(@) - Raf

Bu film uzun süredir listemde olmak. Sonra ben bugün bir film önerisi gönderisi paylaşmak. @katilhalit de bana: "🌏 Man From Earth: Bu filmi senin gibi birisinin hâlâ izlememiş olması hata dostum! Tek mekan ve bolca diyalog içeren bir film ama…devamıBu film uzun süredir listemde olmak. Sonra ben bugün bir film önerisi gönderisi paylaşmak. @katilhalit de bana: "🌏 Man From Earth: Bu filmi senin gibi birisinin hâlâ izlememiş olması hata dostum! Tek mekan ve bolca diyalog içeren bir film ama sıkılmayacağına eminim." demek. Ben de hemen izlemeye karar vermek. Ve evet gönderinin büyük bir bölümünde ben böyle konuşmaya devam etmek. Çünkü ben de bir Cro-Magnon olmak. Ayrıca @muad.lib filmi izledikten sonra gönderi paylaşmamı da istemek. Onun bazı gönderilerini çok severek okuduğum için onu kıramamak ve bunu yazmaya koyulmak. Şimdiye kadar bunu okumak ne kadar eğlenceli veya sıkıcı olmak, ben bilmemek. Film hakkındaki yorumlarıma geçmeden önce hâlâ okumaya devam edenlere sabır dilemek. Filmi az önce bitirmek ve bu sıcağa rağmen beğenerek izlemek. Buharlaşırken felsefi diyaloglar dinlemek normalde zevkli olmamak, ama bu film kendini izletmek. Filmde samimi bir hava olmak. En az benim kadar sakin olan Cro-Magnon kankam John, gerçekten güzel bir insan olmak. Onu dinledikçe siz ona hayran kalmak. Yapım yılına rağmen göze batan bir saçmalık barındırmamak. Hemen hemen tüm oyuncular size oldukça sıcak hissettirmek. Hayat, doğa, tanrı konularında düşünmeyi seven birisiyseniz siz buna bayılmak. Konusu kulağa basit gelse bile bir sonraki olayı tahmin edememek. İçinde bolca bilimsel içerik de barındırmak, bilimseverlerin de hoşuna gitme ihtimali yüksek olmak. Çok tuhaf bir iddiada bulunan kankam karşısında bütün arkadaşları olaya farklı birer açıdan bakmak. Bu tartışmayı daha da ilginç bir hale getirmek. Tartışmanın belirli raddelerinde filmi izleyen bizlere bile asıl gerçekliğin ne olduğunu sorgulatabilmek. Bu arada ben filmin ismini çok beğenmemek. Daha uygun bir isim bulunsaydı daha güzel olmak. Filmin çekim süresini de merak etmek. Diyaloglar dolu dolu olduğu için onların oluşturulma aşaması uzun sürmüş olabilmek. Ama çekim kısmı acaba çok kısa mı sürmek, ben gerçekten merak etmek. Bu kadar yazdıktan sonra ben umarım böyle yazmaya alışmış kalmamak. Siz bana lütfen düzgün yorumlar yazmak, ben de yeniden sizin gibi konuşmayı öğrenmek. Son olarak size merak ettiğim birkaç soruyu sormak: ❓ Çok yakın bir arkadaşınız aslında size 14000 yaşında olduğunu ve hiç yaşlanmadığını söylese ona inanır mıydınız? ❔Siz 14000 yaşında olsanız ve yakın arkadaş grubunuza anlatmak isteseniz onları nasıl ikna ederdiniz? ❓ Böyle herkese anlatmak istediğiniz ama anlattığınızda büyük ihtimalle sizin kaçık olduğunuzu düşünecekleri sırlarınız var mı, paylaşmak isterseniz bunlar neler?

