Spoiler içeriyor
"O mesajın hayatımı bu kadar değiştireceğini bilmiyordum..." Film kısaca; yanlışlıkla atılan bir mesajın sanal bir arkadaşlığa dönüşme sürecini izleyiciye yansıtıyor. Vale ve Alex, gerçek hayatta tanıştıklarının farkında olmadan birbirine kur yapmaya başlar ve olaylar gelişir. Film, dijital ortamda bir arkadaşlığa…devamı"O mesajın hayatımı bu kadar değiştireceğini bilmiyordum..."
Film kısaca; yanlışlıkla atılan bir mesajın sanal bir arkadaşlığa dönüşme sürecini izleyiciye yansıtıyor. Vale ve Alex, gerçek hayatta tanıştıklarının farkında olmadan birbirine kur yapmaya başlar ve olaylar gelişir.
Film, dijital ortamda bir arkadaşlığa başlayan iki liseli hakkında. İşin ilginç yanı, gerçek hayatta tanıştıklarının farkında olmayışı... İki baş karakter Alex (Ralf) ve Vale'nin (Annie) kendi sorunları vardır. Liseyi bitirmeye ve yıl sonu balosuna doğru ilerlemeye çalıştıklarında işler kendileri için daha da zorlaşmaktadır. Sorunlarını aşmada kendilerine yardımcı olması için, kısa sürede romantik duygulara dönüşen 'anonim' bir bağlantıyla arkadaşlık kurarlar.
Bana göre film beklediğimden de güzeldi. Filme başlamadan önce "en fazla ne olur yani, şöyle yada böyle olur" demişliğim var. Ama filmi sıkılmadan izledim. Hatta bugün bitirdim. Film sarıyor. Yani bence, izleyin denilebilcek filmlerden biri.
Kızın hayalini anne ve babası desteklemese bile kızın isteğini gerçekleştirmesine çok sevindim. Ayrıca hazırladığı videoda gerçekten komik ve eğlenceliydii.
9.2/10
"Umut acımasız bir canavardır. Aynı zamanda, önümüzü aydınlatan da odur." Dizi, kendilerine ‘Counter’ adını verdikleri bir grubun etrafında dönmektedir. Her birinin kendine özel yetenekleri vardır. Amaçları, kötü ruhları yakalamaktır ve kendilerini bir noodle restoranın çalışanı olarak gizlemektedir. Şeytanların olduğu bu…devamı"Umut acımasız bir canavardır. Aynı zamanda, önümüzü aydınlatan da odur."
Dizi, kendilerine ‘Counter’ adını verdikleri bir grubun etrafında dönmektedir. Her birinin kendine özel yetenekleri vardır. Amaçları, kötü ruhları yakalamaktır ve kendilerini bir noodle restoranın çalışanı olarak gizlemektedir.
Şeytanların olduğu bu dünyada, elbette ki de şeytan avcıları olmalı değil mi? Bu dünyanın tamamen kötülerin elinde olmadığını, hâlâ iyilik için savaşan insanların olduğunu hissettiren keyifli bir diziydi…
Tabii ki, ana karakterin power-upları vardı, takımı için canını dişine takıyordu ve elbette ki yanlış yola yönelip güçlerini yitirdiğinde olması gerektiği kişiyi buluyordu bunlar alışılageldik klişiler ancak bu dizi kendini hissettirdi. Özellikle karakterlerin samimiyeti beni kendine çok bağladı.
So-Mun, Bayan Chu, Ha-Na, Mo-Tak… Bu dörtlü gerçekten birbirlerinin arkalarını kollayan, birlikte savaşan süperkahramanlar gibiydiler.
Ayrıca, So-Mun’un arkadaşları… Ne kadar samimiydiler, So-Mun kaybettiklerini kazandığını gördüklerinde desteklemeleri, So-Mun onlara bir şey anlatamazken saçma sapan triplere girmek yerine onu anlamaları… Arkadaşlıkları o kadar güzeldi ki, gerçek olmasını istedim. >.<
Her karakter için ayrı hüzne kapıldım, hatta kötü karakterler için bile üzüldüm.
Şahsen diziye benim puanım 10/10. Umarım kısa bir sürede 3. sezonu da çıkar. Kefiyli ve iyi izlemeler...
"İnsanlar şeytanın ta kendisi olabilir."
