📌Bu gönderide kitaptan alıntıları ve düşüncelerimi birlikte aktarmaya çalışacağım. Ek olarak bilgiler de ilave edeceğim. Yazımı okuyanlara şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum.
🇮🇱İsrail, 14 Mayıs 1948'de Telaviv'de kurulduğunu ilan etti. Yahudiler kendilerini "seçkin millet", Filistin'i "vaad edilmiş topraklar", Arapları ise "etnik temizlik…devamı📌Bu gönderide kitaptan alıntıları ve düşüncelerimi birlikte aktarmaya çalışacağım. Ek olarak bilgiler de ilave edeceğim. Yazımı okuyanlara şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum.
🇮🇱İsrail, 14 Mayıs 1948'de Telaviv'de kurulduğunu ilan etti. Yahudiler kendilerini "seçkin millet", Filistin'i "vaad edilmiş topraklar", Arapları ise "etnik temizlik için kurban" olarak gören Siyonist zihniyet, artık hakim duruma geçmişti. 1897 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde toplanan 1. Siyonist Kongrede Politik Siyonizmin kurucusu Teodor Herzl; "Ben bugün burada Yahudi Devletini kurdum. 5 veya 50 sene sonra bunu herkes bilecek." demişti...
✡️ İslam inancında olduğu gibi, Yahudilikte de "İsrail" kelimesi, Hz. Yakub'un lakabıydı. Yeni kurulan devlete bu ismin verilmesi, Siyonistler açısından "Tanrı, bizim yanımızda" manasını taşıyordu. İsrail kelimesi bir peygamberin unvanı olmasına rağmen, 1948'den sonra yaşanmaya başlayan işgal, sürgün ve katliamlar nedeniyle İslam dünyası "İsrail" kelimesinin asıl manasını unuttu ve İsrail'i zihninde işgalle eşdeğer bir hale getirdi.
🇵🇸 Adını kavimler göçüyle bölgeye yerleşen halktan alan Filistin, gerek coğrafi konumu gerek dini önemi nedeniyle birçok olaya ve savaşa şahit olmuştur. Tarihi olarak Ken'ân başta olmak üzere pek çok eski medeniyetlere ev sahipliği yapan ve farklı isimlerle anılan topraklar, ilk olarak Hz. Ömer döneminde Müslümanların eline geçmişti. Yahudilik ve Hıristiyanlık dinlerinin doğum yeri olan bu bölge, İslam dini için de büyük bir öneme sahipti. Filistin'in en önemli şehri Mescidi Aksa'yı da kalbinde taşıyan Kudüs, İsra ve Miraç hadiselerine tanıklık eden çok mühim bir merkezdir.
🍋14 Mayıs 1948 günü İsrail'in kuruluşundan itibaren, eğitim öğretim müfredatının temeline yerleştirilen ve yetişmekte olan Yahudi nesillere ezberletilen resmi tarih tezi, ısrarla şu sloganın altını çiziyordu: "Topraksız bir halk için, halksız bir toprak." İddiaya göre: Filistin toprakları bomboştu ve ilk Siyonist kuşaklar bu çorak ve terk edilmiş coğrafyaya hiçbir zorluk çekmeden yerleşmişlerdi. Ancak sonradan Araplar kendilerine burayı vermemek için örgütlenmiş, saldırıları da hep Araplar başlatmıştı. İsrailliler ise her zaman kendilerini savunmak için savaşmış bin bir emekle verimli hale getirdikleri çorak toprakları düşmana vermemiş, yurt edinmişti... Oysa hakikat, hiç de öyle değildi. İsrail'in kuruluşu yüzbinlerce Filistinlinin vatanlarından sürgün edilmesi ve on binlercesinin katledilmesi pahasına gerçekleşmişti. Temelleri bir kan denizinin ortasına oturtulan İsrail'in her karışı tarifsiz acılar, dramlar ve gözyaşlarıyla örtülüydü...
✨Fakat Bergusi özgür olacak Filistin'i ve Kudüs'e olan inancını şu şekilde ifade etmişti kitapta: "Biliyorum, bir gün güneş kesinlikle doğacaktır. O gün belki çok uzaklarda ama kesinlikle doğacaktır."
✌🏼Bu hikayelerden birisi de Filistinli Kassam Komutanı Abdullah Galib Bergusi'nin hayatı. Otobiyografisini kızı Tala'ya yazdığı mektuplarla okuduğumuz insanda hayranlık uyandıran özenilesi bir şahsiyet.
