Spoiler içeriyor
Yıllar önce okuduğum ve tekrar okuma fırsatı bulduğum kitapla ilgili düşüncelerimi biraz uzun bir şekilde yazacam. Roman; Çiftlikteki hayvanlar, insan sahibi Bay Jones’un kötü muamelesi sonucu ayaklanarak eşitlik, özgürlük ve adalet hayaliyle isyan eder. Çiftlik sahibinin zalim yönetimine karşı devrim…devamıYıllar önce okuduğum ve tekrar okuma fırsatı bulduğum kitapla ilgili düşüncelerimi biraz uzun bir şekilde yazacam.
Roman; Çiftlikteki hayvanlar, insan sahibi Bay Jones’un kötü muamelesi sonucu ayaklanarak eşitlik, özgürlük ve adalet hayaliyle isyan eder. Çiftlik sahibinin zalim yönetimine karşı devrim gerçekleştiren Hayvanlar, Bay Jones’u çiftlikten kovar ve kendi yönetimlerini kurar. "Bütün hayvanlar eşittir" anlayışıyla başlayan bu devrim büyük bir hayal kırıklığı ile sonların çünkü liderliği üstlenen domuzlar (Napoleon ve Snowball) zamanla gücü ele geçirir ve yönetimi yozlaştırır.
Dikkat! Bundan sonrası Spoiler.
Çiftlikteki hayvanlar, Yaşlı Major adlı bilge domuzun liderliğinde bir araya gelir. Yaşlı Major, hayvanların insanlara boyun eğmek zorunda olmadığını, eşit ve özgür bir yaşam sürdürebileceklerini savunur. Bu konuşma, hayvanlara ilham verir ve hayvanlar “Beasts of England” adlı marş oluştururlar. Başlangıçta hayvanlar “eşitlik ve özgürlük” idealleriyle devrimi gerçekleştirir. Daha sonra Yaşlı Major ölür ve çiftliğin liderliğini domuzlar üstlenir.
Domuzlar hemen "Yedi Emir" adı altında bir dizi kural yazar. Bu kuralların en önemli maddesi şudur: “Bütün hayvanlar eşittir.” Ancak, zamanla bu kurallar değiştirilerek hayvanların aldatılmasına ve sömürülmesine zemin hazırlanır.
Yönetimi üstlenen domuzlar (özellikle Napoleon ve Snowball), zamanla diğer hayvanları baskı altına alır. Eski düzende eleştirilen adaletsizliklerin yerine, daha katı ve baskıcı bir rejim kurarlar. Sloganlar, propagandalar ve korku yönetimi ile hayvanların boyun eğmesini sağlar.
Kitapta, hayvanların devrimden önceki tek motivasyonları, eşitlik ve özgürlüktür fakat devrim gerçekleştikten, domuzların yönetimi ele almasından sonra zamanla bu umutların yerini hayal kırıklığı alır. Bunun sebebi ise özellikle domuzların kitleleri yönetmek için kullandığı propaganda araçlarıdır. (örneğin Squealer karakteri). Domuzlar, hayvanlara bir aracı gönderir ve tüm politik söylem ve çıkarlarını bunun üzerinden hayvanlara iletir. Bu işi Squealer adlı hayvan o kadar profesyonel yapar ki hayvanlar her seferinde ona gözü kapalı inanır, günümüzdeki medyanın da politik amaçlarla kullanımıyla ilişkilendirilebilir. Bilgiye erişim ve doğru haber alma hakkının sınırlandırılması, Orwell’in eleştirdiği konulardan biri.
Kitapta, iktidarların yozlaştırıcı etkisini çok güzel bir şekilde görebiliyoruz. Yola çıkılan Demokrasi, eşitlik veya özgürlük gibi sloganlar iktidarı elde ettikten sonra içinin boşaltıldığı durumlar, Orwell’in anlatısını güncel hale getiriyor.
Hikayeye geri dönelim..
Söz sahibi olan Napoleon ve Snowball adlı iki domuz zamanla aralarında anlaşamazlar ve Napoleon, Snowball’u çiftlikten sürüp kontrolü tamamen ele alır. Bundan sonra çiftlikte yaşanan herhangi bir olumsuzlukta Napoleon sürekli Snowball u suçlar. Hatta Napoleon iktidarını korumak için dış düşman yaratır ve sorunlarını her zaman bu dış güçlere dayatır. Hayvanları, sürekli olarak daha iyi bir yaşam vaatleriyle çalıştırır, ancak durumları giderek kötüleşir. Fakat hayvanlar her kötü durumda başlarını kaldırsa Napoleon’un baskıcı rejimi altında propaganda, korku ve aldatma yöntemleriyle hayvanları sindirir.
Kitapta vurgulanmak istenen noktalar;
Domuzlar, Devrimin liderlerinden Snowball ve Napoleon arasında çiftliğin yönetimi konusunda anlaşmazlık başlar. Snowball, ilerici projeler önerirken (örneğin yel değirmeni), Napoleon otoriter bir yaklaşım benimser. Sonunda Napoleon, köpekleri kullanarak Snowball’u çiftlikten sürer ve tek lider olur. Bu olay, iktidar mücadelesinde entrika ve baskıyı simgeler.
Yel değirmeni, hayvanlara daha iyi bir yaşam vaadiyle inşa edilir. Ancak, değirmen defalarca yıkılır ve hayvanlar her seferinde yeniden inşa etmek zorunda kalır. Yel değirmeni, liderlerin boş vaatlerini ve hayvanların sömürüsünü temsil eder.
Napoleon, çiftlikte tam bir diktatörlük kurar. Propaganda uzmanı Squealer, diğer hayvanlara sürekli yalan söyleyerek Napoleon’un kararlarını haklı çıkarır. Hayvanlar arasında korku ve sindirme politikası uygulanır, dış düşmanlar yaratılarak birlik sağlanmaya çalışılır. Sadık ve çalışkan bir at olan Boxer, “Daha çok çalışacağım” sloganıyla Napoleon’a tamamen güvenir. Ancak ağır çalışma nedeniyle hastalandığında, tedavi edileceği söylenerek mezbahaya gönderilir. Bu olay, liderlerin güç uğruna en sadık destekçilerini bile feda edebileceğini gösterir.
Zamanla Yedi Emir’in içeriği domuzların çıkarlarına göre değiştirilir. Örneğin, “Hiçbir hayvan alkol içmez” kuralı “Aşırıya kaçmamak şartıyla alkol içilebilir” olarak değiştirilir. Sonunda “Bütün hayvanlar eşittir, ama bazıları daha eşittir” ilkesi ortaya çıkar. Kitabın sonunda domuzlar, insanlarla aynı masada oturur ve insanlar gibi davranmaya başlar. Diğer hayvanlar, domuzlarla insanların birbirinden ayırt edilemediğini fark eder. Bu sahne, devrimin tamamen yozlaşmasını ve baskıcı rejimin yeniden kurulmasını simgeler.