Day - 69 - Vocabulary ==============
'Get' kelimesi bugünün İngilizce kelime çalışma konusudur.
Bu kelimenin farklı bağlamlarında nasıl kullanılabileceğini ve "get" ile kurulan ifadeler ve deyimlere bakacağız.
Elde etmek veya almak: Bir şeyi elde etmek, almak veya sahip olmak anlamında…devamıDay - 69 - Vocabulary ==============
'Get' kelimesi bugünün İngilizce kelime çalışma konusudur.
Bu kelimenin farklı bağlamlarında nasıl kullanılabileceğini ve "get" ile kurulan ifadeler ve deyimlere bakacağız.
Elde etmek veya almak: Bir şeyi elde etmek, almak veya sahip olmak anlamında kullanılır.
Örnek: “I’ll get a ticket for the concert.”
(Konsere bilet alacağım.)
_________________________________________
Ulaşmak veya gitmek: Bir yere ulaşmak veya bir yere gitmek anlamında kullanılır.
Örnek: “We need to get to the airport by 6 AM.”
(Havaalanına saat 6’da ulaşmamız gerekiyor.)
_________________________________________
Anlamak veya farkına varmak: Bir konuyu anlamak veya bir şeyin farkına varmak anlamında kullanılır.
Örnek: “I don’t get the joke.”
(Şakayı anlamıyorum.)
_________________________________________
Başlamak veya hareket etmek: Bir işe başlamak veya bir şeyin hareket etmesini sağlamak anlamında kullanılır.
Örnek: “Let’s get started on the project.”
(Projeye başlayalım.)
_________________________________________
Yakalamak veya tutmak: Bir şeyi yakalamak veya bir şeyi tutmak anlamında kullanılır.
Örnek: “The police got the thief.”
(Polis hırsızı yakaladı.)
_________________________________________
Çağırmak veya iletişim kurmak: Birini çağırmak veya iletişim kurmak anlamında kullanılır.
Örnek: “Can you get the doctor?”
(Doktoru çağırabilir misin?)
_________________________________________
Sipariş vermek veya satın almak: Bir ürün veya hizmeti sipariş etmek veya satın almak anlamında kullanılır.
Örnek: “I’ll get a pizza for dinner.”
(Akşam yemeği için pizza siparişi vereceğim.)
_________________________________________
Teslim almak: Bir şeyi teslim almak veya almak anlamında kullanılır.
Örnek: “I’ll get the package tomorrow.”
(Yarın paketi teslim alacağım.)
------------------------------------------------------------------------
Get ile Kurulan Deyimler ve Örnek Cümleler:
Get up:
I need to get up early tomorrow for a meeting.
(Yarın toplantı için erken kalkmam gerekiyor.)
He struggled to get up from the chair due to his sore back.
(Sırt ağrısı nedeniyle sandalyeden kalkmakta zorlandı.)
_________________________________________
Get through:
She managed to get through the difficult exam with a high score.
(Zor sınavdan yüksek bir puanla geçmeyi başardı.)
It’s important to stay positive and get through tough times together.
(Zor zamanları birlikte aşmak için pozitif kalmak önemlidir.)
_________________________________________
Get along:
Despite their differences, they somehow manage to get along.
(Farklılıklarına rağmen, bir şekilde anlaşmayı başarırlar.)
Our neighbors get along really well, and they often have BBQ parties together. (Komşularımız çok iyi anlaşırlar ve sık sık birlikte mangal partileri düzenlerler.)
_________________________________________
Get in touch:
I’ll get in touch with you as soon as I arrive in the city.
(Şehre vardığımda hemen seninle iletişime geçeceğim.)
He’s been trying to get in touch with his old friend from high school.
(Lise arkadaşıyla iletişim kurmaya çalışıyor.)
_________________________________________
Get off:
She needs to get off the bus at the next stop.
(O, sonraki durağında otobüsten inmesi gerekiyor.)
Don’t forget to get off the train at the right station.
(Doğru istasyonda treni terk etmeyi unutma.)
_________________________________________
Get by:
They struggled to get by on a limited budget.
(Sınırlı bir bütçe ile geçinmeye çalıştılar.)
With some help from friends, she was able to get by during tough times. (Arkadaşların yardımıyla zor zamanları atlatmayı başardılar.)
_________________________________________
Get in:
Please get in the car; we’re running late. (Lütfen araca binin; geç kalıyoruz.)
They got in the line to buy concert tickets.
(Konsert bileti satın almak için sıraya girdiler.)
_________________________________________
Get ahead:
Hard work and dedication can help you get ahead in your career.
(Çalışkanlık ve özveri, kariyerinizde ilerlemenize yardımcı olabilir.)
She always looks for opportunities to get ahead in life.
(Hayatta ilerlemek için fırsatlar arar.)
_________________________________________
Get over:
It took her a long time to get over her breakup.
(Ayrılığını atlatacağı uzun sürdü.)
The city is still trying to get over the economic impact of the recession that hit a few years ago.
(Şehir, birkaç yıl önce yaşanan resesyonun ekonomik etkisini hala aşmaya çalışıyor.)
_________________________________________
Get together:
Let’s get together for dinner this weekend.
(Bu hafta sonu akşam yemeği için buluşalım.)
We should get together with our old friends from college for a reunion this summer.
(Bu yaz eski üniversite arkadaşlarımızla bir araya gelmeliyiz.)
Kaynak: openenglish.com