Çocukken annesinin öldürülmesine şahit olmuş ve mafya babası dayısı tarafından büyütülmüş olan Bong Sang Pil, annesine verdiği sözü tutup avukat olmuştur. Hem bir gangster gibi dövüşmeyi biliyordur hem de avukat olduğu için kanunlarda bulunan boşluklardan nasıl yararlanılabileceğini. Bir gün kimliği…devamıÇocukken annesinin öldürülmesine şahit olmuş ve mafya babası dayısı tarafından büyütülmüş olan Bong Sang Pil, annesine verdiği sözü tutup avukat olmuştur. Hem bir gangster gibi dövüşmeyi biliyordur hem de avukat olduğu için kanunlarda bulunan boşluklardan nasıl yararlanılabileceğini. Bir gün kimliği belirsiz biri tarafından ona annesinin cinayeti de dahil olmak üzere bir çok suçlunun yakalanmasını sağlayabilecek ip uçlarının bulunduğu kara kaplı bir defter gönderilir. Bong Sang Pil de bunun üzerine artık doğduğu şehre geri dönüp kanunlar aracılığıyla annesinin intikamını almaya karar verir. Bir başka avukat ve aynı şekilde annesini kaybetmiş olan Ha Jae Yi ile aslında aynı düşmana sahiplerdir. Bundan sonra birlikte çalışacaklardır.
Dizinin pozitif yönlerinin başında karikatür gibi işlenmiş yan karakterleri geliyor ama bu aynı zamanda dizinin en büyük negatif yönü de. Şöyle ki Bong Sang Pil’in acayip gürültülü yardımcıları bazı sahnelerde kendilerini sevdirseler de yapmacık kahkahaları ve aşırı gürültülü davranışlarıyla çoğu zaman itici geliyor. En azından bana. An O Joo’nun yardımcısı rolündeki de ayrı bir şebekti ama epey komikti. Nam Soon Ja karakterini canlandıran Yum Hye Ran’a da şapka çıkarmak lazım. Kötünün yardımcısı kötü karakterde ancak bu kadar başarılı olunabilirdi. Kadının yüzünden resmen nefret akıyor yahu!:D
Kısacası dizi bana göre ne iyine kötü. İdare eder ama yinede güzeldi. Eğer hukuk konulu diziler seviyorsanız bu dizi tam size göree :)
7.9/10
~Arkeopteriks.. Herkese selamlaarrr. Tekrardan bir K-drama ile karşınızdayımm. Konusu çok klişe ve çok eğlenceli bence. Arkadaşı yerine randevuya çıkan kızımızın randevuya çıktığı kişi patronu çıkıyor ve patronu randevuya çıktığı, garip hareketler yapan o kıza âşık oluyor. İlk 6-7 bölümü o…devamı~Arkeopteriks..
Herkese selamlaarrr. Tekrardan bir K-drama ile karşınızdayımm.
Konusu çok klişe ve çok eğlenceli bence. Arkadaşı yerine randevuya çıkan kızımızın randevuya çıktığı kişi patronu çıkıyor ve patronu randevuya çıktığı, garip hareketler yapan o kıza âşık oluyor. İlk 6-7 bölümü o kadar eğlenceliydi ki… İlk bölümde attığım kahkahaları unutamam. İzlediğimde modum düşüktü. Bu diziyi izlerken mod düşüklüğümü unutmuş, gülüyordum sürekli. K-drama kafa dağıtmak için muhteşem bir dünya bence.
Yani sadece başrol çifti değil ikinci çifti de bayılarak izleyeceğiniz bir dizi Business Proposal. Bazı dizilerde ikinci çiftin sahneleri sıkar, geçmek istersiniz ama Business Proposal kesinlikle o dizilerden biri değil.
Dolayısıyla komik, eğlenceli ve aşk dolu bir dizi Business Proposal.
Özet olarak yorumlarsam gayet klişe ama o klişeyi çok eğlenceli bir şekilde işleyen, oyunculukları sevdiğim, ikinci çifte de bayıldığım, karakterlerin gayet başarılı bir şekilde işlendiğini düşündüğüm, biraz uzatılsa da yine de çok bıktırmadan finale ulaştığını düşündüğüm mod yükseltici bir dizi Business Proposal.
