Spoiler içeriyor
"Kanunlar mükemmel değildir, çünkü kanunları yaratan insanlar mükemmel değildir. Mükemmel olmak imkansız. Ancak yasalar, insanın doğru olma mücadelesinin kanıtıdır.” Evet, iki kelimeyle anlatmak gerekirse tek soluktu. Her şey çok akıcıydı. Bir yerde bir yorum okudum, öncelikle onu aktarmak istiyorum. Light,…devamı"Kanunlar mükemmel değildir, çünkü kanunları yaratan insanlar mükemmel değildir. Mükemmel olmak imkansız. Ancak yasalar, insanın doğru olma mücadelesinin kanıtıdır.”
Evet, iki kelimeyle anlatmak gerekirse tek soluktu. Her şey çok akıcıydı. Bir yerde bir yorum okudum, öncelikle onu aktarmak istiyorum. Light, kelimenin tam anlamıyla mükemmeldi. Zekiydi, yakışıklıydı, iyi bir ailesi vardı, popülerdi, çevresinde ona hayran olan birçok kadın vardı. Light da mükemmel olduğunun farkındaydı ama şunu unutuyordu ki ölüm defteri ona tesadüfen ulaşmıştı, mükemmel olduğu için değil.
İlk başlarda haklı bir dava vardı. Belki de hepimizin hayali olan bir dava. Ancak Light kibri yüzünden haklı davasını kaybetti. "Kira; yakalanırsa kötüdür, yakalanmazsa adalettir." İlk falsosu L'in dublörünü öldürmesiydi. Karşısına kim çıkarsa yakıp yıktı. Buna kendi babası dahil. Kötü bir adamı iyi göstermenin tek yolu onun iyi biri olduğunu düşündürmektir. Light'ın ana düşüncesi her ne kadar adaleti sağlamak olursa olsun bence egosunu bunun daha da önüne koyuyordu. Nitekim shinigami gözlerini almak istememesinin sebebi adaleti daha uzun süre sağlamak istemesi değil, adaletini sağladığı dünyayı yönetmek istemesiydi. Adalet kim için ne anlama gelirse gelsin, adalet bir kişi değildir çünkü o kişi ben de olabilirdim. Bundan dolayı bu diziden bir çıkarıma varacaksak adalet Kira değildir.
Ryuzaki'nin ölümü benim için çok ani oldu. Kendi kafamda onu ilahlaştırmıştım ve öleceğini gerçekten düşünmüyordum. Bence ölmemesi de gerekiyordu ki Light'ı yakından takip etmek için takım arkadaşı olma işi de saçmalıktı bana göre. Ryuzaki o kadar zekiydi ki son kuralların yalan olduğunu anlamasını beklerdim. Near ve Mello, Ryuzaki'ye o kadar alıştıktan sonra çok tad vermedi ancak ikisinde de Ryuzaki'den çok fazla esinti vardı. Bundan dolayı bölümler ilerledikçe onları da içselleştirdim.
Son sahnede Matsuda'nın Light'ı vurması benim için duygu doluydu. Matsuda ekibin en sadık ve en arka planda kalan elemanıydı. Aslında bir nevi Light'ı Matsuda öldürmüş oldu ve babasının intikamını aldı.
Light'ın Kirayken ve değilken olan karakter değişimi o kadar bariz ki. En çok gözüme çarpan nokta Kira değilken Ryuzaki, Amane'yi kullanmasını söylediğinde buna karşı çıkmıştı ama Takada'yı kullanmayı kendi teklif etti. Bu noktada yanında çalışanlar en azından bunu fark eder diye düşündüm ancak olmadı. En iyi insan bile güç kendi eline geçtiğinde bu gücü kendi lehine kullanır diyorum hatta arttırıyorum, gücü kendi lehine kullanmayacak tek bir insan bile yoktur şu dünyada.
En azından Light'ın babası oğlunun Kira olmadığını düşünerek öldü. Light ise herkesi mahvettiğini ama en önemlisi kaybettiğini bilerek.
Anlamadığım bir nokta var bunu gözden kaçırmış olabilirim. Buraya kadar okuduysanız ve gözden kaçırdıysam yorumlara yazabilirsiniz. Mello'nun gerçek ismi zaten biliniyorsa neden daha önce ismi ölüm defterine yazılmadı? Light'ın babasında göz olduğu için sadece o ismini biliyor ve ölünce kayıplara karıştı sanmıştım, Takada öldürünce çok şaşırdım.
Sonuç olarak her bölümü birbirinden güzel olan bir animeydi. Saygı duruşuna geçmeden önce şunu eklemek istiyorum, hiç kimse bizi görmediğinde hâlâ ahlaklı kalabilir miyiz?