moriartywj 1 year ago

Oppenheimer

Christopher Nolan

238 Gönderi

🎬"Şimdi ben Ölüm oldum; Dünyaların Yok Edicisi. " 📌Filmi izlemeyi düşünenlerin akıllarından çıkarmaması gereken bir bilgi vereyim: Işığın hızı sesinkinden kat kat daha fazladır. 📖Oppenheimer İle İlk Tanışma: “Robert Oppenheimer, Dünyaların Yok Edicisi, ilk geldiği günü geri alamam. Onu buraya…devamı🎬"Şimdi ben Ölüm oldum; Dünyaların Yok Edicisi. " 📌Filmi izlemeyi düşünenlerin akıllarından çıkarmaması gereken bir bilgi vereyim: Işığın hızı sesinkinden kat kat daha fazladır. 📖Oppenheimer İle İlk Tanışma: “Robert Oppenheimer, Dünyaların Yok Edicisi, ilk geldiği günü geri alamam. Onu buraya ayak bastığı gün, beni ben yapmadan önce öldüremem.” 📆ler 25.12.2021’i gösteriyordu, kütüphaneden “Çizginin Dışındakiler” isimli kitabı almış ve merakla okumaya koyulmuştum. Kitaptaki bölümlerden birinde yazar şöyle bir görüş öne sürüyordu; iq puanları özelindeki zeka için belirli bir eşikten itibaren aradaki puan farkının önemi kayda değer ölçüde azalıyordu. Örnek vermek gerekirse üç insan düşünelim, iq puanları ile bir konu üzerine çalışma süreleri sırasıyla şu şekilde olsun: (a) 70, 2 saat; (b) 110, 2 saat; (c) 150, 5 dakika. a ile byi karşılaştırırsak a hiçbir ilerleme kaydedemezken b büyük bir ilerleme kaydeder. a ne kadar çalışırsa çalışsın bazı şeyleri kavramakta büyük zorluk çekebilir. Karşılaştırma sırası b ile cye geldiğinde ise c 5 dakikada b’nin aynı sürede öğrenebileceğinden çok daha fazla şey öğrenebilse de, bazı konularda b daha fazla zaman harcayarak cye yetişebilir, hatta onu geçebilir. Yazar bu fikrini dehaların neden her zaman çok başarılı olamadığını açıklamak için kullanmış. Çoğu zaman aşırı aşırı zeki insanlar gerek sosyal gerek duygusal konularda yetersiz olduğu için, belirli bir zekaya sahip ve aynı zamanda bu alanlarda yeterli kişiler dehalardan daha başarılı olabiliyor. Bu kadar boş yaptıktan sonra gelelim Oppenheimer ile ilgisine. Yazar bu fikrini bize ispatlamak adına Langan isimli birisi (iq’sunun 195+ olduğu iddia ediliyor) ve Oppenheimer’ı kıyaslamış. İkisi de dahi klasmanında gösterilebilir. Langan’ın iqsu çok daha yüksek olmasına rağmen (Einsten’ınkinin bile 150 olduğu iddia ediliyor) üniversiteyi bile bitirememiş. Çünkü burslu olarak devam ettiği sırada annesine bazı evrakları imzalatmayı unutmuş, ve sonrasında bursu kesilmiş, fakir bir aileye sahip olduğu için de okulu bırakmak zorunda kalmış. Gerçekten zor bir çocukluk geçirmiş ve insanlarla iletişim kurup onları etkilemek konusunda yetersizmiş. Oppenheimer ise yüksek iq puanının yanında pratik bir zekaya da sahipmiş. Öğrenimi esnasında danışmanını zehirleyip, iki senelik bir psikojik tedavi ile olaydan paçasını sıyırmış. Ondan yıllar sonra da dengesiz kişiliğine ve komünistlerle içli dışlı geçmişine rağmen atom bombası projesinin başında olan albayı üstün çekiciliği ile manipülatif yapısıyla büyülemiş ve kendini direktör olarak seçtirmeyi başarmış. Ek olarak aynı konuya “Ezbere Yaşayanlar” isimli kitapta da bu kitaptaki bölüme atıf yapılarak değinilmiş. İşte bu bölüm, kitapta en keyifle okuduğum bölümlerden birisiydi ve okuduktan sonra bu ikili aşırı derecede ilgimi çekmişti. Hemen ikisi hakkında da araştırma yapmaya girişmiş ve Youtube’da birkaç videolarını bulmuştum. Kaynaklar kısıtlı olmasına rağmen küçük dilimi yutmama neden olacak bir söylenti ile karşılaştım. Favori yönetmenim olan Nolan, Oppenheimer’ın filmini yapacakmış… Tam dünyalar benim oldu derken gösterim tarihinin taaaa 2023’te olacağını görüp yıkılmıştım. Zaman ne çabuk geçmiş ve yaklaşık 19 aylık bekleyiş sona ermişti. 