10/10 Onlarca satır yazsam bile kitap hakkındaki hislerimi nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Bu kitap kitaplığımda aylardır bulunan bir kitap ve açıkçası elime alıp kapağını bile açmadım diyebilirim.Birden neden bu kitabı okumak istedim bilmiyorum ama şu an baktığımda ‘neden bu kitabı okumayı…devamı10/10
Onlarca satır yazsam bile kitap hakkındaki hislerimi nasıl anlatabilirim bilmiyorum.
Bu kitap kitaplığımda aylardır bulunan bir kitap ve açıkçası elime alıp kapağını bile açmadım diyebilirim.Birden neden bu kitabı okumak istedim bilmiyorum ama şu an baktığımda ‘neden bu kitabı okumayı bu kadar erteledim?’ diye düşünüyorum.
Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursam eğer Lou çalıştığı iş yerinin kapatılması sonucu yeni işler aramaya başlar ve Will adında bir adamın bakıcısı olarak işe alınır.Ama bu iş altı aylık bir sözleşmeden ibarettir.
(Bunun sebebini kitabı okudukça yavaş yavaş anlamaya başlıyorsunuz.)
Will ise yaşadığı motosiklet kazası öncesi iş hayatında başarılı ve tehlikeli olarak adlandırabileceğimiz sporlar ile ilgilenen bir adamdır. Ama yaşadığı bu kaza yüzünden ömrünün geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmesi gerekmektedir.
Peki aşık suratlı, aksi ve geçimsiz Will, Lou’nun rengarenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur?
Kitap hakkındaki düşüncelerime gelirsek eğer kitabı gerçekten çok sevdim.
Konusu, işlenişi, karakterlerin duyguları o kadar güzel yansıtılmıştı ki. Kitabı okurken tek bir satırda bile sıkıldığımı hatırlamıyorum.
Hatta bu aralar kitap okuyamayan biri olmama rağmen geçenin üçünde bile okumaya devam ettiğim bir kitap oldu. Aslında buradan bile insanı içine çeken bir kitap olduğunu anlayabilirsiniz. En azından benim için öyleydi.
Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim Lou’nun ailesinin bazı konulardaki baskısını hiç sevmedim. Ve bana kalacak olursa kesinlikle evlat ayrımı yapıyorlardı.
Dip not: Treena karakterini hiç sevmedim ve sevmeyide düşünmüyorum.Bazı konularda bana göre aşırı bencildi ve kesinlikle bütün ilginin kendisinden olmasını istiyordu.
Yazım dili hakkında konuşacak olursam eğer bana bir tık basit geldi diyebilirim ama bir yandan da insanları bilinçlendiren bir kitap olduğu için yazım dilinin biraz basit olması daha anlaşılır olabilir diye de düşünmüyor değilim.
Sevdiğim kısımlardan bahsedecek olursam eğer Will’in duyguları o kadar güzel yansıtılmıştı ki anlatamam. Dışarı çıkarken hissettikleri, neden böyle bir şeyi yapmak istediği o kadar açıklayıcıydı ki yaptığı şey yüzünden Will’e kızamadım bile diyebilirim.
Aynı şekilde Lou’nun hissettiği baskı ve her şeye rağmen pes etmeyip Will’e hayatı sevdirmeye çalışması, onun için çabalayıp günlerce ‘ne yapabilirim?’ diye düşünmesi beni gerçekten kitaba bağlayan yüzlerce noktadan bir tanesi oldu.
✨”Ben sadece… kırmızı elbiseli bir kızla konsere giden adam olmak istiyorum. Sadece birkaç dakika daha.”
Üstteki alıntı benimde durup birkaç dakika sayfaya bakmamı sağlayan bir alıntı olmuştu. Kendimi kitaba öyle bağlanmışım ki Will’in ve Lou’nun hissettiklerini ben hissediyordum resmen.
Dediğim gibi kitap boyunca ne Lou karakterine ne de Will karakterine kızabildim. Çünkü ikiside bir noktada haklılardı.
Ama her şeye rağmen kitabı bu kadar sevmemi sağlayan şey sonu oldu diyebilirim.
Gereksiz uzatılmayan tam tadında ve gerçekten beklediğim gibi bir sondu.
İnanın bana yazmak istediğim daha çok şey var ama spoi olur diye yazamıyorum. Oturup saatlerce bu kitap hakkında konuşabilirim sizinle öylesine güzeldi.
Yorumumu bitirmeden önce beğendiğim birkaç alıntı daha yazmak istedim.(aslında hesapta yoktu öyle içimden geldi.)
✨”Hiçbir zaman ne kadar rahatsız olduğunu bilemedim, ama en azından göründüğünden daha rahatsız olduğunu anlıyordum.”
✨”Göz kenarları neşelendiği için hafifçe kırışmıştı. Hep öyle kalsınlar istedim. Mutlu olmasını, yüzündeki tekinsiniz ve tedirgin bakışın silinmesini diliyordum.”
✨”Ummadığım bir hayatı yaşamaktan başka şansım olmadığını hissediyordum.”
Veee son olarak eğer hassas biriyseniz kitabın son sayfalarını tek başınıza okumanızı tavsiye ediyorum. Zira hıçkırık sesleri insanları endişelendirebilir.
Doğrusunu söylemek gerekiyorsa ben ağlamadım ama kolay kolay ağlamayan bir insan olmama rağmen gözlerim doldu. O yüzden siz yine de tek başınıza okuyun ne olur ne olmaz.