Filmin konusunu okuduğumda o kadar merakımı celbetmişti ki bol aksiyonlu, maceralı değişik bir distopya izleyeceğimi düşünmüştüm ama işte, sadece düşünmüşüm, izleyemedim... Tamam, filmin konusu insanın ilgisini fevkalâde çekiyor lakin (kocaman bir LAKİN) konunun işlenişi, oyunculuklar, diyaloglar, karakter gelişimi, kostüm, makyaj,…devamıFilmin konusunu okuduğumda o kadar merakımı celbetmişti ki bol aksiyonlu, maceralı değişik bir distopya izleyeceğimi düşünmüştüm ama işte, sadece düşünmüşüm, izleyemedim...
Tamam, filmin konusu insanın ilgisini fevkalâde çekiyor lakin (kocaman bir LAKİN) konunun işlenişi, oyunculuklar, diyaloglar, karakter gelişimi, kostüm, makyaj, efektler hepsi de müthiş bir hızla o ilgiyi çektiği gibi yerlerde sürüklüyordu. Gittikçe daha da beter viranlaşan beklenti kırıntılarımı toplaya toplaya filmin sonuna varabildim ama varmaz mı olaydım, bilemedim... Bir muallakta kaldım, acaba beklentim fazla olduğundan filme haksızlık mı ediyorum yoksa film cidden mi olmamış, çözemedim...
Sonucunda hayalimde canlandırdığım başka, izlediğim bambaşka bir film oldu. Çok daha güzel ve cazip işlenebilecekken bu caanım konuyu büyük bir ustalıkla, canla, başla, azimle, emekle bir güzel harcadıklarına kanaat getirdim 🌚
Filmin hangi kısımlarının nasıl olmasını beklediğimi, neleri beğenip neleri beğenmediğimi azıcık spoilerlı anlatmak istiyorum, bilginize... Sonra "Ben yine de izleyecektim ama ya niye habersiz spoi veriyorsun?" falan demeyin ahshsj
⚠️Spoiler başlangıcı⚠️
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
İlk olarak filme dair farklı olmasını beklediğim birkaç detayı sıralamak istiyorum:
▪Öncelikle en başta ben bu dönüşenlerin normal insanlardan ayrı olarak yaşayacakları bir yer, bir yaşam alanı -ciddi ciddi şehir, krallık falan- kuracaklarını düşünmüştüm ama sadece son 10 dakikada mı ne birkaçını bir arada ormanda gördük, "Bu muydu krallık?!" demeden duramadım.
▪İkinci nokta; dönüştükçe konuşma yetilerini kaybetmelerini sevemedim ben, keşke dönüştükleri zaman da konuşabilselerdi, daha heyecanlı olurmuş film. Yani zaten insandan hayvana dönüştükleri için bilinçleri, zeka seviyeleri yüksek olacağından bana kalırsa iletişim kurabilmelilerdi. Ayrıca genel olarak dönüştükçe insanüstü güçlenmeleri de güzel olabilirdi, böyle aciz bir şey olmamalıydılar, yarı insan yarı hayvan gibi bir şeye dönüşüyor gibiydiler, hem zeki hem güçlü olabilirlerdi. Bu açıdan kaza sahnesi de mesela bilinçli olarak kaçma planları olabilirdi, özgürlüklerine kavuştuklarında kendilerini savunabilecekleri ormanda bir şehir kurma vs. şeklinde ilerleyebilirdi kurgu ki hatta film ilerledikçe böyle insanlar ve dönüşenler olarak karşı karşıya gelebilirlerdi.
▪Bir diğer nokta; bu mutasyon hastalığının nasıl yayıldığına değinebilirlerdi. Mesela annesi oğlunu yaraladığı için ona bulaşmış, kanla bulaşan bir virüs salgını olabilirdi. Bu tarz bir detay, konuyu daha sahici kılardı diye düşünüyorum.
▪Bir başka detay olarak da sinematografik açıdan çoğu sahnenin etkileyicilikten uzak kaldığını hissettim. Belki özellikle sadelik; uçmalı, kaçmalı bol aksiyondan arındırılmış bir doğallık amaçlamışlardır, bilemiyorum ama sahneler duygusallık, sakinlik vs. yönünden de yavan hissettirdi ki bazı yerlerde şu sahne şöyle olsaydı daha duygulu olurdu, böyle kurgulansaydı daha meraklandırırdı tarzında düşünüp durmadan edemedim.
Bu minvalde zihnimde canlanan alternatif sahnelerden birini misal verecek olursam mesela annesi daha dönüşmeden önce anne, baba ve oğul akşam yemeği yerken kadın aniden garip davranmaya, ortalık karışmaya başlıyor ve o kargaşada farkında olmadan oğlunu yaraladığı kısım - yani çocuğun yüzündeki çiziğin hikayesi- bu anda oluşuyor. Sonrasında o yara izine odaklanırken sahne hastane odasındaki tırmık izlerine geçiyor, bu bağlantıyla çocuğun annesine karşı soğukluğunun sebebini anlayabilmiş, empati kurabilmiş olurduk. Böylece film de direkt başlangıcından bir merak uyandırabilirdi diye düşünüyorum.
