Selamlar...
Ne söylenebilir ki... Dünya hiç olmadığı kadar kötüye ve daha kötüye gidiyor. Her geçen günün bu çürümeyi bizlere göstermesi de can yakıcı...
Dün de aynıydı bu dünya ne yazık ki bugün de aynı. Kapitalizmin esiri olan tüketim toplumlarında bir…devamıSelamlar...
Ne söylenebilir ki... Dünya hiç olmadığı kadar kötüye ve daha kötüye gidiyor. Her geçen günün bu çürümeyi bizlere göstermesi de can yakıcı...
Dün de aynıydı bu dünya ne yazık ki bugün de aynı. Kapitalizmin esiri olan tüketim toplumlarında bir hayat ancak bu kadar değersiz olabilir... Ve yarının bugünden daha iyi olacağına kimse beni inandıramaz...
Göz yaşları ile bitirdiğim bu filmde değişen dünyanın aslında dün de bugün de aynı zalimlikle ve artan hızla bizleri çürüttüğünün yansımasını izledim. Kimsesi kalmamış bir kadının son demlerinde yanı başımda olan kedisi hanım için yuva arayışı insanın en zor tecrübesi olmalı...
İki oğlumla paylaştığım şu hayatta bu zor tecrübeyi hayal etmek dahi beni yıpratmaya yetti. Son sahnesi ile de yüreğimi parçaladı...
Lanet olsun diyorum başka da birşey diyemiyorum. Bir ufak kediye bakamayacak topluma da lanet olsun. Hayvanlara yaşanabilir ortam sunamayan ve çözümü onların katledilmesinde bulan devletlere de lanet olsun...
Gün geçmiyor ki bir ilan görmeyeyim. Ücretsiz kedi köpek sahiplendirilecektir diye. Ya da sokakta masum masum ölümü bekleyen ev ortamına alışıp sonra sokağa ölüme atılan yavruları gördükçe kahroluyorum...
Önüne gelenin çocuk yapmasına karşı olduğum gibi önüne gelenin de evine hayvan dostu almasına da karşıyım işte. Doğum günü hediyesi diye kedi mi alınır kendisine dahi bakamayan çocuğa. İnanın çıldırmamak elde değil...
Ya evlat denilen o zalim kadına ne demeli. İnsan olmak zor demek ki. Olmayınca olmuyor...
Önce yaşam alanlarını kısıtla, avlanma yeteneklerini engelle, sayısız binalar dik çevrelerine sonra başıboş hayvan istemiyoruz diye argüman sun. Kusura bakma da bu insanoğlunun bencilliği bıktırıyor beni...
Sonra soruyorlar neden çocuk istemiyorsun diye. Çünkü kedilere nankör diyenler insan evladının ne denli nankör olabileceğini azımsıyor bana kalırsa. Çünkü bitmez insanın istekleri hep daima bir fazlasını arzular. İnanın bir kedi öyle değildir. Bir kap su ve bir avuç mama ile yetinir. Alıştıysa biraz da sevgi yeter onlara. Ben toplumun bu kötülüğünü biliyorum. Her ne kadar iyi bir çocuk yetiştirmeye çaba sarf etsem de asla garanti edemem. Toplum içinden ne serseriler çıkarıyor görüyoruz her an ekranlarda. Sen ne kadar iyi olsun istesen de senin çabanın ötesinde hem çocuğun bir karakteri hem de toplumun yozlaştırması onu farklı bir insana evirecektir...
Hem bitmiyor ki bununla kalsa iyi. Kendi sorumluluklarını yerine getiremeyen insanlar sorumluluk nedir daha onu anlamamış insanlar ürüyor etrafta. Bu da zaten toplumun hep daha da kötüye evrilmesini kaçınılmaz kılıyor...
Ekonomik sıkıntılar ilk başta bunu ortaya çıkarır. Enflasyon gibi bataklıklar toplumun temeline dinamitler döşer. Ahlaksızlık, hırsızlık ve saygısızlık artar. Bir kedinin önüne konulacak bir kap mama bile gözlere batar olur. Ve toplum ahlaken dibi görür...
Çok uzak değil aslında her an kafanızı çevirseniz göreceğiniz gerçekler bunlar...
Son olarak yine lanet olsun demekten başka diyecek de söz bulamıyorum. Dünya işte hassas kalpler için cehennem olduğu gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalıyorum daima...
Bu dünyaya göre ya çok yaşlandım ya da artık frekanslarımız uymuyor. Güzel şeyler ölüyor bir bir. Yüreği güzel insanların artması ise tek temennim...
Acımasız dünyadan, ne kadar iyi olabilirse o kadar iyi geceler...