(@) - Raf

Seni seviyorum ne demek ? Özellikle bu cümleyi daha önce duymamış biri için tamamen bir gizem. Belki de gerçekten kimsenin sözlük anlamı ile bilemeyeceği, zamanı gelince sadece hissederek anlamını bulabileceği cümle. Bu animede, karakterle birlikte, bunun anlamını aradığınız bir yolculuğa…devamıSeni seviyorum ne demek ? Özellikle bu cümleyi daha önce duymamış biri için tamamen bir gizem. Belki de gerçekten kimsenin sözlük anlamı ile bilemeyeceği, zamanı gelince sadece hissederek anlamını bulabileceği cümle. Bu animede, karakterle birlikte, bunun anlamını aradığınız bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Yüzeysel bir karakterin, bölüm bölüm nasıl derinleştiğini izliyorsunuz. İnsanın içine işleyen, oldukça duygusal bir animeydi. Yetenekleri yüzünden bir savaş aleti gibi kullanılan Violet'in, savaş sonrasında, kendisini yetiştiren Binbaşı Gilbert'in ölmeden önce ona söylediği "seni seviyorum" sözünün ne demek olduğunu anlamaya çalışması ve hiç bir duyguyu hissedemeyen birinin, kendini keşfetmetsini, emir almadan yaşamayı öğrenmesini anlatan bir konusu var. İzlerken en üzüldüğüm şey, daha önce bu cümleyi işitmemiş birinin, kendine söyleyen ilk ve son kişiyi, ne demek olduğunun cevabını alamadan kaybetmiş olması. Daha önce mektup yazdınız mı ya da aldınız mı? Günümüzde teknoloji bu kadar ilerlemişken bunun tadını alan insan artık yok denecek kadar azdır. Savaş sonrası, otomatik hafıza bebeği ( insanların düşüncelerini en iyi kelimelerle mektuba aktarmak) olarak işe başlayan Violet ile beraber her bölüm, yüreğinize dokunacak hikayelere şahit oluyorsunuz. Bir mektup ne kadar önemli olabilir, insanların hayatını ne kadar etkileyebilir, şaşırtıcı. Dizi, çizimleriyle görsel açıdan çok kaliteli.Kullanılan renk tonlarıyla yaratılan atmosfer, yaratılan hikayeye çok uygun.Ayrıca müzikleri... Özellikle introsu o kadar güzel ki, bu zamana kadar izlediğim animeler içinde müziklerini en beğendiğim anime oldu. Tavsiye edilesi bir anime ..🤌🏼 🎬"Gönderilebilen hiçbir mektup teslim edilmemeyi hak etmez." 🎬"Pek çok şey öğreneceksin, ama onları öğrenmeseydin, bilmeseydin, yaşamaya devam etmek daha kolay olabilirdi. Yaptığın şeyler yüzünden vücudunun yandığının farkında değilsin. Bir gün anlayacaksın. Ve sonra ilk defa birçok yanığın olduğunu fark edeceksin.” 🎬"Yaşa ve özgür ol.."