🎥Sinema Maceram: "@lelouch0’nın pencerelerine bakma alışkanlığı işte o günlerde başladı. @lelouc0’ın ışıkları sönükse mesele yok demekti. Işıklar yanıyorsa, bunun tek anlamı vardı. Ordu tedirgindi. 20 Temmuz 2023 gecesi @lelouch0’ın ışıkları sabaha dek yandı..." Beklenen gün gelmişti ve film vizyona girmişti. Köyde yaşadığımız için kardeşimle birlikte ilçe merkezindeki sinemaya doğru yola koyulduk. Ama bizi kötü bir sürpriz bekliyordu. Sinemanın kapıları kapalıydı. Önünde bekleyenler bekleyin birazdan açılır dedi, bekledik açılmadı. Daha fazla bekledik yine açılmadı. Batık maliyet problemi nedeniyle başka yerlerde de dönüp dolaşıp 3 saat kadar beklemiş bulunduk. Sıcakta piştik, örselendik, ama pes etmedik. Ertesi gün il merkezine gidip izleme planı yaptık. Bunun için önce ilçe merkezine gidip oradan il merkezine geçmemiz gerekiyordu. Şansımıza babamız sabah erkenden ilçe merkezine yolcu götürecekti. Sabah oldu, evdeki herkesi uyandırdım, ama hepsi de tekrardan uykuya daldığı için az kalsın geç kalıyorduk. Neyse her şey yolunda derken, hiç beklemediğim bir ihanete uğradım. Hain kardeşim beni ve aşkım Nolan’ı satıp Barbie izlemeyi tercih edeceğini söyledi. En sonunda sırtımdaki bıçağa rağmen bir şekilde kendimi salona atabilmeyi başardım. 🍿Film Şöleni Vakti: Öncelikle salon fazlasıyla kalabalıktı, 3 saatlik film boyunca klima çalışmadı, buharlaşmamıza ramak kaldı ama inanır mısınız bu süre boyunca filmin harika atmosferine zarar verecek hiçbir gürültü olmadı. Bunun nedeni sanırım filmi tercih eden kitle ile alakalı, farklı görüş veya deneyimleriniz varsa yorumlarda paylaşabilirsiniz. Bunlara da değindikten sonra filme geçebiliriz. Görüşlerim bir miktar yanlılık içerebilir onun için uyarayım. Film gerçekten harikaydı. Gerek oyunculuklar olsun, gerek gerçekçi efektler olsun, gerek artık Nolan ile özdeşleşen zaman çizgisinin sürekli değişmesi tekniği olsun. Ben ilk paragrafta anlattığım gibi Oppenheimer üzerine bir miktar bilgi sahibi olsam da hiç tahmin edemediğim bir şekilde ilerledi film. Bir biyografi filmi için olağandışı düzeyde sürükleyiciydi. Bunu her şeyin tarihte belli olması ve durağan diyalog sahnelerine rağmen yapabilmeleri tüm film kadrosuna olan hayranlığımı arttırdı. Filmde bazı sahnelerde içimden büyük büyük gülerek “ya Nolan yapmış yine” dedim defalarca. Bunlardan aklımda kalanlarını en sonda spoilerlı bölgede paylaşmayı düşünüyorum. Film sadece Oppenheimer açısından değil, bilim tarihindeki çok ama çok önemli isimleri de bize gösterdiği için hoştu, içerisi gerçekten şampiyonlar ligi gibiydi. Her birinin hayatına ayrı film yapılabilecek harika şahsiyetlerin buluşturulup her yönden hoş bir atfosmerle bize sunulması benim gibi bir bilimsever için unutulmayacak bir deneyimdi. Fim boyunca düşüncelere dalmanız, karakterlerle birlikte taraf değiştirip durmanız son derece kaçınılmazdı. Hiç kimseyi yüzde yüz suçlu veya yüzde yüz masum göremedik, gerçekçiliği sonuna kadar hissettik. Final sahnesinde ise son repliği hepimiz tahmin ettik ve ona hak verdik… Bu arada film hakkında ne kadar yazsam yeterli olmayacak gibi geliyor, ama biraz da tartışmalara mecalim kalsın. ‼️Spoilerlı bölge‼️ * * * * * * * * * * * * * * * * 💥Sorgudaki savcı sanırım daha gıcık olamazdı, oyuncuyu tebrik ediyorum. Ek olarak bu savcıya rağmen sakinliğinden en ufak zerre kaybetmeyen Oppenheimer için ise söyleyecek söz bulamıyorum. 💥Sorgudaki sevişme sahnesi hem güldürdü hem Nolan yapıyorsun bu işi dedirtti. 💥Kitty’nin Teller ile el sıkışmayıp az kalsın yüzüne tükürecek olması da harika bir detaydı, tükürmekten beter etti adamı.

