Spoiler içeriyor
Son çıkan Hunger Games filmiyle anladığım kadarıyla 65 yıl öncesinin Panem’ine gidiyoruz ve genç Snow’u izliyoruz.
Snow,Panem’in eski ve güçlü başkanlarından birinin oğlu ama mıntıkalarda çıkan bir ayaklanmada babasını kaybediyor. Sonrasında Snow ailesi hem gücünden hem de servetinden oluyor. Büyükanne,genç…devamıSon çıkan Hunger Games filmiyle anladığım kadarıyla 65 yıl öncesinin Panem’ine gidiyoruz ve genç Snow’u izliyoruz.
Snow,Panem’in eski ve güçlü başkanlarından birinin oğlu ama mıntıkalarda çıkan bir ayaklanmada babasını kaybediyor. Sonrasında Snow ailesi hem gücünden hem de servetinden oluyor. Büyükanne,genç Snow ve -Alaycı Kuş’un ikinci partında gördüğümüz- kuzen Tigris Capitol’da yaşamalarına rağmen sefil bir hayat sürüyorlar. Snow buna rağmen prestijli bir okula gidiyor ve dışarıya karşı kuyruğunu dik tutuyor. Sefil hayatını sır olarak saklıyor. Okulun en başarılı öğrencisi ve mezun olmak üzere. Mezun olmadan önce alacağı bir ödülle ailesinin tekrar eski günlerine geri döneceğini ve Capitol’da gelecek vaat eden bir genç olacağını ümit ediyor. Fakat ödülü almadan önce öğrenciler son bir kez sınanıyor. Açlık oyunlarıyla. 24 öğrenci,kendi gözetimlerine verilen haraçlarına mentorluk yapacaktır ve en iyi mentora da ödül verilecektir. Snow’a 12.mıntıkadan Lucy Gray isimli tuhaf bir kız düşer.
65 yıl öncesini -yani sanırım öyle- anlattığı için halkın ve o zamanın Panem’inin farklı olması çok normal. Capitol 80’li 90’lı yılların Amerikası gibi fakat gençler Z kuşağı gibi davranıyor 😂tamam,gelecekteki Capitol halkı da oldukça fütüristik hatta bayağı ucube gibiler. Ama biraz tutarsız geldi bana bu konsept. Gelecekte,Katniss’in hikayesinde mıntıkalardaki insanlar çok bastırılmış durumda. Onlardan renkler dahi alınmış ve onları “gri” elbiselere bürümüşler. Bu filmde insanlar daha renkli ve henüz o kadar susturulmamışlar.
Filmin üç partı var ve oldukça uzun. Snow’un zekasına ve evrimine şahit oluyoruz. Açlık Oyunları’nın geleceğini dahiyane fikirleriyle (!) kurtaran o aslında. Şuna da değinmeden edemeyeceğim. Bu üç partın tarzları bana çok farklı geldi. İlk iki part bilim kurgu gibi gidiyor ama son partın bazı yerleri Coming Of Age hikayesi izliyormuşum gibi hissettirdi 😂 o sahnelerde aşırı şaşırdım ve “ne alaka” dedim. Sonra da bazı yerlerde eski Nazi filmleri izliyormuşum gibi hissettim. Film tek bir tarzda ilerlese daha iyi olabilirmiş bence.
Bir de Lucy Gray mevzusu var...kendini şarkı söyleyerek ifade eden bir kız ama bir noktadan sonra “lütfen artık şarkı söylemesin” dedim 😂
The Hunger Games müzikal değil ki...
Lucy bana şimdilerin pick-me kızları gibi geldi...Cesur ve özgür ruhlu,tamam. O dönemin Panem’inde daha çok insan sesini yükseltebiliyor,henüz ayaklanmaların üstünden çok süre geçmemiş. Bunu da anlıyorum ama ne bileyim işte...bazı hareketleri hiç hoşuma gitmedi.
Katniss’in hikayesindeki kadar zevk alamadım. Lise dönemimde üç kitabı da çok severek ve kendimi kaptırarak okumuştum. Ama bu beni o kadar tatmin etmedi...