thalassophile 2 months ago

Hayvan Çiftliği

George Orwell

352 Gönderi

Bu kitap, harika bir distopya örneği. Kimi kabul eder, kimi etmez ama bana göre, bizim yaşadığımız düzenin aynası arkadaşlar. Herkesin, yaşayacağımız (hatta çoktan yaşamış olduğumuz) sonun, önceden de yaşanmış ve yaşanmaya devam edeceğini, bir de George Orwell'dan dinlemesini isterim. Bizimde…devamıBu kitap, harika bir distopya örneği. Kimi kabul eder, kimi etmez ama bana göre, bizim yaşadığımız düzenin aynası arkadaşlar. Herkesin, yaşayacağımız (hatta çoktan yaşamış olduğumuz) sonun, önceden de yaşanmış ve yaşanmaya devam edeceğini, bir de George Orwell'dan dinlemesini isterim. Bizimde Bay Joneslarımız vardı koltuğundan zorla indirilen. Domuzlarımız vardı onun yerine geçen, bilgelikleriyle övünüp yan gelip yatan ve sonunda Jones'a dönüşen. Anayasamız vardı, bu hikayedeki gibi maddeleri sonradan değiştirilen. Moseslarımız vardı ortalığı karıştıran,yalan yanlış bilgi satan. Boxerlarımız vardı gece gündüz bir kuru ekmeğe çalışan.Benjaminlerimiz vardı, herşeyin farkında olan ama korkudan susan. Tabi ki koyunlarımız da vardı, her şeye körü körüne inanan,kim ne derse onu yapan. 'Dı değil belkide bu durum, hala süregelmekte olan. Bahsi geçen her hayvan, aslında insanların yaşamından bir zümreyi temsil ediyor. Bu roman beni uzak yerlere götürmedi, tam da olduğumuz anı anımsattı her sayfasında. Okumuş olanlar, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır eminim. Hayvan çiftliği korkunç sonla biten bir peri masalıdır. Daha iyi bir yaşam adına yola çıkıp, insanlara başkaldıran hayvanların, zamanla hayallerinin satılıp, iktidardaki domuzlar tarafından köleleştirilmesidir. Durum öyle bir boyut alır ki, zamanla hayvanlar manipülasyonlar ve aptallıkları ile, eskiden mi yoksa şimdi mi daha iyi durumda olduklarını kıyaslayamacak duruma gelirler. Stalinizm eleştirisi olduğu söylenen bu kitap, bence ucu iki tarafa da dokunan bir taşlama. Kitabın başında,kapitalizmin değiştirilmesi gerçeğiyle bir devrim olması gerektiği savunulur. Kapital sistem eleştirilir. Kitabın sonunda ise insanlar ile domuzların aynı sofrada oturup,birbirlerinden ayırt edilememesi,domuzların da insanlara dönüşmesi,sosyalizm fikrini yerer. O zaman sosyalizm sadece hayal mi satmaktır? Ya da her sosyalist, fırsat eline geçince, kolayca diktatöre dönüşebilecek kadar değişime uğrar mı? Ne kadar güzel bir hayal olsa bile, yaşanması eninde sonunda imkansız hale gelecek bir sisteme dönüşüyor. Egosal duygulara sahip varlığın, her zaman daha üstün olma mücadelesi asla son bulmayacaktır. Kitap, dahice yazıldığı için tüm siyasi zorbalıklara örnek olabilecek niteliktedir. Kim için uyarlamak isterseniz, uyarlayabilirsiniz. Neden daha önce okumamışım dedirten bir hikayeydi. Teşekkürler, George Orwell. 📚"İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir." 📚"Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir." 📚"İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyen çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez." 📚"Özgürlüklerini savunamayanların,ödedikleri bedel ağır olur." 📚"İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir." 📚"Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir." 📚"İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyen çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez." 📚"Özgürlüklerini savunamayanların,ödedikleri bedel ağır olur."