▪Hastalığın tedavi kısmına gelirsek filmde dönüşümü yavaşlatmak üzerine kurgulanmış, hastaların eski hallerine dönmelerini sağlayamıyorlardı ama film boyunca hastalığı belirgin bir yavaşlatma veya durdurma da göremedik. Bu kısıma dair de mesela çocuğun hoşlandığı kız da dönüşenlerden biri olsaydı ve hastalığını durdurmayı başarmış, yani dönüşümünü gizleyebiliyor, hatta kontrol edebiliyor olsaydı senaryo çok daha ilginç bir yere giderdi. Mesela kızın hiperaktivite bozukluğu olduğunu söylemesi aslında kendi hastalığını kontrol edemediği zamanlarda gizlemek için kullandığı bir bahane olabilirdi. Bu tarz detaylar senaryoyu, konuyu çok daha sağlamlaştırıp kuvvetlendirebilirdi.
Kısacası filmin bu tarz keşke daha farklı işlenseydi diye beklediğim yanları biraz fazlacaydı. Fakat yine de beğendiğim kısımlar da oldu, biraz da onlardan bahsedeyim:
▫️Mesela insanların hayvanlara dönüşümünün azar azar olması güzeldi, ani bir değişim olmaması konuyu biraz daha gerçekçi kılmış.
▫️Kuş adam Fix'in ambulanstan kaçtığı an ve annenin hastane odasında vb. sahnelerde kameranın gözlere yakınlaşarak odaklanmasını sevdim. Duyguların, hislerin gözlerden okunabildiğine inandığım için bu sahneler etkileyici gelmişti bana.
▫️Filmin ele aldığı iletişim ve insanların hayvanlara bakış açıları, zorbalıkları, farklı olanı dışlamaları üzerine olan mesajları da hoştu.
Daha somut bahsetmem gerekirse misal Fix isimli kuş adamın burnunu tekrar insana benzesin diye ameliyat etmeleri sanki güzellik kaygısıyla durmadan estetik ameliyatlar olanlara bir gönderme niteliğinde gibiydi, olduğu hâlini kabullenemeden sürekli değişmeye zorlanmanın yoruculuğunu derinden derinden hissettiriyordu.
Gerçi filmde bu noktada hastalara pek de tercih hakkı sunulmuyordu, adeta zorla tedavi ettirilmeye çalışılıyordu ki bu da insanları onların ne istediklerini önemsemeden kendi isteklerimize uydurmaya, kendi istediğimiz şekillere, kendi doğrularımıza büründürmeye çalışmamıza, hatta bu doğrultudaki psikolojik baskılarımıza güzel bir örnekti.
Diğer bir yandan da "Kendini olduğun gibi kabullen" mesajını da veriyordu film. Emile ilk başta dönüşümünü kabullenememiş, babası gibi direnç göstermiş ama başka çaresi olmadığını görünce ne ise o olarak olduğu gibi davranmaya başlamıştı.
▫️Filmin bir başka mesajı da hayvana dönüşmeye başlayan insanların adeta insandan sayılmamaya başlamasıydı, değersizleştiriliyorlardı, onların ne hissedeceklerini önemsemez davranıyorlardı. Özellikle başrol çocuğun sınıf arkadaşlarının akran zorbalığı, "Onlar hayvan artık insan değiller, ölmeyi hak ediyorlar." tarzı cümleleri, hatta sırf bilmedikleri bir varlığa dönüştükleri, farklı oldukları için dönüşenlerden korkmaları, onları zorbalamaları, ötekileştirmeleri, dışlamaları insanların zalimliği ne kadar kolay normalleştirebildiğini de gösteriyordu.
▫️Son olarak; sırf hayvanlar konuşamıyor diye iletişim kuramayacaklarını düşünüyoruz, onları değersiz görebiliyoruz ama film, başrol çocuğun kuş adamla olan iletişimi ile bu düşünceye karşı çıkıp iletişimin sadece kelimelerden ibaret olmadığını gösteriyor ve hayvanların da canları, hisleri olduğuna dair güzel bir metafor sunuyordu.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
⚠️Spoiler bitti⚠️
Velhasılıkelam filmin konusu ve verdiği mesajlar güzeldi ama bunu işleyiş biçimleri fazlasıyla yetersizdi. Oyunculuklar da hiç etkileyici, sahici, doğal gelmiyordu. Tüm bunlara, hayal kırıklığı yaşatan beklentilerime rağmen filmi izlerken (×2 hızında izledim ondan mıdır bilmem ahahhahs) sıkılmadım ve sırf konusu ilginçti diye çok puan kırasım gelmiyor ama sanıyorum o kadar da bol keseden puanlamaya lüzum yok 😂 (yine bol keseden puanladı...)
5/10
⭐⭐⭐⭐⭐☆☆☆☆☆