Raf Yorumu: GoldenKnife (@goldenknife)

Serinin bundan önceki iki kitabını incelerken çok zorlama ve maddi kaygı uğruna kaleme alındığını defalarca belirtmiştim fakat bu kitap suç bulmacasının sınırlarını öyle sağlam bir kurguyla okuyucuya sunmuş ki diğer iki kitabın izlerini silmeyi başardı. Olay örgüsü ve karakterlerin derinliğiyle…devamıSerinin bundan önceki iki kitabını incelerken çok zorlama ve maddi kaygı uğruna kaleme alındığını defalarca belirtmiştim fakat bu kitap suç bulmacasının sınırlarını öyle sağlam bir kurguyla okuyucuya sunmuş ki diğer iki kitabın izlerini silmeyi başardı. Olay örgüsü ve karakterlerin derinliğiyle serinin en iyi kitaplarından. John Verdon, aklın sınırlarını, hiçbir mantık hatasına yer vermeden ve karakterleri çok başarılı bir şekilde birbirleriyle çatıştırarak zorlamayı başarmış. Tam olaylar sonuca ulaştı derken, teşkilatın diğer üyeleriyle birlikte bu sefer olaylar sonuca ulaştı rahatlığına ererken, başarılı dedektifimiz Gurney'in aklını kurcalayan ince detaylarla olaylar sürekli bambaşka yerlere evriliyor. Gurney, eserdeki yan karakterlerle birlikte okuyucuyu da sürekli ters köşe sarmalının içine alıyor. Sakin ve suça neredeyse hiç rastlanmayan Larchfield kasabası, servetini kaybetmemek uğruna işine yarayacak adamları kullanarak düşmanlarını ortadan kaldırmak için derin planlar yapan belediye başkanı Angus Russell'in eşi Lorinda Russell taraafından adeta bir kaos ortamına dönüşür. Satanizm faaliyetleriyle ön plana çıkmış saldırgan karakter Billy Tate'in üstüne yıkmak için planlanmış cinayetler ilk başta başarıya ulaşıyor gibi gözükse de ödüllü dedektifimiz Gurney'in keskin zekâsı ve ekip arkadaşlarının da desteğiyle uzun ve çetrefilli süreç sonunda tüm gerçekler ortaya çıkar. Bunun için de Gurney'in eski ortağı Mike Morgan'a kendisinden soruşturmaya destek vermesi için yardım istediğinden ötürü bu inceleme vasıtasıyla teşekkürlerimi sunuyorum :) Serinin bundan önceki iki kitabı olan Fırtınada Yanacaksın ve Kurt Gölü’ndeki gibi yine çok fazla karaktere yer verilmesine rağmen o eserlerdeki gibi okuyucunun aklını karıştırmak için zorlama serpiştirilmiş bir tane karaktere denk gelmedim. Tüm karakterler kendi ruhsal derinliği içinde eserin kurgusunda önemli yer oynuyor. Başarılı dedektifimiz Dave Gurney, bu macerasında da bir taraftan olayların gizemi içinde boğuşurken bir taraftan da karısı Madeleine ile sakin hayatında denge kurmaya çalışıyor. Bu serinin bu tarafını çok seviyorum. Okuyucu karmaşık bilmeceler içinde boğuşurken dedektifimizin çiftlik işleri ve karısıyla huzur bulduğu sohbetleri biz okuyucuyu da biraz da olsa beyin jimnastiğinden uzaklaştırarak olayları daha geniş açıdan değerlendirmemize fırsat sağlıyor. Seriden tam umudumu kesmeye başlamışken bir şans daha vererek ne kadar doğru bir iş yaptığımı anladım ve son çıkan eseri Yılan Avı’ na da araya beyin yormayan birkaç kitap aldıktan sonra en kısa sürede başlayacağım.