Ara sıra bazı şeyler kaleme alıyorum. İyidir veya kötüdür tartışılır ama içimde ki yazma hissi hiç dinmiyor bazen. Bu yüzden ufak tefek yazılarımı burada paylaşma kararı aldım. Açıkcası bu yazıyla ilgili sizlerinde fikirlerini merak ediyorum. Hepsini okuyan kişilere şimdiden teşekkür…devamıAra sıra bazı şeyler kaleme alıyorum. İyidir veya kötüdür tartışılır ama içimde ki yazma hissi hiç dinmiyor bazen. Bu yüzden ufak tefek yazılarımı burada paylaşma kararı aldım. Açıkcası bu yazıyla ilgili sizlerinde fikirlerini merak ediyorum. Hepsini okuyan kişilere şimdiden teşekkür ederim.
Bazen canım sıkılır, montumu alıp dışarı atarım kendimi. Ruhum bedenimin içinde sıkışır, yaşadıklarımın ağırlığıyla sokaklarda bir umut çare ararım. Yeri gelir üşümüş bir kediyle muhabbet eder, derdimi anlatır, içimi kemiren sıkıntıların alevini ona yanstırım ki, belki bir umut o da ısınır. "Kediler insanlardan daha iyidir" derdi bir arkadaşım ama inanmazdım. Yanılmışım. Beni doğru düzgün dinleyen tek kişi bizim Hamdi oldu. Her gece yanına giderim içimi dökmeye, derdimi anlatmaya. Kimi zaman ziyafet çeksin diye süt ve mama bile alırım. Uzaktan beni görünce hafif adımlarla gelir, üşümüş ve titreyen patilerini uzatarak ısıtmamı ister. Ne yapsın, insanın bile ruhunu donduran bu soğukta tek başına. Yeri gelir uzun bir süre kucağımda uyur, yeri gelir karşıma geçip beni izler. Bizim Hamdi'de böyledir işte... Ara sıra düşünürüm, belki Hamdi bile benim tek dostum, arkadaşım ve sırdaşımdır diye. Gerçi hakkını yemeyelim efenim, gökyüzünü anmamak olmaz. Ben her gece yeniden şans veririm gökyüzüne, bana yeni bir hikaye anlatması için... Kimi zaman çimlere uzanır, gözlerimi dört açıp beklerim, bakalım bugün bana neler gösterecek diye. Ben ona duyduğum sevgiyi böyle gösteririm, o da her gün mutlaka karşılık verir sevgime. Bazen kayan bir yıldızla, bazen nefes kesici bir şimşekle... Çoğu zaman cevap verir ama, yeterki dinlemeyi bil! Bazen aramız kötü olur kendisiyle. İşte o zaman cevap vermez, sadece kendisini izlemeni ister, sana yol gösterir. Nereye gittiğini bilmezsin, ama sadece gitmek istersin. Garip bir histir bu. Anlamlandıramaz, konduramazsın bir türlü. Sadece içini kemiren bir duygu oluşur, onu takip etmek istersin. Nereye varacağı bilinmez, uzun, çetrefilli bir yoldur bu. İşte insan burada bir düşünür; "Yola devam mı, yoksa tamam mı..." Şöyle bir düşündüm. Artık kaybedecek bir şeyim yoktu. Hislerim yalnızlığın o soğuk bıçağı ile kesilip atılmış, duygularım ise bir mum misali sönmüştü. "Daha acı, daha zor ne olabilir ki" dedim kendi kendime. Hafif puslu havayı inceledim, derin bir nefes aldım ve yoluma devam ettim. Kim bilir, belki gökyüzü bana bir cevap daha verir....