eseri oldu. Bu da takdir-i ilahi sanırım...
Film isim olarak insomnia ile bir çöküşü her anında…devamıSelamlar....
Uzun zaman sonra bir film incelemesi daha...
Nolan filmleri ile pek aram yok desem de şöyle bakınca izlediğim son iki film de onun eseri oldu. Bu da takdir-i ilahi sanırım...
Film isim olarak insomnia ile bir çöküşü her anında yansıtıyor. Al pacino geçen her sahnede daha bir çökmüş ve uykuya hasret bir performans sergiliyor. Baştan alırsak bir cinayet soruşturması üzerine kuzeye gelen iki dedektifimiz meydana gelen genç kız cinayetini aydınlatmak için kolları sıvıyorlar. Ama hesaba katılmayan bir şey var. Saat gece 10 ve hala etraf aydınlık...
Uyku insanın bir nevi açma kapama tuşu gibi. Yemek gibi içmek gibi o da beynimizin mutlak ihtiyacı. Yaşadığım ve deneyimlediğim kadarıyla inanılmaz bir ızdırap haline dönüşen yeter artık vurup bayıltın diyecek noktaya getiren bir problem bu. Umarım kimse yaşamaz. Belli bir saat uykusuz kalınca görsel duysal ve işitsel halisünasyonlar başlamakta ve bunlar kişinin kontrolü kaybetmesine neden olmakta. Akabinde insanı maddi ve manevi büyük bir çöküşe sürüklemekte...
Oyuncu kadrosu ile başlarsak gerçekten harika bir kadro diyebilirim. Al pacino bu havayı karaktere çok iyi yansıtmış. Başlarda bir sahnede bu kadar büyük bir oyuncu silahı böyle mi tutar demiştim. İlerleyen sahnelerde karakterde gördüğümüz insomnianın etkisinin başladığı düşünülürse böyle küçük de olsa bir detay barındırması harika bir düşünce ve oyunculuğun eseri. Ama gel gelelim benim tatlış güven veren karakterim Robin Williams ne diyeyim ki... Desem spoiler olacak...
Yine de bir cinayet aydınlatmaktan çok bir psikolojik gelişim vardı. Polisiye roman film ya da diziler pek tarzım olmasa da bu filmde daha çok olayın psikolojik ve yıkıcı boyutu beni sardı. Sanırım Nolan'a haksızlık ettim dedim bu filmle beraber...
İzleyecek olanlara keyifli izlemeler. İyi seyirler...
Neyse uyuyalım henüz uyuyabiliyorken ?