Spoiler içeriyor
7,5/10 İnsanların, insanlardan çok paraya saygı duyduğu, birçok kişinin 'elalem ne der?' korkusuyla kendi benliklerinden uzaklaştığı bir dönem. Uzağa gitmemize gerek yok, eminim ki hepimize tanıdık gelmiştir. Makar Alekseyeviç insanlar ne düşünür korkusuyla sevgisine bile sahip çıkamayan, korkak ve yoksulca…devamı7,5/10
İnsanların, insanlardan çok paraya saygı duyduğu, birçok kişinin 'elalem ne der?' korkusuyla kendi benliklerinden uzaklaştığı bir dönem. Uzağa gitmemize gerek yok, eminim ki hepimize tanıdık gelmiştir.
Makar Alekseyeviç insanlar ne düşünür korkusuyla sevgisine bile sahip çıkamayan, korkak ve yoksulca yaşlı bir adamdır. Varvara'nın da pek ondan farkı yok; sürekli hasta olan, zayıf, yoksul bir genç kız. Bu ikili arasında geçen mektupları okuyoruz bu kitapta. Mektup okumayı seven biri olarak da beni tatmin etti diyebilirim. Bu kitabın Fyodor'un ilk kitabı olduğunu öğrendiğimde keşke ilk bunu okusaymışım düşüncesi doğmalıydı belki de içimde ama doğmadı. Bunun nedeni şüphesiz ki Dostoyevski'nin yazdığı ilk kitabın bile bu derece yetkin olmasından kaynaklı. Ayrıca böyle düşünen tek kişi de ben değilim, dönemin gözde eleştirmenlerinden biri olan Berlinski, Dostoyevski için 'Yeni bir Gogol mu doğuyor?' diye bir yorum yapmış. Yani edebiyat camiasına çarpıcı bir giriş yaptığı birçok kişi tarafından onaylanmış.
Bu kitap benim okuduğum ilk mektup türünde kitap olsaydı şüphesiz çok daha fazla puan verirdim ancak şuana kadar birçok mektup türü adı altında kitap okuduğumdan(Suzan Defteri, Canım Aliye Ruhum Filiz ilh.)dolayı bana pek farklı gelmedi. Ancak bu demek değildir ki kitabı beğenmedim, aksine çok etkileyici buldum. Varvara'nın geçmişi, bilhassa Pokrovski ile olan ilişkisi oldukça tatlıydı. Kitapta en beğendiğim kısım da o oldu.
Bu kitapta tartışılacak bir şey varsa o da Varvara'nın sonda yaptığı ihanettir.(?) Yorumları okuduğum zaman birçok kişi bunu ihanet diye nitelendirmiş ancak bence öyle değil. Tüm hayatınızı değiştirebileceğiniz, yoksulluktan kurtulup 'namusunuzu' kurtarabileceğiniz bir teklif gelse eminim ki birçok kişi kabul ederdi, Varvara da öyle yaptı. Nitekim sonuçları her ne kadar da beklediğimiz gibi olmasa da nereden bilebilirdi ki? Gerçi ben Makar'ın yerinde olsaydım kahrolurdum, bunu kaldırmazdım hiç böyle konuştuğuma bakmayın.
Kitabın sonunu bir yana atalım ve dilinin ne kadar basit olduğunu konuşalım. Ben gerçekten gözümde ne kadar abartmışım, şu zamana dek aman Rus Edebiyatı aman Dünya Klasiği diyerekten uzak duruyordum ancak bunun ne kadar yersiz olduğunu anladım. (Bu ön yargı bir Rus bir de Fars edebiyatına karşı var.)
Bu kitapları okumamın tek bir sebebi var, o da Karamazov Kardeşler'i okumaya yetecek yetkinliğe ulaşmak. O bin sayfalık şaheseri okumak için çıldırıyorum ancak şimdi okumaya kalksam altından kalkamam herhalde, dolayısıyla diğer kitaplarını okuyup kendimi hazırlamaya çalışıyorum. Umarım şu yaz tatilinde o yetkinliğe ulaşırım yoksa sonraki zaman diliminde okumam pek mümkün değil.
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim, ancak nedense şu yazdıklarımdan hiç emin değilim daha sonrasında düzenlemeye alabilirim yahut baştan gönderi de paylaşabilirim tam karar veremedim. Her neyse alıntıları aşağı yazıyor ve kaçıyorum.
🧣“Bir insanın ne kadar güçlü olduğu, başkalarına nasıl davrandığıyla ölçülür; gerçek güç, başkalarına zarar vermemekte yatıyor.”
🧣“Özür dilemek, bir hatayı kabul etmekten daha fazlasıdır; bu, insanın kendine olan saygısının bir ifadesidir.”
🧣"Öğrenmek, bu yolla babamı sevindirmek için dişimi tırnağıma takıyordum. Benim uğruma varını yoğunu harcadığını, her şeyiyle yaşama savaşı verdiğini anlıyordum."
🧣= Varvara'nın senin için dikeceğim diyip de dikmediği Makar'ın atkısı.