thalassophile 2 months ago

Merhaba Canım

Ulaş Tosun

13 Gönderi

Merhaba Canım ben az konuşan çok yorulan biriyim şarabı helvayla içmeyi severim hiç namaz kılmadım şimdiye kadar annemi ve allahı da çok severim annem de allahı çok sever biz bütün aile zaten biraz allahı da kedileri de çok severiz hayat…devamıMerhaba Canım ben az konuşan çok yorulan biriyim şarabı helvayla içmeyi severim hiç namaz kılmadım şimdiye kadar annemi ve allahı da çok severim annem de allahı çok sever biz bütün aile zaten biraz allahı da kedileri de çok severiz hayat trajik bir homoseksüeldir bence bütün homoseksüeller adonistir biraz çünki bütün sarhoşluklar biraz freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır siz inanmayın bir gün değişir elbet güneşe ve penise tapan rüzgarın yönü çünki ben okumuştum muydu neydi biryerlerde tanrılara kadın satıldığını ah canım aristophones barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum ölümü de bir giz gibi içimde ölümü tanrıya saklıyorum ve bir gün hiç anlamıyacaksınız güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum düşüvericek ellerinizden ve bir gün elbette zeki müreni seveceksiniz (zeki müreni seviniz) Her yazar gibi yaşamının, yönelimlerinin kendisine verdiği, sıkıntıyı, varoluş çabasını eserlerine yansıtan, sevdiğim şairlerden birisi kendisi.Özger şiirlerine, bu gözle baktığımızda onun eşcinsel kimliğinin ve o nedenle yaşadığı sorunların yansımasını yeterince hissettiriyor. Aynı zamanda devrimciydi, üniversite zamanlarında yayımlanan solcu şiirlerinden, direnişinden ötürü polislerden şiddette gördü. Gördüğü şiddetten sonra adeta bu duruma da şiirsel bir atıfla 'bu müzikal bir dayak' dedi. Hatta gizemli ölümüne başına aldığı job darbelerinin neden olduğu söylentisi mevcuttur. İşte böylesine devrimci bir ruha sahipken,eşcinsel kimliği ile bu iki ruhu bağdaştıramayan,kınayan örümcek beyinliler, böylesine değerli bir kalemi ötekileştirdiler. Öldürmemeyi bilen ama yaşatmak hakkında fikri olmayanların sıradan kötülükleri.. "ey gecede unutulmuşluğumun suçluları ey yanlışlığımın yanlış yargılayıcıları suçum: nefreti öksüz bırakmak savunmam: sevgimi yüceltmek içindir sakalım yok biliyorum ama kötü değilim büyükleri sayarım küçükleri severim çocukları incitmeden severim.kadını öpmesini bilirim sizi de sizi de öpmesini bilirim" Oysa ki o daha yirmilerinde iken dönemin en iyi dergilerinde şiirleri yayınlanıyordu. Cemal Süreya,Ataol Behramoğlu gibi yazarlarla aynı sayfaları paylaşıyordu.Arkadaş Zekai Özger adına 1996'dan beri her yıl şiir ödülü verilmektedir. 25 yaşında yolculuğunu bitiripte, yarım asır sonra bile, bu kadar değerli eserlerle adından bahsettirebilen kaç kişi vardır. İşte Zekai Özger'in, kendi deyimiyle *Arkadaş'ın kısa yaşamında, ardında bıraktığı izlere tanık olacağınız bir belgesel. Tam da bu 'sakalsız bir oğlanın tragedyası'.. "önce anne doğurdu çocuğu acıya sonra çocuk acıya anneyi ve ölümü kattı sonra herşey ve herkes çocuktan var oldu ama bir gün anneyle de hesaplaşılır çocuk yalnız annesine yaşar çocukken anne yalnız çocuğuna yaşamaz anneyken bölüşür anneliği babanın kasığında çocuğun bakışında çelişkidir büyüyen ağlamak bir soru olur sevginin yarım payında"

thalassophile 2 months ago

Unutulmuş

Hang-jun Zhang

172 Gönderi

Gerilim, gizem, ters köşe, dram severlerin, tavsiye edenlere teşekkür edeceği türden bir film izledim. İlk dakikasından son dakikasına kadar ekrana kilitleyen ve geçen her dakikası boş olmayan bir yapım. Bu türde uzun zamandır böylesine heyecan veren bir film izlememiştim. Filmi…devamı

thalassophile 2 months ago

Bir Astronotun Sonsuz Yolculuğu

Johan Renck

8 Gönderi

Romantik komedilerin vazgeçilmez aktörü Adam Sandler, ne olmuş sana ! İlk gördüğümde adın yazmasa seni tanıyamayacaktım. Yaşlandın mı yoksa rol için mi bu hale geldin anlayamadım. Astronot olduğunu görünce, sanırım dolu dolu bir uzay macerası izleyeceğiz dedim. Ama sıfır aksiyon.…devamı