moriartywj 1 year ago

You

Sera Gamble

249 Gönderi

🧑‍💻Son paylaştığım ve yoğun talep gören "Ezel" gönderimden sonra, benzer bir gönderiyi "You" dizisi için de hazırlamam istendi. Reddedemeyeceğim bir teklif sunulduğu için de hemen yazmaya koyuldum. Önce biraz neden izlemeniz gerektiğine değinip listeyi paylaşayım. 🚬Benzersiz ve Bağımlılık Yaratan Bir…devamı🧑‍💻Son paylaştığım ve yoğun talep gören "Ezel" gönderimden sonra, benzer bir gönderiyi "You" dizisi için de hazırlamam istendi. Reddedemeyeceğim bir teklif sunulduğu için de hemen yazmaya koyuldum. Önce biraz neden izlemeniz gerektiğine değinip listeyi paylaşayım. 🚬Benzersiz ve Bağımlılık Yaratan Bir Hikaye: "You", alışılmışın dışında bir gerilim dizisidir ve sıra dışı bir hikaye sunar. Joe Goldberg'in saplantılı bir şekilde bir kadına olan takıntısını konu alır. Bunun yanısıra listede de fark edebileceğiniz üzere bolca kitaplardan bahseder. Şimdiye kadar izlediğim diziler içinde en çok kitaplara yer verilen diziydi. 🌊Karakterlerin Derinliği: Dizideki karakterler oldukça karmaşık ve derinliklidir. Joe Goldberg'in karmaşık zihni, yan karakterlerin gizemli geçmişleri ve ilişkileri, izleyicilere karakterler üzerinde düşünme ve empati yapma fırsatı sunar. 👥Toplumsal Konulara Odaklanma: "You" sadece bir saplantılı aşk hikayesi değil, aynı zamanda modern toplumun dijital çağdaki ilişkilerini ve gizlilik konularını ele alır. Sosyal medyanın etkileri ve bireylerin gizliliği hakkındaki mesajları, izleyiciyi düşünmeye yönlendirir. 🕵️‍♂️İç içe Geçmiş Hikayeler: "You", Joe Goldberg'in takıntılarına ve hayatına dair derinlemesine bir bakış sunar. Geçmişine dair sırların ortaya çıkması, hikayenin daha da karmaşıklaşmasını sağlar ve izleyiciyi meraklandırır. 📌Ve geçelim yoğun istek üzerine oluşturulan bahsi geçen kitaplar listemiz: "Desperate Characters" (Umutsuz Karakterler) - Paula Cox "Franny and Zooey" (Franny ve Zooey) - J.D. Salinger "Don Quixote" (Don Kişot) - Miguel de Cervantes "The Three Musketeers" (Üç Silahşörler) - Alexandre Dumas "The Da Vinci Code" (Da Vinci Şifresi) - Dan Brown "Sleeping Beauties" (Uyuyan Güzel) - Stephen King ve Owen King "Frankenstein" - Mary Shelley "Ozma of OZ" (OZ'un Ozma'sı) - L. Frank Baum "The Alienist" (Alienist) - Caleb Carr "The Count of Monte Cristo" (Monte Kristo Kontu) - Alexandre Dumas "Wuthering Heights" (Uğultulu Tepeler) - Emily Brontë "Black Swan Green" (Kara Kuğu Yeşili) - David Mitchell "On Beauty" (Güzellik Üzerine) - Zadie Smith "Crime and Punishment" (Suç ve Ceza) - Fyodor Dostoyevsky "The Power" (Güç) - Naomi Alderman "Gold Fame Citrus" (Altın Şöhret Narenciye) - Claire Vaye Watkins "Sum" (Toplam) - David Eagleman "Play It As It Lays" (Sakın Kaçırma) - Joan Didion "Nostromo" - Joseph Conrad "The Master and Margarita" (Usta ile Margarita) - Mikhail Bulgakov "Berlin Wild" (Berlin Vahşi) - Elly Welt "Brave New World" (Cesur Yeni Dünya) - Aldous Huxley "A Guide to Jane Austen" (Jane Austen Rehberi) - Michael Hardwick "Kafka’s Selected Stories" (Kafka'nın Seçme Öyküleri) - Stanley Corngold çevirisiyle "The Great Gatsby" (Muhteşem Gatsby) - F. Scott Fitzgerald "The Broken Earth Trilogy" (Kırık Dünya Üçlemesi) - N.K. Jemisin "Seabiscuit: An American Legend" (Seabiscuit: Bir Amerikan Efsanesi) - Laura Hillenbrand "Tender is the Night" (Gece Hassas) - F. Scott Fitzgerald "Frog and Toad" (Kurbağa ile Tavşan) - Arnold Lobel "To Kill a Mockingbird" (Bülbülü Öldürmek) - Harper Lee "David Copperfield" - Charles Dickens "Dragonriders of Pern" (Pern'in Ejder Binicileri) - Anne McCaffrey "The Little Prince" (Küçük Prens) - Antoine de Saint-Exupéry "The Perks of Being a Wallflower" (Duvar Yazıları) - Stephen Chbosky "The Tradition" (Gelenek) - Jericho Brown "The Unbearable Lightness Of Being" (Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği) - Milan Kundera "The Outsiders" (Yabancılar) - S.E. Hinton "The Science of Addiction: From Neurobiology to Treatment" (Bağımlılığın Bilimi: Nörobiyolojiden Tedaviye) - Carlton K. Erickson "More Than Two: A Practical Guide to Ethical Polyamory" (İki'den Fazla: Etik Poliamoriye Pratik Bir Rehber) - Franklin Veaux ve Eve Rickert "The Chronicles of Narnia" (Narnia Günlükleri) - C.S. Lewis "The Little Mermaid" (Küçük Denizkızı) - Hans Christian Andersen "My Year of Magical Thinking" (Sihirli Düşünce Yılım) - Joan Didion "Five Decades: Poems 1925-1970" (Beş Onyıl: Şiirler 1925-1970) - Pablo Neruda "The Man of the Crowd" (Kalabalığın Adamı) - Edgar Allan Poe "The Tell-Tale Heart" (Can Korkusu) - Edgar Allan Poe "The Body in the Library" (Kütüphanedeki Ceset) - Agatha Christie "Murder at the Vicarage" (Rahibin Cinayeti) - Agatha Christie "Hell is the Absence of God" (Cehennem, Tanrı'nın Yokluğudur) - Ted Chiang "Titus Andronicus" - William Shakespeare "Maxwell’s Demon" (Maxwell'in Şeytanı) - Steven Hall "Infinite Jest" (Sonsuz Şaka) - David Foster Wallace "The Path to Rome" (Roma'ya Giden Yol) - Hilarie Belloc "It Had to Be Murder" (Cinayet Olmalıydı) - Cornell Woolrich "The Most Dangerous Game" (En Tehlikeli Oyun) - Richard Connell