📚 Kitabın kapağından bahsetmek istiyorum. Üç kişinin fotoğrafını görüyoruz. En soldan sağa doğru bahsedecek olursak, solda "Hamas'ın bombacısı" olarak bilinen Mühendis Yahya Ayyaş, orta karede "Yoldaki Mühendis" lakaplı yazar Abdullah Galib Bergusi, sağda ise İslami Direniş Hareketi "HAMAS"ın kurucularından birisi olan öğretmen Ahmed Yasin yer almaktadır.
🕊️ Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla 🕊️
🕊️ Önsöze değinmeden geçemeyeceğim. Türkiye'de bir selam notu içeren bu ön söz benim için ehemmiyet arz ediyor:
"Hamd alemlerin Rabbine, salat-u selam Efendiler efendisine olsun. Şüphesiz zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.
🇵🇸Filistin toprağının güzel kokusunu taşıyan bu mektubu sizlere, İsrailli gardiyanların tüm engellemelerine rağmen şehitlerin kanı, yaralıların iniltileri ve demirlerin ardındaki esirlerin haykırışıyla yazıyorum.
🇹🇷Bizler Filistinliler olarak Türkiye halkını samimiyet, sevgi ve saygıdeğer özellikleriyle tanıyoruz. Bu kararlı mücadelede, yani Filistin'in özgürleşmesi davasında bizim yanımızda sadece siz duruyorsunuz. ..."
-Rimon Hapishanesi-
❤🩹"Derin yaranı tedavi et ve durmadan yoluna devam et! Gecenin karanlığında uyan ve Rabbine nida et! "
"Bil ki yolda yürüyecek olanlar ellerinde ve göğüslerinde Kur'an taşıyanlardır. "
-Esif Bergusi-
⛓️İsrail işgal tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hükümle esir düşerek kayıtlara geçen mücahit Bergusi için tam tamına 67 kez müebbet ve 5200 sene hapis cezası verildi. İsrail mahkemesince bu denli ağır bir cezaya çarptırılan kişiyi tanımak ve en azından birisinin hayatına daha yakından bakabilmek istedim. Bergusi otobiyografisini ele aldığı bu kitapta gerçek manada mücadele ruhu ile pes etmeyen, azimli ve kararlı birinin hayat yolculuğunu yakından inceleme olanağını bize sunduğu için müteşekkirim. Hikayenin Kahramanı 5 Mart 2003 te bir köstebeğin ifşalaması sonucu tutuklandı. Bergusi, Filistin direniş tarihinde büyük bir etkiye ve büyük başarılara imza atmış bir şahsiyettir. Öyle ki HAMAS ve İsrail arasında gerçekleşen esir değişiminde Bergusi ve bazı Kassam komutanlarının serbest bırakılması reddedildi, üstelik İsrail anlaşmayı bozmakla tehdit etti. Bergusi, Ürdün vatandaşı olmasına rağmen onu yüzüstü bırakanlara da diyecek söz bulamıyorum. En tez zamanda serbest bırakılmasını ümit ediyorum.🕊️
🧕🏼 Kızı Tala'nın yazdığı mektuba cevap niteliğinde hayat hikayesini okuduğumuz yazarın cevapmak istediği asıl soru kızı Tala'nın sorduğu "Sen kimsin baba? Kimsin sen?" sualidir.
✈️ Kuveyt'te dünyaya gelen yazarımız hayat şartlarından dolayı ailesiyle birlikte Ürdün'e ardından da tek başına Güney Kore'ye sürükleyici bir hayat yolculuğuna çıkmıştır. Maddi sıkıntılar ve güç kaldığı durumlarda bile asla pes etmeyen azimli duruşundan zerre feragat etmeyen yazara karşı ben çok derin bir hayranlık ve saygı duyuyorum. "Ya özgür, iyi bir hayat, Ya da Allah yolunda şehadet!" Sloganını kendine ilke edindiğine tanıklık ediyoruz. Ne olursa olsun Müslümanlığın gereklerini yani ibadetlerini de asla ihmal etmiyor oluşu da, şu fesada çok münasip zamanda oldukça güç olmasına rağmen onun için bir sığınak ve huzur kaynağı olması beni ziyadesiyle etkiledi.Bergusi'nin inancına bağlılığını anlatan şu sözünü eklemekte fayda görüyorum: "Her kim sırtını Allah'a dayarsa ona hiç kimsenin galip gelemeyeceğine bütün içtenliğimle inanıyorum." Ayrıca Yahya Ayyaş'ın emanet çantasının içinden çıkan patlayıcı madde ve malzemelerin yanı sıra, üzerinde "Allah ile beraber ol, gerisini merak etme." yazılı bir Kur'an'ı Kerim olması da Bergusi için çok önemliydi. Eğitim hayatı, spor hayatı, çalışma hayatı, teknolojik bilgileri, yaptığı büyük işler, deneyleri, deneyimleri ve kendini yetiştirme tarzı fevkalade etkileyiciydi. Bergusi'nin hayat yolunun Yahya Ayyaş'ın emanet çantasıyla kesişmesinin de ince manada derin bir tevafuk olduğunu düşünmüyor değilim.