thalassophile 2 months ago

Vincent'ten Sevgilerle

Dorota Kobiela

85 Gönderi

Daha iyisini izleyene kadar, bir sanat filmi öner dediklerinde, ilk önereceğim film olacak. 100'den fazla sanatçının katılımı ile çizilerek yapılan, film değil adeta bir sanat eseri. Van Gogh gibi bir sanatçıyı onun diliyle, yani tamamen yağlı boya çizimleriyle dolu bir…devamıDaha iyisini izleyene kadar, bir sanat filmi öner dediklerinde, ilk önereceğim film olacak. 100'den fazla sanatçının katılımı ile çizilerek yapılan, film değil adeta bir sanat eseri. Van Gogh gibi bir sanatçıyı onun diliyle, yani tamamen yağlı boya çizimleriyle dolu bir animasyonla anlatmak ne kadar da anlamlı. Bir müzeye gittiğinizi ve saatlerce tablolara bakakaldığınızı düşünün. Öylesine güzel detaylarla dolu ki. Daha önce hiç böyle bir şey izlememiştim. Vincent eline fırçayı 28 yaşında aldı. Kardeşi Theo'nun desteğiyle hiç durmadı .8 yıl içinde acemi bir ressamdan, usta bir ressam oldu. Ölümüne değin 8 yılda 800'den fazla tablo yaptı ve sadece birisini satabildi. Sanırım en acısı da buydu. Modern sanatın babası olduğu, ölümünden sonra ilan edildi. Ancak bu kadar başarılı bir ressam gittiği her yere yanında hastalığını da taşıdı. Psikolojik rahatsızlığı bilinen bir durum iken ölümü de bir hayli gizemli. Film, 37 yaşındayken hayata veda eden Van Gogh'un son kez resim yapmak için gittiği buğday tarlasında aslında ne olduğunu sorguluyor. Sıcak bir yaz gününde tarlaya resim yapmak için gelen büyük ressam, intihar etmek için kendisini karnından mı vurdu? Yoksa başka biri tarafından kazara ya da bilerek mi vuruldu? Yaralı halde odasına dönen ve “intihar etmek için kendimi vurdum” diyen Van Gogh, iki gün sonra hayatını kaybediyor. Hikaye, Van Gogh’un ölümünden bir yıl sonrasında başlıyor. İşte izleyeceğiniz bu film Vincent' in ölümünün ardındaki gizemi çözmeye yönelik başlayan, sonrasında ise bambaşka bakış açılarıyla,farklı anlamlarla karşılaşacağınız bir biyografi. Son olarak Vincent'in mektuplarından bir kaç cümle bırakmak istiyorum.. 📜"Çoğunluğun gözünde ben neyim? Kimse. Boş bir varlık. Tatsız bir kişi... Toplumda asla bir yere sahip olmayacak ve olamayacak birisi. Özcesi, en düşük birisi. Hepsi ne kadar doğru olsa da istediğim tek şey, eserlerimde, kimsenin kalbinde olmayan şeyleri bir gün gösterebilmek istiyorum." 📜"Ressamın hayatında ölüm, en zor şey olmayabilir.Bu konuda pek bir şey bilmediğimi de belirtmeliyim. Ama her zaman yıldızları görmeyi düşlerim.Niçin gökteki yıldızlar bizim için erişilemez olsunlar? Belki bir yıldıza gidebilmek için ölümü göze alabiliriz. Ve böylesi bir ölüm huzur içinde ölüme yürümek değil midir? Sevgilerle, Vincent. " Bugün de dram kotamızı doldurduk. Umarım aynı hissiyatla sizlerde izlersiniz..

thalassophile 2 months ago

Frances Ha

Noah Baumbach

35 Gönderi

Frances Ha ! Sen ne iyi kalpli bir çocuksun ve ne iyi bir arkadaşsın. Senin gibi bir arkadaşla insan zor yıkılırdı ve bu yüzden hayal kırıklıklarını en çok sen tattın.İçinde ki çocukluğu ne kadar kaybetmemeye çalışsan da hayat sana bir…devamı

thalassophile 2 months ago

Modern Love

John Carney

37 Gönderi

Bu dizinin yeri bende bambaşka oldu. Ne umarken ne buldum.Umduğumun tam tersi mükemmel bir yapımla tanıştım. Üstelik hepimizin tanıdığı Emma Stone,Anne Hathaway,Kit Harrington gibi oyuncuların performansları oldukça göz doldurducuydu. İnsanların günlük hayatta ki psikolojilerini her haliyle sunan,çift ilişkileri üstüne analiz…devamı

thalassophile 3 months ago

I Didn't Know I Was Pregnant

Suzanne Ali

3 Gönderi

Çok ilginç, gerçek olduğuna hala inanamadığım program. Yine de ne zaman görsem, merak duygusuyla bölüm bitene kadar izlemeye devam ediyorum. Çünkü anormal şeyleri, hipnozlanmış gibi izleme huyum var. TLC yapımları genelde çok ilginç ama en garip olanı bu herhalde. Kilo…devamı

thalassophile 3 months ago

Avarya

Gökalp Gönen

14 Gönderi

Yaşamak nefes almak mıdır? İnsan kendisinin yarattığı bir sisteme dahi güvenemiyor ve bundan şikayet ediyorsa ise, kendini sorgulaması gerekmez mi? Filmde, özgürlüğü dışında her şeyi olan bir kişinin çıkmazını izliyoruz. Bilim kurgu dalında izlediğim, türk yapımı ilk animasyon filmi sanırım.…devamı