Hayatın nasıl yaşanacağı nasıl daha verimli harcanacağı konusunda yazılmış kitapları bir yana bırakın. Emile Zola'nın Nasıl Ölünür kitabı size farklı insanların hayatlarının ne şekilde sona erdiğini sunuyor.
Insanların nasıl ölecekleri nasıl yaşadıklarıyla paralel olarak gerçekleşiyor edindiğim izlenime göre. Kitapta yer…devamıHayatın nasıl yaşanacağı nasıl daha verimli harcanacağı konusunda yazılmış kitapları bir yana bırakın. Emile Zola'nın Nasıl Ölünür kitabı size farklı insanların hayatlarının ne şekilde sona erdiğini sunuyor.
Insanların nasıl ölecekleri nasıl yaşadıklarıyla paralel olarak gerçekleşiyor edindiğim izlenime göre. Kitapta yer alan beş farklı bölümde yazılmış, bambaşka hayat tarzlarına sahip insanların son günlerini ne şekilde geçirdiklerini okuma fırsatı buluyoruz.
Bu ölümler arasından beni şaşırtan ve korkutanı yoktu. Hikayelerdeki ölümlerin hepsi oldukça doğal ve bu kişilerin hayatlarını okuduğunuzda ölümlerinin de bu şekilde olacağını baştan tahmin etmenizi sağlayacak kadar olasıydı.
Yaşarken ticaretle ve para ile ilgilenen insanların ölümleri de bu hırslarından etkileniyor. Son düşüncesi sakladığı parası, öldükten sonra başkalarının servetine ne yapacağı korkusu oluyor.
Kendi işini kendi görmeye alışmış diğer kısmının ise son düşüncesi genellikle etrafındakileri rahatsız etmeden ve kendi gerçekliğiyle, düşünceleriyle başbaşayken ölmek oluyor. O kısımda adama hak verdim. Ölüyorsunuz ve etrafınızdakilerin aslında içten içe ölümünüzü umursamadığını, "ölse de gitsek." modunda olduğunu bilerek son nefesinizi vermeniz gerekiyor.
Kitabın ismini ilk gördüğümde elbette dikkatimi çekmişti. Zaten insanların dikkatini çekecek konulardan başlıcaları romantizm, ölüm, din ve daha çok başarı sağlamanın yollarını anlatan kitaplardır.
Yazarın bu kitabında da daha genel bir tema üzerinden ilerleyeceğini düşünmüştüm. keza önceki okuduğum kitaplarında özellikle dönemin zorlu şartlarına ve emeğin sömürülmesine gönderme yaparak kurgusunu bize aktarmıştı. Ancak bu kitabında detaya inerek benzer koşullarda yaşayan fakat farklı imkanlara sahip insanları ele almış.
Örneğin bir çiftçi, bir esnaf, başarılı bir kont, fakir bir çocuk, varlıklı bir beyefendi... Bu farklı sınıfa ait insanların ölümlerinin de hayatları gibi olduğunu fark etmemek zordu. Böylesi bir kitabı bitirdikten sonra insan, kendi ölümünün nasıl olacağını düşünüyor. Eğer yaşam tarzımızla paralel bir ölüme sahip olursak sanırım son anda ne düşüneceğimiz çözülemez bir gizem olmayacaktır.
♤
"Bu, üzerinde güneşin parladığı bir ölüm, kırların dinginliğinde sonsuz bir uyku olacaktı."
"Paranın zehirlediği ölümden sadece öfke doğar. Tabutların üzerinde dövüşülür."