Her şeyden önce bu yazı kendime bir hatırlatma niteliğindedir ve sizinle de paylaşmak istedim çünkü hepimize faydalı olacağını düşündüm. Unutmayın hiçbir şey tesadüf değildir. 🌟
Zaman her daim bir şeylerin ilacı mı? Yoksa sadece bir teselli mi? Bana sorarsanız zaman…devamıHer şeyden önce bu yazı kendime bir hatırlatma niteliğindedir ve sizinle de paylaşmak istedim çünkü hepimize faydalı olacağını düşündüm. Unutmayın hiçbir şey tesadüf değildir. 🌟
Zaman her daim bir şeylerin ilacı mı? Yoksa sadece bir teselli mi? Bana sorarsanız zaman her zaman bir ilaç değildir. Hatta yeri geldiğinde zehirdir çünkü zaman daima lehimize işlemez. Örneğin 50 yaşındaki sıradan birine yeni bir bakış tarzı katmak çok zordur. Bakış açısının ne kadar yanlış olduğu onu ilgilendirmez. Zamanla birlikte her şey yerleşmiştir çünkü. Tıpkı kırılan kemiğin yanlış kaynaması gibi.
İnsanın parçası olan eksiklikleri kapatmak için hayat fırsatlar sunar. Aynı şeyi öğretene dek tekrarlar. Çoğu kişi bunlara hayatının belası, şanssızlığı, çaresizliği, kara bahtı olarak bakar. Oysa ki bir zaafı da budur. Hayat bunu öğretmek için süphesiz o insanın karşısına sürekli bela olarak nitelendirdiği şeyleri çıkartır. Ya öğrenir, ya da öğrenemeden hayatı sonlanır. Demem o ki hayatla oynarken kurnaz olun. Söylemek istediklerini hızlı anlamaya çalışın. Zamanı verimli kullanın. Hayatla dost olun. Çünkü ben bu güne kadar fark ettim ki ne kadar sızlanırsanız o kadar zarar verirsiniz kendinize. Olumsuzluk biyolojinizde ve ruhunuzda derin yaralar açar. Ve unutmayın, zaman ilerledikçe onarılması daha da güçleşir. Bir şey yaşadığınızda bilin ki bu sizin kara talihinizle değil, sizinle alakalı. Mesela hayatınızdaki kimseden sevgi hissetmiyorsanız bunu neden yaşadığınızı irdeleyin. Sürekli farklı kişilerle aynı olayları yaşıyorsanız neden sürekli aynı şeylerin tekrar ettiğini düşünün. İnanın bana, hepsinin bir sebebi var. Sadece kaderi suçlamak gerilemekten başka bir şey getirmeyecektir. Bazen yorulacaksınız. Çaresiz hissedeceksiniz. Yalnız hissedeceksiniz. Ama bunların hepsi hayatın gerektirdikleri. Bunların hepsi yaşanması gereken duygular. Bunlarla baş etmesini de öğretecek zamanla. Bakın, zaman şifa da oluyormuş insana zehir de...
Ve tabii ki zamanın hediye ettiği tecrübeler yetmez çoğu zaman. Her şeye hakim olan, hayatın sırrını şüphesiz bilen bir referansımız olmalı ki yürüdüğümüz yolda asıl doğru ve yanlış nedir söylesin. Düşünün; yeryüzünde yol, tabela, navigasyon, harita, pusula vb. doğru yolu gösteren hiçbir bir şey yok. Siz koca bir okyanusun ortasındasınız ve bir yere varmak istiyorunuz.Nelerle karşılaşacağızdan bile emin değilsiniz. Nasıl gideceğiniz hakkında en ufak fikriniz olmadan yola çıkmak ahmaklık olurdu değil mi? Keza okyanusun ortasında bilinmezliğin birinde ölene kadar yaşayıp yok olmayı tercih etmek de öyle. Çünkü kişi bunu tercih etse bile rüzgar onu oradan oraya savurup bir şeyler hatırlatmaya çalışacak.
Meraklı ve her daim doğruyu kovalayan insanlar olmanızı dilerim. Uzun zamandır aklımda kurduğum düşüncelerin birleşmiş hali bunlar. O yüzden bazı kusurlar olabilir. Sürç-ü lisan ettiysek affola.