Roma hakkında biraz genel bilgi edindikten sonra tekrar izlediğim ve gerçekten çok sevdiğim diziyi size gerçekten övmek istiyorum açıkçası değerinin bilinmiyor oluşu beni üzüyor. Bu 2. İzleyişim ilk defa altyazısız bir diziyi izledim ve bunun için en güzel seçim olduğunu…devamıRoma hakkında biraz genel bilgi edindikten sonra tekrar izlediğim ve gerçekten çok sevdiğim diziyi size gerçekten övmek istiyorum açıkçası değerinin bilinmiyor oluşu beni üzüyor.
Bu 2. İzleyişim ilk defa altyazısız bir diziyi izledim ve bunun için en güzel seçim olduğunu belirtmeliyim, ilk izlediğimde dikkat edemediğim ve seyir zevkine varamadığım bu dizi, düşük bütçesini ve yapım yılını hesaba katacak olursam kostümleri ve dekorları ile mükemmel ötesiydi.
Ayrıca dilinin latince olmasını çok isterdim, sahnelere ve karakterlere latince çok yakışırdı.
(Çok sevmem ilgimi çeken konudan ilerlediği içinde olabilir)
Diziinin konusu Julius Caesar hakimiyetindeki Roma İmparatorluğu’nun Galya ve Mısır’daki mücadeleleri ile başlıyor, bunun yanı sıra ülkede yaşanan iç çekişmeler ve Roma İmparatorluğu ile ilgili pek çok detayda arka planda arada bir öne çıkacak şekilde ilerliyor, günlük yaşam da en ince detaya kadar değiniyor bu detaylar da, yönetici sınıfın bolluğunu gösterirken halkın yoksullukla savaşına da değinmeden gerçekleşmemiş ki oldukça etkili bir şekilde ekrana yansıtılıyor.Ki bunu da sadece yöneticiler ve imparatorluk meseleleri üzerinden anlatmayarak halk gözünden de ele alıyor, yönetici sınıfı bolluk içinde yüzerken halkın ne denli sıkıntılar ve kendi içinde ayrılıklar yaşamış olduğunu ekrana mükemmel bir anlatımla yansıtıyor. Yalnızca entrikalara değil dönem insanına da odaklanıyor olması diziyi ekstra etkili kılıyor, burada her karaktere ayrıca değinebilirim ki çünkü her bir karakter ayrıca mükemmel işlenmişti.
Rome’un değerli olmasında birçok faktör var ama benim için en önemli nokta; dizide muhteşem bir hikaye anlatıcılığının olması dev gibi bir imparatorluğun kendisi gibi dev hikayesini izleyiciyi sıkmadan anlatma konusunda oldukça başarılı üstelik bu albenili senaryoyu oluşturmak için tarihsel anlatımında savaş (var ama yok), şiddet ve cinsellik sahnelerinin dozunu artırma kolaycılığına da kaçmıyor.
Mükemmel anlatılıcığı için basit ama mükemmel bir örnek vermem gerekirse;
Caesar’ın senatoda bıçaklanarak öldürüldüğü sahne ki özenle çekilmiş bu sahnenin sonunda Caesar, Brutus’le uzun uzun bakışırken içten içe çok bilinen ve beklediğimiz “Sen de mi, Brutus?” repliğini söylemiyor.
Senaristler bu uydurma klişeyi kullanmayarak izleyiciyi şaşırtırken, sürprizi bir sonraki bölüme saklıyorlar Caesar’ın ölümünden sonra uzlaşma teklifi için gelen Mark Anthony’yi öldürme planlarına annesi Servillia da katılıyor ve bu durum Brutus’un ağzından şu cümlelerin dökülmesine sebep oluyor: “Sen de mi, anne?”
Her şeyiyle mükemmel olan bu dizinin bende büyük bir eksiği var ki o da savaş sahneleri, anlıyorum düşük bütçeli fakat niye her bölüm de değilse de iki bölümde bir şişko bir haberci savaşın haberini veriyor, biraz zaman sonra tekrar çıkıp kimin kazandığını söylüyor lütfen ama..
Bir de haber vermeden zaman atlamaları var ki bak işte bu çok daha sinir bozucu, bi anda haber vermeden 3 yıl geçiyor savaşlar oluyor savaşlar bitiyor ve ben bu duruma sadece sinir olabiliyorum.Seni bu kadar sevmeme rağmen neden beni sinir ediyorsun ki, ROME!
Servilia’nın Atia’yı lanetlediği tirat için bile Rome’un izlenmesi gerektiğini düşünüyorum, izleyeceklere şimdiden iyi seyirler.