moriartywj 1 year ago

Ezel

Uluç Bayraktar

137 Gönderi

📿Altı sene önce YouTube'a bir adam indi. Elinde bir çakmak, cebinde bir sigara, o kadar! Tek başınaydı. Koca dünya kulağına yapamazsın diyordu. Ona bu dizinin tüm sahnelerini izleyemezsin dediler, izledi. Ona burada kalamazsın dediler, kaldı. Ona sen köyden bir fukarasın,…devamı📿Altı sene önce YouTube'a bir adam indi. Elinde bir çakmak, cebinde bir sigara, o kadar! Tek başınaydı. Koca dünya kulağına yapamazsın diyordu. Ona bu dizinin tüm sahnelerini izleyemezsin dediler, izledi. Ona burada kalamazsın dediler, kaldı. Ona sen köyden bir fukarasın, sen tek başına bu internetinle, bu koca dizinin hepsini spoiler yemişken baştan sona nasıl izleyeceksin, yapamazsın dediler. Yaptı... 🎰Hemen hemen hepimiz YouTube'da efsane Ramiz Dayı sahneleri ile karşılaşmışızdır. Benim hikayem de böyle başlıyor. Seneler seneler evvel o sahnelerin hepsini izleyip hayran kalmıştım. Anlattığı hikâyeler olsun, o sakin ve bilge tavrı olsun oldukça ilgi çekiciydi. Bu sahnelerin hepsini birer ikişer kez izledikten sonra acaba dizinin tamamını da mı izlesem dedim. Zaten dizinin tamamını biliyorum geri kalan çok ufak kısmını da öğreneyim ne kaybederim dedim. Ama büyük bir yanılgı içerisindeydim. Sahneler her ne kadar mükemmel olsa da, dizinin tamamını izleyince bütünlük sağlanıyor ve daha da etkileyici hale geliyorlar. Bu gönderiyi benim gibi başlamakta kararsız kalanlar ve benim dizide en çok ilgimi çeken kısımlardan birisi olan gözüken veya bahsi geçen kitapları paylaşmak için hazırlıyorum. Türk dizilerinin uzunluğu nedeniyle bazı karakterlerin sahnelerinin direkt atlanmasını tavsiye etsem de, gerçekten izlendiğine pişman etmeyecek yegane Türk dizilerinden birisi. 📌Dizide gözüken veya bahsi geçen kitaplar (ben birçoğunu dizide görüp veya haberim olmadan okudum ve çoğunu beğendim): "Kinyas Kayra" - Hakan Günday "Monte Kristo Kontu" - Alexandre Dumas "Budala" - Fyodor Dostoyevski "Kelebek" - Henri Charrière "Semerkant" - Amin Maalouf "Alamut" - Vladimir Bartol "Reading Zindanı Baladı" - Oscar Wilde "Divan-ı Kebir" - Mevlana "Mesnevi" - Mevlana "Kumarbaz" - Fyodor Dostoyevski "Güvercin Gerdanlığı" - İbn Hazm "Babalar ve Oğullar" - Ivan Turgenev "İki Şehrin Hikayesi" - Charles Dickens "Suç ve Ceza" - Fyodor Dostoyevski "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" - Ahmet Hamdi Tanpınar "Macbeth" - William Shakespeare "Sefiller" - Victor Hugo "Sonrası Kalır" - Edip Cansever "Tutunamayanlar" - Oğuz Atay "Leopar" - Luchino Visconti "Ömer Hayyam Rubailer" "Kürk Mantolu Madonna" - Sabahattin Ali "Yol" - Birhan Keskin "Hamlet" - William Shakespeare "Mai ve Siyah" - Halit Ziya Uşaklıgil "Erken Kaybedenler" - Emrah Serbes "Hicivler - Tepkiler" - Abidin Uyar

moriartywj 1 year ago

Mbti ile ilgilenenler için; intj: The Prestige, Gattaca, V for Vendetta entj: American Psycho, The Big Short, Troy intp: Harry Potter, Interstellar, The Imitation Game entp: The Devil's Advocate, Shutter Island, Naked infj: Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Dead…devamı

moriartywj 1 year ago

Yüreğinin Sesi

Yoshifumi Kondô

64 Gönderi

Bu sabah uyandığımızda "Amasawa Lobisi" olarak yeterince etki oluşturamadığımızı fark edip neden "Whisper of Heart" izlemeniz gerektiğine dair bir broşür hazırlatmaya karar verdik; 🎻Dokunaklı Bir Hikaye: "Whisper of the Heart", gençlik dönemine odaklanan güçlü bir hikayeye sahiptir. Ana karakter Shizuku'nun…devamı