Kesinlikle en sevdiğim dizilerden biri oldu. İzleyin, izlettirin. 10/10
"Mutluluk belki de sadece arayacağımız bir şeydir." Başrolde Will Smith'in yer aldığı iş adamı Chris Gardner'ın hayatının önemli kısımlarının anlatıldığı unutulmaz dram filmi. Filmin yapımcılığını da üstlenen Will Smith beş yaşındaki oğlu Jaden Smith ile birlikte yine efsane performanslarından birini…devamı"Mutluluk belki de sadece arayacağımız bir şeydir."
Başrolde Will Smith'in yer aldığı iş adamı Chris Gardner'ın hayatının önemli kısımlarının anlatıldığı unutulmaz dram filmi. Filmin yapımcılığını da üstlenen Will Smith beş yaşındaki oğlu Jaden Smith ile birlikte yine efsane performanslarından birini sergiliyor, ağladığı ve mutlu olduğu sahnelerdeki gözyaşları, mimikleri ve vücut dili çok başarılıydı. Jaden Smith de babası gibi iyiydi. Baba oğul arasındaki uyum da iyiydi.
Chris Gardner bütün birikimini bir tıbbi cihaza yatırır ve hastane hastane doktor doktor gezerek bu cihazı satmaya çalışır ama işler hiç beklediği gibi gitmez. Bundan sonra ekonomik olarak kötüye gitmeye başlayan Chris, kirayı bile ödeyemeyecek duruma gelir ve eşi tarafından terk edilir. Oğlu ile birlikte, bazen otelde bazen aş evinde yatmaya başlar. Bu anlarda tek motivasyonu olan oğlu ile birlikte elinde kalan tek hedef olan bir borsa şirketinde stajyerliği birinci bitirmek vardır.
Filmde herkesin kendine ilham alabileceği sözler ve bir hayat hikayesi var. Verilen mesaj zaten filmin ismiyle uyumlu; mutluluğun peşinden koşmaktan vazgeçme ve asla umudunu kaybetme ayrıca bazen zirveye çıkmak için en dibi görmek gerekir, hiç kimsenin sana bir şey yapamazsın demesine izin verme gibi mesajlar da veriyor. İnsanlara ilham kaynağı olmak ve umut aşılamak güzel şeyler ama bencil bir toplumda bunu başaramayanların olduğunu bilmek film boyunca aklınızdan çıkmıyor.
"Baba dinle şunu. Birgün adamın biri suda boğuluyormuş. Bir gemi gelmiş ve demiş ki, ''Yardıma ihtiyacın var mı?'' Adam demiş ki, ''Hayır, sağol, Tanrı beni kurtarır'' Sonra başka bir gemi gelmiş ve demişki, ''Yardıma ihtiyacın var mı?'' Adam gene, ''Hayır, sağol, Tanrı beni kurtarır'' demiş. Ve adam boğulmuş. Öbür tarafta Tanrıya demiş ki, ''Tanrım neden beni kurtarmadın'' Tanrı da demiş ki, ''Aptal sana 2 gemi yolladım ya."
"Yaşam bir savaştır. Ne kaybedebilir, ne de pes edebilirsin." Dizi, babasını bir saldırı sonucu kaybeden liseli bir kızın kendini önce suç çetesi dünyasında, ardından da emniyet biriminin tam ortasında bulmasını konu alıyor. Yani bu bol vurdulu kırdılı dünyalarda kendine bir…devamı"Yaşam bir savaştır. Ne kaybedebilir, ne de pes edebilirsin."
Dizi, babasını bir saldırı sonucu kaybeden liseli bir kızın kendini önce suç çetesi dünyasında, ardından da emniyet biriminin tam ortasında bulmasını konu alıyor. Yani bu bol vurdulu kırdılı dünyalarda kendine bir yer bulmaya çalışan intikam dolu bir genç kızı izliyoruz dizimizde.
Dizi fazlasıyla sürükleyici. Sürekli olarak bir koşturmaca ve atraksiyon olduğu için 2 karakterin sadece bakışarak bir 5 dakika konuştuğu sahneye pek denk gelemiyorsunuz. Özellikle 15 dakikalık sahneyi sadece bakışarak dolduran yerli dizilerimize bakınca, böyle diziler bulunmaz bir nimetmiş gibi geliyor insana. Bu yüzden, dizi hiç sıkmadan öyle peşinden sürüklüyor. Öncelikli olarak tam da bu yüzden izlenir diyebilirim.
