✧ Reenkarnasyona inanır mısınız? ✧ Bilmeyenler için kısaca değinecek olursam : Reenkarnasyon, bir canlının ruhunun öldükten sonra yeni bir bedenle yeniden dünyaya gelmesi inancıdır. Bu görüşü desteklersiniz muhtemeln aykırı olarak algılanırsınız.Fakat bence burada önemli olan inancınızı bunun üzerine kurmak değil,…devamı✧ Reenkarnasyona inanır mısınız? ✧
Bilmeyenler için kısaca değinecek olursam : Reenkarnasyon, bir canlının ruhunun öldükten sonra yeni bir bedenle yeniden dünyaya gelmesi inancıdır.
Bu görüşü desteklersiniz muhtemeln aykırı olarak algılanırsınız.Fakat bence burada önemli olan inancınızı bunun üzerine kurmak değil, böyle bir şeyin var olup olmadığına dair fikir yürütmektir..Yani kimse bu yüzden dinden çıkmaz değil mi?
Şahsen bu konuda net bir fikre sahip olmasam da kesinlikle ilgimi çeken bir konu olduğunu söyleyebilirim.Bu inanca sahip insanlara hak verdiğim yerler olduğu gibi katılmadığını yerler de var.
Örneğin İzlediğim bir röportajda "Eğer yeniden doğmuyorsak dünya adaletsiz bir yer olmaz mıydı?" sorusuyla karşılaşmıştım.Burada bahsedilen; küçük yaşta ,savaş gibi nedenlerle ölen çocukların yanı sıra doğuştan engelli doğan bireyler.Buna ikna olmuş olsam da mantıklı hiçbir gerekçesinin olmadığını düşündüğüm yerler de yok değil.Yani bu işler karışık şeyler...┐( ∵ )┌
Kitap ise reenkarnasyonu,daha doğrusu geçmiş yaşamı farklı bir bakış açısıyla dile getiriyor.Aslında bahsedilen şeye reenkarnasyon denebileceğini düşünmüyorum.Çünkü burada işin içine "Üstat"denilen yüce ruhlar ve onların Tanrı'ya yaklaşmamıza yardım ettiği yönünde bilgiler söz konusu."Tanrıya yaklaşmaktan"kasıt ise şu: Her yaşamımızda yeni bir bilgi öğrenir,bunları öğrenmeden bir sonraki yaşama geçemezsiniz.Bunu her seferinde tekrarlayarak en sonunda Tanrı'ya-onun sınırsız bilgisine - yaklaşmış oluruz vs vs.(Gerisini okursunuz artık)
Konu olarak -aynı zamanda kitabın yazarı olan- doktorun hastasını tedavi ederken hipnoz etkisinde hastanın geçmiş yaşamlarını hatırlaması gibi sıradışı bir olay ele alınıyor.Bunu irdelerken bu konuda bir takım mesajlarla karşılaşıyor ve hastayı tedavi etmeye çalışıyorlar.
Açıkçası anlatılanlar ne kadar gerçek onu bilemiyorum.Kafama yatan şeyler olduğu söylenemez.Eğer kütüphanede denk gelmeseydim ben de özellikle gidip almazdım zaten.Fakat genel anlamda fena değildi benim için.Konusu ilginizi çekmediyse büyük ihtimalle sıkılırsınız,sevdiyseniz bir bakın derim.
Alıntılarım çok uzun bu nedenle daha fazla uzatmamak en iyisi ^^
İyi kalmanız dileğiyle🎀
"Daha bağışlayıcı olmalıydım ama değildim.İnsanların bana karşı olan hatalarını bağışlayamadım.Oysa bağışlamalıydım. Hataları başlamadım onlar için oturdum ve yıllarca barındırıp besledim."
"Yaşam hızlandırılamaz,insanların yapmaya çalıştığı gibi belli bir düzen altına alınamaz.Bbize belli bir zamanda verilen şeyi kabullenmeli,daha fazlasını istememeliyiz. Fakat yaşam sonsuzdur bu nedenle hiçbir zaman ölmeyiz gerçekte hiçbir zaman doğmayız.
Zaman bizim gördüğümüz anlamda zaman değil, öğrenilen derslerdir."
"Ölüm korkusu; bu gizlenmiş, bu sürekli korku hiçbir miktarda paranın ya da gücün ortadan kaldıramayacağı bir şeydi.Anahtar oydu.Ama eğer insanlar," yaşamın sonsuz olduğunu bu nedenle asla ölmediğimiz ve gerçekte asla doğmadığımızı" öğrenselerdi o zaman bu korku ortadan kalkardı.Eğer bundan önce defalarca yaşadıklarını ve bundan sonra defalarca yaşayacaklarını bilselerdi kendilerine ne kadar güvende hissederlerdi. Eğer fiziksel düzeydeyken onlara yardımcı olacak bir sürü ruh olduğunu ve öldükten sonra bu ruhlarla,aynı zamanda sevdikleri insanların ruhlarıyla buluşacaklarını bilselerdi bu ne kadar rahatlatıcı olurdu.Kendilerini ne kadar güvende hissederlerdi.
Eğer insanlara karşı adaletsizliklerinin ve uyguladıkları şiddetin yanlarına kalmayacağını, bunu başka bir yaşamda ödeyeceklerini bilselerdi ne kadar az kim ve nefret barındırırlardı.Ve eğer gerçekten de "bilgiyle tanrıya yaklaşıyorsak " bir sonu olan bu arayışımızda hiçbir işimize yaramayacak olan maddi varlığı ya da gücün ne anlamı vardır ? Ne olursa olsun aç gözlüdür ve güç ihtirasının hiçbir anlamı yoktu."
"Dini düzenlere uygun olarak yaşayan insanlar ustalara bizlere oranla daha yakındırlar çünkü utanma ve boyun eğme gibi özelliklere sahiptiler.Karşılığında bir şey beklemeden çok şey verirler.Bizlerse karşılık olarak ödüller bekleriz-davranışımız için ödül...Elde etmek istediğimiz ödül yoksa o zaman da onaylama bekleriz. Oysa yapmanın-ama bir şey beklemeden kendi çıkarını düşünmeden yapmanın- kendisi bir ödüldür."