moriartywj 1 year ago

Yuukoku no Moriarty

Makoto Furukawa

23 Gönderi

🔍Sherlock severleri buraya alabilir miyiz? Dizideki Moriarty karakterine olan antipatim nedeniyle daha önceden önüme çıkmasına rağmen izlemeyi tercih etmediğim animemizi an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Öğrendiğimde ön yargılarımı kırıp animeye başlamamı sağlayan verilen farklı mesajlara ilerleyen paragraflarda değineceğim. Çünkü öncelikle beni…devamı🔍Sherlock severleri buraya alabilir miyiz? Dizideki Moriarty karakterine olan antipatim nedeniyle daha önceden önüme çıkmasına rağmen izlemeyi tercih etmediğim animemizi an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Öğrendiğimde ön yargılarımı kırıp animeye başlamamı sağlayan verilen farklı mesajlara ilerleyen paragraflarda değineceğim. Çünkü öncelikle beni hayran bırakan finalden bahsetmeliyim. Uzun süredir bu kadar mükemmel bir son ile karşılaşmamıştım. Rekabet edebilecek düzeyde olan belki tek “Code Geass” vardır. Halihazırda müthiş bir işleyişi varken böyle bir sonlanış ile favori 3 animem arasına girmeyi başardı. 🕵️Burada diğer Sherlock versiyonları ile arasındaki farktan söz etmek istiyorum. Genelde Moriarty karakteri suç danışmanı olmasının yanında saf kötücül bir biçimde karşımıza çıkıyordu. Ama animemizde karaktere oldukça farklı bir açıdan bakılmış. Zaman zaman “Deathnote” mu izliyorum acaba dediğim oldu, fakat ona nazaran çok daha tatlış bir rekabete sahipti. Ve onun aksine Moriarty karakterine derin bir sempati duyup ona aşık olmamak mümkün değildi. Başlarda hep Moriarty üzerine odaklanılacağını zannetsem de, bolca başka karakterlere ve onların hikayelerine de yer verildi. Normalde karakterlerin gelişiminden daha çok olayların ön planda olduğu yapımları sevsem de, animemizdeki flashbackler olabildiğince sürükleyiciydi. ⚖️Şimdi söz verdiğim gibi, animenin ismini duyduğumda asla beklemediğim konuya gelebilirim. İlginç bir şekilde; klasik Sherlock versiyonlarının aksine sınıf ayrımı, onun olumsuzlukları ve buna karşı mücadele edilmesine bolca değiniliyordu. Hatta anime direkt bu mesaj üzerine inşa edilmişti. Bunu ilk duyduğumda direkt ilgimi çekti ve vakit kaybetmeden izlemeye koyuldum. Son zam haberlerinden sonra biz de yavaş yavaş benzer bir evrene yol alabiliriz gibi gözükmesi de izleme zamanlamamı iyice güzelleştirdi. Fırsat eşitliğinin bulunmadığı, aristokratların istediği gibi hüküm sürdüğü bu dünyayı izledikçe içinizde bir şeyler harekete geçiyor, ama sonrasında ciddi manada tatmin oluyorsunuz. Hala kararınızı veremediyseniz tavsiyemi dinleyip, koşarak izlemeye başlamalısınız. ❔Meraklısına ek bilgiler: 📌Animedeki en seksi replik “Catch me if you can, Mr Holmes” idi. 📌intj-entp ilişkisi asla bu kadar özendirilemezdi. 📌Uzun süre sonra paylaştığım kısa sayılamayacak ilk gönderiydi. ‼️Animeyi Bitirenler İçin Özel Bölge (Bol miktarda spoiler barındırabilir)‼️: * * * * * * * * * * * * * * * 💘Öncelikle Moriarty bebeğimi yeterince övemediğim için ondan başlamak istiyorum. Vakaları ele alış tarzı olsun, çocukluğundaki mükemmelliği olsun (çocukluğuna aşık olmayan varsa gönderiyi şu an terk edebilir), başlarda olaylara karışmayıp kenardan sadece danışmanlık vermesi olsun, gerçekten tüm ama tüm detaylarıyla harika ve aşırı havalı bir karakterdi. Yazanın binlerce kez ellerine sağlık. Şu ana kadar beni kayda değer ölçüde etkileyen her karakter ile fazla miktarda ortak özelliklere sahipti. Bu tarz karakterlerin bulunduğu benzer anime, dizi ve film önerilerinize açık ve muhtacım. 👨‍❤️‍👨Biraz da Sherlock ile arasındaki özel ilişkiden bahsedelim. Muazzam derecede zeki iki karakter, ama herhangi biri diğerinin kötülüğünü istemiyor. Aralarındaki rekabetin stili ve arkadaşlıkları, özellikle Sherlock’un ona verdiği değer cidden çok hoştu. Benzer bir ilişkiyi en son ne zaman gördüm hatırlamıyorum. James Bonde ile daha fazla sahneleri olabilirdi ama Moriarty ile olan ilişkilerinin önüne geçmemesi adına, İrene Adler’in dönüşümü de gayet yerinde olmuş. Şöyle bir düşününce karakterlerin bir çoğu iyi yazılmış ve asildi. Umarım yeni sezonu bir an önce gelir. Şimdi ilk bölümlerden beğendiğim bir alıntıyı paylaşıp ovaları izlemeye kaçıyorum. 📖“Tanrının huzurunda doğru bir dünyaya ulaşmak için yanlış yolu seçiyor.”

