Raf Yorumu: byfrodo (@byfrodo)

⚜️ “Aydın olmak modaya uygun elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın zümre, milletin beyni gibidir. Millet, iyi bir öğrenim gördükten sonra bir maaşa sahip olasınız; akşamları, kahvelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye sizi okutmamıştır. Bunu…devamı⚜️ “Aydın olmak modaya uygun elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın zümre, milletin beyni gibidir. Millet, iyi bir öğrenim gördükten sonra bir maaşa sahip olasınız; akşamları, kahvelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye sizi okutmamıştır. Bunu böyle yapanlar, gerçek aydın değildir. Onlar, aydınların küflenmişidir. Öğrenim görmüşlerin hepsi, milli zekâyı geliştirmek, milli vicdanı uyandırmak, milli iradeyi güçlendirmek zorundadır. Köylülere, işçilere ve kasaba halkının aşağı tabakasına nasıl daha iyi yaşayabileceklerini öğretiniz. Millete, hayatın değerini anlamalarını ve onu korumalarını öğretiniz. Bizim çorak vatanımızda da köylünün ve işçinin daha rahat, daha sağlıklı, daha uygun bir hayat yaşayabileceğini anlatınız. Nasıl çalışmaları gerektiğini millete öğretiniz. Ucuz ve gösterişsiz olmakla beraber; daha iyi mesleklerin nasıl yapılabileceğini gösteriniz. Kendilerinin ve çocuklarının sağlıklarının nasıl olabileceğini; erkeğin, kadına ve kadının, erkeğe nasıl davranacağını ve çocuklarını nasıl eğiteceklerini öğretiniz. Milleti, her işi zamanında yapmaya, disiplin ve düzen içinde çalışmaya alıştırınız. Kendisinin ve başkalarının hukukuna saygılı olmayı öğretiniz. Tüm bu işlerde millete, kendiniz örnek olunuz. Kendi aranızda ve halkla ilişkilerinizde halkın eğiticisi olunuz. Bütün Suomi’yi büyük bir aile sayınız. Bütün vatana o gözle bakınız. Hatırlayınız ki en fakir kömürcü, kantarcı ve hizmetçi dul kadın da dahil hepsi; Fin milletinin bireyi, sizin erkek veya kız kardeşlerinizdir. Bunları eğitmek ve medeniyet konusunda daha eski olan milletlerin arasına sokmak sizin görevinizdir. Unutmayınız ki: Milletin cahilliği, kabalığı, sarhoşluğu, hastalıkları, sefaleti, bunların hepsi; kendi kusurumuz, kendi kabahatimizdir.” 🇫🇮 Az nüfuslu çorak bir ülkenin, doğru insanlar, aydınlar ve bir önderin izinde gelişerek nasıl yükselebildiğine güzel bir örnek Finlandiya. Ülkenin her yönden gelişebilmesi için çok çalışılmış, ülkenin her yerinde halkı uyandırmak için konferanslar verilmiş. Ve bu çabalar çok güzel sonuçlar doğurmuş. Bulunduğumuz bu keşmekeş içinde umut vadeden bir kitap. Hiçbir sıkıcı yönü bulunmayan, akıcı ve sadece zihni besleyen bir kitap. 🔺Bu kitap 1928 yılında Atatürk tarafından çevirtilmiş.