Spoiler içeriyor
Çok üzülerek söylüyorum ki film hakkında hiçte iyi şeyler söylemiyeceğim.Farklı bir görüşünüz olabilir ama bunu saygıyla dile getirin lütfen. Mükemmel bir konudan, çok kötü bir senaryo ortaya çıkarılmış. Bu yüzden David Fincher ve ekibi festivallerde ödülü hep Slumdog Millionairee kaptırıyorlar.…devamıÇok üzülerek söylüyorum ki film hakkında hiçte iyi şeyler söylemiyeceğim.Farklı bir görüşünüz olabilir ama bunu saygıyla dile getirin lütfen.
Mükemmel bir konudan, çok kötü bir senaryo ortaya çıkarılmış. Bu yüzden David Fincher ve ekibi festivallerde ödülü hep Slumdog Millionairee kaptırıyorlar. Kaptırmaya da devam edecekler. Çünkü Benjamin Button gerçekten yüzyılın fiyaskosu. Herkes olağanüstü fragmanı izlediğinde sinema tarihine adını yazdıracak bir başyapıt bekliyordu, fakat sonuç büyük bir hayal kırıklığı oldu. Nedeni ise çok kötü bir senaryo yazılması ve birçok başyapıta imza atmış David Fincherın bu senaryoyla bu filmi çekerek aslında kendi kariyerini riske atmasıdır. Brad Pittin oyunculuğu sade ve yerindeydi fakat eğer Hugh Jackman oynasaydı kim bilir neler çıkardı ortaya diye de düşünüyor insan. Cate Blanchett doğru seçim ama performansı üst düzey değil, ki Oscara 2008 yılında aday olamamasından anlaşılıyor bu. Sinematografisi de daha etkili olabilirdi, çünkü sinematografik olarak aklımda sadece 2 sahne kaldı. Brad Pittin babasıyla güneşin batışını izlediği sahne, ve Cate Blanchettin geceleyin dışarıda Brad Pitte karşı sergilediği dans sahnesi. Onun dışında sinematografik olarak akılda kalıcı herhangi bir sahne yoktu. Peki senaryo nasıl olsaydı bir başyapıt bir kült haline gelebilirdi?Benjamin Buttonun ilahlaştırılması gerekirdi. İnsanlar tarafından dışlanılması, hatta tutuklanması, hapse düşüp çıkması. Çünkü bir kimliği yok, 80 yaşında doğuyor.Bir adam git gide gençleşiyorsa, ki bu herkes tarafından farkedilir ve bu adam mutlaka herkes tarafından duyulur ve bir ilah bir sembol haline gelir. Dünyada Benjamin Button lehine tezahüratlar yapılır. Onun bir Mesih olduğunu bile düşünenler çıkar. Bir anda dünyanın en önemli ismi haline gelir. Çünkü onun bir geçmişi yoktur 80 yaşında doğmuştur ve geriye doğru gitmektedir. Böyle birşey görülmemiştir ve böyle bir insan doğaüstü bir insandır. İnsanlar dünyanın dört bir yanından gelerek Benjamin Buttondan yardım istemeye gelir. Onun herşeyi yapabileceğini düşünürler. Ölüleri diriltebileceğine, insanlara sonsuz yaşam verebileceğine, her medeti umarlar. Benjamin Button ise kaçar. Herkeseten uzaklaşır, unutmaadığı tek kişi ise Daisydir, yıllar sonra geri döner, Daisyyle karşılaşır ve masumsu bir aşk hikayesi başlar aralarında. Filmdeki gibi inandırıcılık dışı bir aşk değil. Daisynin yıllar sonra gelen, kaç senedir muhabbeti bile olmadığı Benjamimn Buttonın karşısında bir gece dans edip sonra direk dudaklarına öpücük kondurması gibi bir saçmalıktan bahsediyorum. Sevginin bütün masumluğu, naifliği gitti o noktadan sonra. VE son sahne ise, Benjamin Button küçük bir çocuk Daisy ise anneanne yaşına gelmiş şekilde gece yan yana yatarlarken, Daisy ' iyi geceler benjamin', Benjamin ise 'iyi geceler daisy' der. Benjamin yatağında ölür işte tam olarak böyle bitmeliydi. İşte o zaman dünyaya mükemmel bir başyapıt armağan edilmiş ve yüzyıllar sonra gene bu film konuşuluyor olurdu.Ki maalesef unutulucak..