9/10
"Sen benim yarattığım en müthiş sanat eserisin." Açıkçası dizinin ilk altı yedi bölümü beni pek sarmadı, çok yavaş boğucu bir ağırlığı vardı. Fakat son üç dört bölümde enerji o kadar yükseldi ki, izlerken yerimde kıpır kıpır “Woaah burada bir şeyler…devamı"Sen benim yarattığım en müthiş sanat eserisin."
Açıkçası dizinin ilk altı yedi bölümü beni pek sarmadı, çok yavaş boğucu bir ağırlığı vardı. Fakat son üç dört bölümde enerji o kadar yükseldi ki, izlerken yerimde kıpır kıpır “Woaah burada bir şeyler dönüyor. Oluyor, ulan dizinin sonuna bıraktınız bu heyecanı” diye diye izledim.
Eğer ilk altı bölümün yorucu havası devam etmiş olsaydı, şu an dizi hakkında çok kötü yorumlar girebilirdim ama son dört bölümüyle beni tamamen kendine bağladı ve peş peşe bölümlerini izledim.
Gerilimi, psikolojisi oldukça iyiydi. Güzel bir diziydi sadece başlangıcın sıkıcı olması biraz beni yordu, bunun dışında zaten Lee Dong-Wook vardı, ve karakteri için öyle bir tiplemeye girmişti ki… Ergen kız mooduna soktu beni diyebilirim. Simsiyah saçları, soluk teni… İnsanın gözünü gönlünü açan bir görüntü sergilemişti yani eheheh.
Hoşuma gitti. Sonu güzel bağlandı, ve açıkçası ana karaktere çok üzüldüm. Ne güzel pasparlak bir gençti ve parasızlığın sonucu bir süre kalmaya niyetlendiği o yerde çok kötü şeyler gördü…
8/10
"Karanlığı seçtim, Asır," dedim tehlikeli derecede kısık sesimle. "Sen benim aydınlığıma gelmeyince ben senin karanlığına geldim." Kitap bitti ve ne okuduğumu sorguladım. Beynim yandı. Kitap beni resmen baya bir sarstı üstümden geçti gibi bir şey oldu. O son yüz sayfa…devamı"Karanlığı seçtim, Asır," dedim tehlikeli derecede kısık sesimle. "Sen benim aydınlığıma gelmeyince ben senin karanlığına geldim."
Kitap bitti ve ne okuduğumu sorguladım. Beynim yandı. Kitap beni resmen baya bir sarstı üstümden geçti gibi bir şey oldu. O son yüz sayfa neydi öyle? Bu nasıl bir akılla oynamadır, nasıl bir ters köşedir. Bayıldım. Serinin ilk kitabını da çok sevmiştim ben olayların sadece katillerin arasına düşen ve kurtulmaya çalışan bir kızdan ibaret olduğunu sanıyorduk ama alakası yokmuş. İlk kitabın sonunda psikolojikman sağlam kalındı mı diyordum o hiçbir şeymiş asıl bu son psikoloji bozar. Şokun dibini yaşattı yazarımız. Ve bir kez daha beğenimi ve kalbimi kazandı.
Asır'ı bu kitapta çok sevdim. Aşk için değişmeye çok hazırdı. Katliamdakinden daha farklı bir Asır'dı karakter gelişimi gözler önündeydi. Ama asıl değişim Defne Karaca kesinlikle, tartışmasız zirveye oturur. Düşündükçe tekrar tekrar şaşırıyorum resmen. Bu hikaye nasıl bir finalle sonlanacak en merak ettiğim şey bu. Piyesten sonra bendeki tüm tahminler teoriler çürüdü. Bir de Katliam da Defne için karanlık günler onu bekliyorduk diyorduk Piyes de görün bir de üst level eklendi. Yazarın özellikle Defne karakterini ifade ediş kısımlarını çok beğendim. Spoi veririm diye değinemiyorum ama kendisi anladı beni. Baya başarılı yansıtılmış. Etkileyiciydi de. Sırların bir bir ortaya çıktığı gerçeklerle dolu bir kitaptı. Çok sevdim üç için çıldırıyorum. Kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
"Kanatlarımı göremiyorsan bir daha bak, artık çıkmış olmalılar."