moriartywj 1 year ago

Enigma

Morten Tyldum

113 Gönderi

''Dikkatle dinliyor musunuz? Güzel. Dikkatle dinlemiyorsanız, bir şeyleri, önemli bazı şeyleri kaçırırsınız. Duraksamayacağım. Söylediklerimi tekrarlamayacağım ve siz de sözümü kesmeyin. Siz orada oturduğunuz ve ben de burada oturduğum için gerçekleşmek üzere olan şeyin kontrolünüz altında olduğunu düşünüyorsunuz. Yanılıyorsunuz. Kontrol bende.…devamı''Dikkatle dinliyor musunuz? Güzel. Dikkatle dinlemiyorsanız, bir şeyleri, önemli bazı şeyleri kaçırırsınız. Duraksamayacağım. Söylediklerimi tekrarlamayacağım ve siz de sözümü kesmeyin. Siz orada oturduğunuz ve ben de burada oturduğum için gerçekleşmek üzere olan şeyin kontrolünüz altında olduğunu düşünüyorsunuz. Yanılıyorsunuz. Kontrol bende. Çünkü sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum. Şu anda sizden istediğim tek şey bir söz. Beni dikkatle dinleyin ve bitirene kadar yargılamayın. Buna söz veremiyorsanız o halde lütfen odayı terk edin. Ancak kalmayı seçerseniz burada olmayı seçtiğinizi unutmayın. Şu andan itibaren olacaklar, benim değil sizin sorumluluğunuzda.'' 💻Projenin dördüncü gününde beklemediğim bir satışa uğradım. Hayin kardeşim filmin yarısında favori filmimi sıkıcı buldu ve izlemeyi bırakıp gitti. Kendim çok fazla sevdiğim için izlemesi konusunda biraz ısrarcı olsam da işe yaramadı. Sık sık sorulan; hayatınızın sonuna kadar yalnızca bir film izleme hakkınız bulunsa bu hangisi olurdu sorusuna vereceğim yanıtta “The Prestige” ile birlikte açık ara önde bulunan filmimizi övmeden önce şu detayı paylaşmam yeterli olacaktır: sanırım bu 10. izleyişimdi. Gerek konusu olsun, gerek oyunculuklar olsun en ince detayına kadar benim ilgimi çekmesi için tasarlanmış. Onca tekrara rağmen izlerken hâlâ sıkılmıyorsam aramızda garip bir bağ var. Bazı yönlerden kendimle ana karakter arasında benzerlikler kurmam ve Benedict Abi’ye hayran olmam da bu konuda etkili galiba. 💻Filmden biraz daha bahsetmek gerekirse; kendinizi homofobik olarak görüyorsanız filmden benim kadar etkilenmeyebilirsiniz. Programlama, kriptografi veya matematik gibi alanlara ilgi duyuyorsanız zaten Alan Turing’i de az çok biliyorsunuzdur ve şans verirseniz izlediğinize pişman olmanız düşük bir ihtimal. Savaş konulu diğer filmlere göre aksiyon seviyesi biraz düşük olup, genel olarak durağan bir yapısı olsa da gizem temalı içerikleri seven kişiler için şiddetle öneriyorum. ''İnsanlar şiddeti son derece tatmin edici bulurlar. Ancak tatmin yok olunca, eylemin de içi boşalır.'' 💻Bu durumu ben de ilkokuldayken uğramış olduğum çeşitli zorbalıklar esnasında keşfetmiştim. Şiddeti veya zorbalığı tatmin edici olmaktan çıkarmadıkça kurtulma şansınız gerçekten çok düşük. ''Bazen kimsenin hayal edemediği şeyleri hayal edip, yapabilen insanlar vardır.'' 💻Bunlardan birisi de kesinlikle Alan Turing’dir. Değeri uzun bir süre boyunca bilinmese de, sırf eşcinsel olduğu için hiç hak etmediği muamelelere maruz kalsa da, hayatı boyunca hep elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış. 💻Bonus olarak felsefe etkinliğimizden kalma, makinelerin düşünmesi üzerine olan kısım: Bölümün Chatgpt ile kanka olduğum şu döneme denk gelmesi ayrı güzel oldu. Bence bilgisayarlar düşünebilir mi diye sormak çok uygun değil. Zaten çoğu insan pek düşünemiyor, bununla birlikte belki de bilgisayarlar ileride bizden bile daha iyi düşünecekler. Şu an düşünemediklerini biliyoruz fakat düşünmeyi çok iyi bir şekilde taklit edebiliyorlar ve çoğu insanın beceremeyeceği hesapları kolaylıkla yapıyorlar. Vaziyet böyleyken düşünmeye bu kadar anlam yüklemek bana mantıklı gelmiyor. Bu arada Alan Turing, idollerimden birisidir. Muazzam bir deha. Her ne kadar gerçekliği çok yansıtmadığı için eleştirilere maruz kalsa da "The Imitation Game" de en en favori filmlerimden birisidir. Şimdiye kadar 8-9 kere izlemişimdir, hatta uzun süredir izlemediğimi fark ettim şu an. Dozumu almam gerek, birlikte izlemek isteyenler varsa bir izleme etkinliği düzenleyebiliriz. !!!Spoiler İçerikli Bölüm!!! * * * * * * * * * * * * * * * * * 💻Clarke’ın ona “kırılgan narsist” demesine karşın, harika bir yüzükle ona evlilik teklif ettiği an… 💻Hugh ile Clarke’ın arkadaşının flört etme sahnesindeki tuhaf tatlılıkları… 💻Clarke zarar görmesin diye kendini kötü göstermesi (mantıklı bir çözüm değildi ama yalnız kalacak olmasına rağmen kendince iyiliğini düşünmesi)…. 💻Christopher’ın ölüm haberini aldığı sahne… 💻Makinesinden ayrılmamak için hormon tedavisini kabul etmesi… 💻Yaptığı tüm bu fedakarlıklara rağmen değerinin yeterince bilinmemiş olması… “Biliyor musun, bu sabah sen olmasaydın; şu anda var olmayacak olan şehrin birinden geçen bir trendeydim. Sen olmasaydın muhtemelen; ölmüş olacak bir adamdan bilet aldım. Tüm konularda bilimsel araştırma yapabiliyorsam,hepsi yalnızca senin sayende. Şimdi normal olabilmeyi istiyorsan ki emin ol ben istemezdim. Öyle olmadığın için dünya son derece iyi bir yer…”

