Spoiler içeriyor
çok fazla keşfetime düştüğü için başlamıştım. 1 günde bitti. etkileyici bir diziydi ve finalinin de böyle olacağını asla tahmin etmezdim. dizi hakkında çok bir şey diyemiyorum aslında çünkü verilen mesaj çok açık ve net. zaten ortada dizi için kurgulanmış bir…devamıçok fazla keşfetime düştüğü için başlamıştım. 1 günde bitti. etkileyici bir diziydi ve finalinin de böyle olacağını asla tahmin etmezdim. dizi hakkında çok bir şey diyemiyorum aslında çünkü verilen mesaj çok açık ve net. zaten ortada dizi için kurgulanmış bir gerçeklik olduğunda yorum yapmak da epey zor oluyor. bundan dolayı karakterleri yorumlamak istiyorum.
donny: olayların başlangıç noktasını kısaca bir gözden geçirdiğimizde ünlü olmaya daha doğrusu komedyen olmaya çalışan bir genç görüyoruz. gözünü hırs bürümüş burası doğru fakat darrien göz boyamakta çok profesyoneldi burası da doğru. ilk başta bir dost, bir abi gibi yaklaştı. donny'e yardım etti. sonrasında bir süre yok oldu, donny'e kendini özletti ve tekrar bir araya geldiler. donny'nin belki de asla iyi bir komedyen olabilecek yeteneği yoktu ama onun egosunu okşadı, umutlandırdı. beraber kafayı çekmedikleri zamanlarda ise ona despot bir öğretmen gibi davrandı. darrien gerçek bir sosyopat, manipülator, narsist. donny tacize uğramasına rağmen defalarca gitmeye devam etti. peki bu sadece hırsından ve başarma inancından mıydı yoksa çok ağır uyuşturucuları günlerce kullanmasından mıydı? dizi bize bunu başarma hırsı olarak lanse etti çünkü biliyoruz ki iyi geçen gösterisinin ardından martha'nın sapık olduğunu öğrenmesine rağmen facebook arkadaşlık isteğini kabul etmişti fakat uyuşturucunun beyni öldürdüğü de bir realite. deli gibi uyuşturucu kullanıyorlardı ve böyle yaşayan insanların düzgün düşünmesi imkansız. defalarca evine tekrar tekrar gitmesine böyle bir açıklama bulabiliriz. en son sahnede ise tekrar o adamın evine gidiyor. bunu uyuşturucuyla açıklayamayız. en basit hâliyle stockholm sendromu ile açıklarız fakat bu da yeterli gelmeyebilir çünkü ben psikiyatrist değilim. travma sonrası olan hiçbir şeye yorum yapamam.
martha ile ilişkisi ise dizinin diğer boyutu. donny olduğu şey olmak istemiyor. martha ise onu hem olmadığı bir şey gibi görüyor hem de aslında en derindeki donny'i görüyor. bundan dolayıdır ki martha hapse girdikten sonra donny onun ses kayıtlarıyla kendini toparlamaya çalışıyor. son sahne ise bizi dizinin ilk sahnesine götürüyor. "hâlâ anlayamadığım şeyler var." dediği bir sahne vardı donny'nin. belki donny martha'yı son sahnede anladı ya da belki sadece hatırladı.
martha: aslında hayatımızda olsa hayatımızı güzelleştirecek nitelikte bir kadın. sevdiği insanlara karşı şefkatli ve neşeli fakat martha'nın literatüründe sevmek değil takıntılı olmak var. teri'ye saldırdığı yerde şu yorumu yaptım; martha kendini ve donny'i birbirine aşık sanıyor bundan dolayı aldatıldığını düşünüyor. martha kadar olmasa da aldatılan her insan çıldırır. martha için çok yorum yapamayacağım çünkü ciddi boyutta hastalıklı bir karakter ve geçmişini tam olarak bilmiyoruz. ona sadece bir bardak çay ikram eden biri için ölümü göze alacak kadar iyiliğe ve şefkate muhtaç biri olduğu kesin. travmalarımız bazen başkalarında da travma yaratabiliyor maalesef. martha'nın sevgiyi yorumlayış biçiminin hastalıklı olduğu kesin. onun için günde 200 karşılıksız eposta atmak, soğukta günlerce donny'nin kapısında beklemek, her gün donny'nin iş yerine gitmek bir sevgi gösteriş biçimiydi. sevgilimiz bizden ayrıldığında hepimiz az da olsa çok da olsa bir kuyruk acısı çekeriz çünkü bizde bir şeyi yeterli görmemiştir karşımızdaki kişi. hatta biz de bazen intikam almaya çalışırız. martha'nın intikam alma biçimi de biz normal insanlardan farklıydı. son sahnede martha'nın zor bir çocukluk geçirdiğinin ufaktan da olsa ipucunu verdiler. zaten bence aksi düşünülemezdi. zor hayatlarla baş etmek için farklı savunma mekanizmaları geliştiriyoruz. savunma mekanizmasını yanlış geliştirenler ya da hiç geliştiremeyenlerse martha ve donny gibi deliriyor neticede.