Selamlar...
2024'ün ilk kitabından merhabalar. Pek hızlı bir giriş olmasa da geçen haftaların yoğunluğunda arada bu kitabı bitirmek motivasyonumu artırdı. Aradığım akıcılık ve doyurucu hikayeler buna katkı sundu diyebilirim...
Kitaba gelirsek beklentimin çok dışındaydı kitap. Kötü demiyorum asla ama kitabın…devamıSelamlar...
2024'ün ilk kitabından merhabalar. Pek hızlı bir giriş olmasa da geçen haftaların yoğunluğunda arada bu kitabı bitirmek motivasyonumu artırdı. Aradığım akıcılık ve doyurucu hikayeler buna katkı sundu diyebilirim...
Kitaba gelirsek beklentimin çok dışındaydı kitap. Kötü demiyorum asla ama kitabın hikaye kitabı olduğunu bilmiyordum. Ahmet Ümit'ten beklenilen polisiye havasında geçecek derken başlarda bulunan hikayeler harbiden Ahmet Ümit mi yazmış dedirtti bana...
Ta ki kitabın son hikayesine gelene değin bu ikilemim sürdü ama son hikaye ile yazarın asıl kendini gösterdiği polisiye damarı kitaba da adını veren bu hikayede ortaya çıktı...
İlk baştaki hikayelerde aşkın ne olduğundan öte insanı ne hale getirebileceği kısa hikayeler ile anlatıldı. Son hikayede ise aşkın gerçekten ne denli mantıksız bir duygu olduğunu ve insanı en rezil hallere dahi sokacağını gördük...
"Aşk olursa iyidir ama olmazsa daha iyidir " sözü gayet de güzel anlatıyor. Aşk adı üzerine insan ilk günden itibaren sözler açıklamalar getirdi. Ama hala günümüzde bile aşk bu cümleler ile açıklanamamakta. Aşk ne kuru bir sevgi ne amansız bir mücadele ne de insanın kendi kendini tüketmesi aşk üzerine konuştukça yücelen ama tarifi neredeyse imkansız bir duygu karmaşası...
Öyle bir büyü ki bence naif bir insanı bir cellada çevirebilir yahut zalim bir insanı bir kula...
Kitapta akıcılık son derece güzeldi. Ama kısa hikayeler kısacık olduğundan tadı damakta kalıyor burası üzücü. Son hikayede ise başlarda merak uyandırsa da ortalarda sıkıyor ama sonuna varmadan yine çözüyorsunuz hikayeyi. Burası da eh işte dediğim kısım...
Son öykü için konuşursak, çok kişi olmasa da kurgusal olarak insanı yoran bir tarz seçilmiş. Özelikle "seri katilin kendisine yazdığı mektubu, sevgilisine aktaran adamın hikayesini barmene anlatan Ayşe" gibi bir anlatım tarzı ve arada sahneler arasında geçiş yapılması akışı bozup can sıkıcı olabildi benim açımdan...
Diğer yanlardan hikayelere sözüm yok hepsi de benim için güzeldi. Aşk bir ütopyadır hikayesinin keşke devamı olsaydı. O dünyayı ziyadesiyle merak ettim...
Öyle işte kalın sağlıcakla
Herkese bol okumalı yıllar diliyorum...