moriartywj 1 year ago

Yaşam Şifresi

Duncan Jones

82 Gönderi

Proje devam ederken listemdeki filmler de azalıyordu. Bu sefer yine gizem temalı ama daha farklı konseptteki bir filmi izlemekte görüş birliğine vardık. Kardeşimin geleneksel davranışları yine bu filmin girişinde de kendini tekrar etse de kendisini gizemi çözme konusunda bir yarışa…devamı

moriartywj 1 year ago

Sınav

Stuart Hazeldine

88 Gönderi

Proje kapsamındaki ikinci filmi seçmekte zorlanmadık. Önceki film oldukça hoşumuza gitmişti ve listemde halihazırda durmakta olan benzer konseptli bu filmi izlemememiz için hiçbir sebep yoktu. İzlerken önceki filme göre çok daha az sayıda kesintiye uğradığından hızlıca bitti. Zaten konusu ve…devamıProje kapsamındaki ikinci filmi seçmekte zorlanmadık. Önceki film oldukça hoşumuza gitmişti ve listemde halihazırda durmakta olan benzer konseptli bu filmi izlemememiz için hiçbir sebep yoktu. İzlerken önceki filme göre çok daha az sayıda kesintiye uğradığından hızlıca bitti. Zaten konusu ve gerçekleşen olaylar bakımından oldukça akıcıydı. Klişe olarak görülebilecek yerler bulunsa da bazı yerleri bence özgün sayılabilirdi. Tahmin ettiğim adayın kazanamamış olmasıyla birlikte birkaç yer beni pek tatmin etmemiş olsa da kardeşimin proje kapsamındaki favori filmi olmayı başardı. Karakter çeşitliliği bakımından da iyi bir notu hak ediyordu. Bu arada filmdeki asıl olayın soruyu bulabilmek olduğundan dolayı yorumlarda buna yönelik spoilerlı bir yorum yapacaksanız ekstra dikkat göstermeniz izlemeyenler için nazikçe bir davranış olacaktır. !!!Spoilerlı Karakter İncelemesi!!! * * * * * * * * * * White: Her halta atlayan, bencil, lider ruhlu olduğu kadar da tehlikeli bir birey. Belli bir raddeye kadar gruba faydalı ve gerekli olsa da sonunda ne yapacağı çok aşikar. Brown: Renk vermeyen, ne idüğü belirsiz tipik bir bad boy. Bazı alanlarda becerikli olsa da gram güven vermiyor, acilen gruptan atılmalı. Black: Klasik din adamı tiplemesi. Kontrolü ele geçirmek için bilinçsiz bir isteğe sahipken kurtulamadığı bir vicdanını rahatlatma alışkanlığı var. Başkalarının gözünde kötü birisi olmaya dayanamaz, Mesih olmalı. Grupta kötü kişiler yokken gereksiz. Dark: İçe dönük, sakin, bilgili ama bir o kadar da sinsi bir karakter. Kazanacağına yüksek ihtimal veriyordum ama saçma bir şekilde elendi, sinsiliği bırakırsan böyle olur işte. Brunette: White ile benzer özelliklere sahipti ama daha iyi huyluydu. Kendisini fazla ortaya çıkaracağım diye enayi gibi oyuna geldi. Grupta istenebilecek birisi aslında. Blonde: Düşünüyorum da laf edebileceğim bir kusuru olmadı film boyunca. Ama sınavın daha çok acımasızlık konsepti içereceğini ve elenenlerin öldürüleceğini falan düşündüğümden aklımın ucundan bile geçmedi kazanabileceği. Bu biraz da diğerlerine nazaran fazla pasif kalmasından olabilir. Yeniden düşününce hak eden kazandı diyebilirim. Deaf: Asosyal, nerd, sürekli olarak zorbalığa maruz bırakılan tip. Black abimiz işine geldiğinde aslan kesilsin anca. Madem o kadar iyisin korusaydın mazlumu…