⚔️Bergusi'nin düşmana karşı yapmak istediklerini tam manada açıklayan kelime "Ceza" idi. Evet o mahremine uzanan namahrem eli haklı olarak cezalandırmak istiyordu. Gücünün yettiğince cezalandırdı da. Elinde ne imkan varsa o şekilde. Bomba yaparak, teknolojiyi kullanarak, insanlar yetiştirerek ve daha sayamadığım bir çok şekilde. Fakat en son olarak kalemiyle bu direnişe bu davaya olan hizmetine devam ediyor.
✍🏼 "Tek kişilik hücremde kaldığım on sene süre zarfında Allah'ın yardımıyla ondan fazla kitap yazmayı başardım. Tüm kitaplarımı ve yazılarımı, zihnimde dönen ve beni düşündüren ve düşmana karşı direnen Filistin caddesinin nabzındaki olaylardan hareketle, halkın istekleriyle ilgilenmeyen ve başına buyruk siyasi tabakadan uzak olarak yazıyordum."
💣 Patlayıcı madde yapmaya başladığında eşek Şaron'u canlı bomba olarak kullanmasını hoş karşılayamadım ne yazikki. Canlı bomba operasyonlarına sıcak bakmayan Bergusi arkadaşlarının ısrarlarına ve başka çare görmemesine yenik düşüyor buda fazlasıyla olumsuz bir durum. Malesef bazen çaresizlik insana her şeyi yaptırabiliyor.
🛡️"Vatanını satan, düşmanla aynı masaya oturan, zillet ve alçaklığı kabul edenlere karşı Rabbim bana yeter. O ne güzel vekildir. Direnişe ve mücahitlere yük olan, her fırsatta direnişe saldıran Filistin Güvenlik Güçleri'ne karşı Rabbimiz bize yeter! O, ne güzel vekildir!" Kassam'dan birçok kişi hem Filistin Güvenlik Güçleri hem de Siyonist güçlere karşı dikkatli olmak zorunda. Düşmandan ziyade en derinlerde dolaşan münafık karakterli insan müsveddeleri hasebiyle insanlar çok daha dikkatli olmak zorunda kalıyor ve tutuklanmalar da genel olarak bu insanların köstebeklik yapmalarından kaynaklanıyor. Düşmanın zaten düşmandır ama en kötüsü yüzüne gülüp seni arkandan hançerleyenlerdir.
🐦🐦 Bergusi'nin kızı Tala'nın iki tane serçesi vardı. Yıllar boyunca Tala'ya arkadaşlık yapan farklı iki serçe her zaman oldu. Bergusi kızıyla konuşurken eziyet ve işkence altında olmasına rağmen, tatlı ve sevimli arkadaşlarıyla beraber kafesin içerisine oturmuş yemeğini yediğini söylediğinde, Tala babasıyla telefonda konuştuktan sonra serçelerinin yanına gidip babasını orada kafesin içinde aramıştı. :): Tebessüm ettiren lakin insanın içini burkan bu tablo da ziyadesiyle yüreğime dokundu. Hakikaten Bergusi kafesin içerisindeydi fakat kızından ve gün ışığından çok uzaktaydı. Zira burada Bergusi'den ailesine önemli bir mesaj vardı. Filistinlilerce bu ajanların ve casusların konulduğu hapishanenin ismi "Hain Serçe Hapishanesi" idi. Bergusi ailesine bu cümlelerle nerede olduğunu bildirmiş oldu.
🍉Yazıyı çok daha uzatabilirim fakat malesef karakter kısıtlaması buna müsaade etmedi. Bazı bilgileri yorum kısmına eklerim. Bu gönderiyi Bergusi'nin şu sözü ile noktalamak istiyorum:
"Çünkü ben karanlıklardan nefret ediyorum. Karanlığa lanet etmeyenlerden de nefret ediyorum."
📌10/10✨