🙈Yani hamile kalmayabilirler mi acaba diye düşünmüyor değilim yaniii? Hamile kalmak bu kadar kolay olmamalı! 🎈 Ama biraz sonra okuyacağınız yazıda bakış açısından bahsettim. Durup düşündüğümüz zaman yani bilmiyorum gerçekten zor bir hayat ve şöyle de bir şey daha söyleyeyim,…devamı🙈Yani hamile kalmayabilirler mi acaba diye düşünmüyor değilim yaniii? Hamile kalmak bu kadar kolay olmamalı!
🎈 Ama biraz sonra okuyacağınız yazıda bakış açısından bahsettim. Durup düşündüğümüz zaman yani bilmiyorum gerçekten zor bir hayat ve şöyle de bir şey daha söyleyeyim, gerçekten bu mesleğe karşı çıktığım için empati yapmakta güçlük çekiyorum. Neyseee filmimize dönecek olursak;
Başta senarist olmak üzere, tüm oyuncularımıza ve tüm ekibe teşekkürlerimi sunuyorum.
Harika oyunculuk harika senaryo, harika samimiyet. Bütün her şey harika olmuş.
Çocukken televizyonda gördüğüm ama hiçbir zaman anlamadığım bi filmdi. İzleyeceğim izleyeceğim diyordum ama bir türlü izlemek nasip olmadı. Az evvel izledim bitirdim. Filmin son kısmı hariç film gayet güzel ve gerçekçi. Hele ki Demet Akbağ Hanımefendi'nin tiradi hatta tiradları on numara idiii. Hatta ve hatta çok samimi ve gerçekçiydi.
Baktığımız zaman bazen bazı şeyleri anlamak için aynı şeyleri yaşamamız gerekmiyor empati kurduğumuz zaman zaten az buçuk anlayabiliyoruz anlayabiliriz.
Olaylara yaklaşımlarızı bakış açılarımızı değiştirerek odaklanabiliriz. Her ne kadar bakış açımı değiştirsem de onların hamile kalmasını istemezdim, yaşadıkları hayat hayat değil gerçekten de zor ama yine de bilemiyorum ama bazen bazı şeylerin çözümünün olduğunu düşünüyorum.
Lafı çok uzatmadan Kıraç Beyefendiye de şarkısı için teşekkür ediyorum 🙌🏼
Yani yıllar sonra böyle filmi izlediğim için üzgünüm daha önce izleseydim diyebilirim.
🔥Eveeet een beğendiğim repliği ve filmin asıl gerçek sonu olması gerektiğini düşündüğüm repliği sizinle paylaşmaktan müşerref olurum.
"Çocukların yanında böyle konuşmayın, Mehtap hanım, kötü etkilenecekler.
– Demek kötü etkilenecekler?
– Evet, zaten bulundukları ortam yeterince...
– Sıçdırtma lan ortamına Allah aşkına yeter ya. Yetdi be! Napıyorsun sen bu çocukara? Napıyorsun?
– Hiç... Ben sadece onları korumaya çalışıyorum.
– Onlar burda kendilerini korumayı öğrenerek büyüyorlar. Anladın mı?! Onların hayatları bu! Orda irelide kavga çıktı diye, yan odaya alıcak kimse olmayacak yanlarında. Görecekler her şeyi ki, başa çıkmanın yolunu öğrensinler. Bu Sakıp kaç tane bıçaklanma, kaç tane cinayet gördü bilyormusun sen? Gıkı çıkmazdı! Geldin, ayarlarını pozdun, iki tane balık öldü diye ağlıyorlar şimdi.
– Ama bunlar çocuk. Sevgiye, korunmaya ihtiyaçları var.
– Sevgiye ihtiyaçları var öyle mi? İki tabak makarna pişirdin, canım-cicim dedin, öptün diye sevdin mi şimdi sen bunları? Öyle öpmekle sevgi olsaydı o-ho... Onların analarını günde kaç kişi öpüyor biliyormusun sen?
– Nasıl oluyor sevmek, ha? Nasıl oluyor? Büyüyünce kızların oruspu, erkeklerin pezeveng olucağını öğretmekle mi?
– Belki orospu olucaklar, belki olanları görüp, başa çıkmanın bi yolunu bulucaklar. Onların hayatı bu! Başka-başka şeyler anlatıp da kafalarını bulandırma.
– Ama kurtula bilirler! – Nasıl olucak o? Sen üç gün sonra Hazarı alıp siktir olup gidicen. Ne kalıcak geriye? İki tane italyanca kelime, iki tane makarna bulaşığı tencere.
– Bunun kötü bi hayat olduğunu fark etmeleri lazım!
– Bak, ben sana bi şey söyleyim mi? Çocuk kısmı kurnaz olur. Anladın mı? Hepsi biliyor analarının ne iş yaptığını. Sahip olmayacakları hayatı anlatma onlara! Diyelim orospu olmadılar. Evlendiler bi herifle gitdiler. Nolucak? İlk kavgada "orospu çocuğu" diye bağırmayacaklarmı kocaları? Ha? Bırak bu hayata hazırlanarak büyüsünler! Bu balıklar niye öldü bilyormusun? Çünki, sularını değiştin.
– Ama çok pisdi...
– Bu balıklar bir yıl yüzüp, duruyor bu suyun içinde. Bi bok olduğu yok! Geldin, suyunu değiştirdin, alışamadı hayvancıklar, öldü gitdi. Deyicem o ki, bu çocukarın da suyunu değiştirmeye kalkma!
– Bataklıklarında yaşayıp, alışsalar daha iyi, öyle mi? Hiç mi acımıyorsunuz bu çocuklara? – Ağlama! Ağlama ve bu çocuklara da ağlamayı öğretme!"