Selam yine hangi kelimeyi hangi kelimenin ardına getireceğimi merak edip küçük bir parçadan anlamlı bir bütüne doğru giden dünyanın en çok validenizden emdiğiniz sütü nasopharynxinizden getirme potansiyeline sahip rollercoasterına binme cesaretine erişmiş adrenalin müptelaları...sizinle aramızdaki ilişki benim bu yazıları yazmak…devamıSelam yine hangi kelimeyi hangi kelimenin ardına getireceğimi merak edip küçük bir parçadan anlamlı bir bütüne doğru giden dünyanın en çok validenizden emdiğiniz sütü nasopharynxinizden getirme potansiyeline sahip rollercoasterına binme cesaretine erişmiş adrenalin müptelaları...sizinle aramızdaki ilişki benim bu yazıları yazmak suretiyle kusmam ve sizin kusmuğumu incelemek suretiyle kahvaltıda ne yediğimi tahmin etmeye çalışmanızdan ibaret...bunu zaman zaman hatırlatmam gerek çünkü anlarsınız ya...bu işler böyledir...
Aslında değildir...böyle girişler yapmak suretiyle okuyucularımla okumayıcılarımı ayırıyor yapay bir seçilim unsuru oluşturup bi nevi cennetime ikametgahınızı aldırmanız için yap işlet devret modeliyle bir tür sırat köprüsü inşa ediyorum...bu sayede fiyakalı bir ruha sahip olmanız için acı çekmeniz gerektiğini dövüşmeyi öğrenmek için dayak yemeniz gerektiğini sizlere hatırlatmış oluyorum...ya da yaptığım şey sadece dereyi görmeden de gördükten sonra da hatta dereyi geçerken de paçaları sıvamamak...yani ben paçaları sıvamam sayın okur...benim paçalarım hep yaş...lakin sanıyorum bazı şeylerden paçayı kurtarmak için paçaları kurutmak ve kuru tutmak elzem...bir de sanıyorum betona basmamalıyız...terlik giymeliyiz...yoksa terliği yeriz sayın okur...
Tüm bunların yanında hayat uzun değil...ve çoğumuz dev değiliz...ancak deve veyahut deve kuşu olur bizden...bu sebeple bir an evvel devlerin omuzlarında yükselmeyi öğrenmemiz gerek sayın okur...devlerin omuzlarında yükselenlerin omuzlarında yükselmekten bahsetmiyorum ha yanlış anlamayın...evet bu daha caziptir...hatta emin olun devlerin omuzlarında yükselenlerin omuzlarında yükselenlerin omuzlarında yükselenlerin omuzlarında yükselmek daha da caziptir...lakin denge çok önemlidir...ve emin olun ayağınız yere değil bir deve basıyorsa hatta bir devin omuzlarında yükselen bir devin omuzlarında yükselen bir devin omuzlarında yükselen bir deve basıyorsa düşmek her daim kaçınılmaz olabilir...en iyisi bir devin omuzlarında yükselen bir deve olmak sayın okur...daha dolaysız bir şekilde daha yüksek bir alçaklık yerine daha alçak bir yükseklikten geviş getirmek sanıyorum her deve için ideal bir başlangıç olacaktır...tabi devlerin sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde 19 Mayıs kuleleri yaptığı durumlarda pek de takmanıza gerek yok bu durumu...
Dizimiz ise bir dev değil sayın okur...bir deve bile değil...izlemekle izlememek arasında kaybolan zamanınız dışında hiçbir fark olmayabilir... hatta izleyeli bir ay filan olmasına rağmen karakterlerin adını bile hatırlamıyorum...
Bana göre bu dizi senaryolaştırılmış bir frp oyundur...halihazırda dizide frp oyunlara fazla fazla gönderme mevcut ama dediğim gibi bence dizinin kendisi de bir frp oyun...böylece internet tüketiminin büyük bir kitlesini oluşturan geekleri bi nebze bağladık diziye...ana karakterler nezih mahallelerde büyüyen ortaokullu ve liseli çocuklardır...olanakları bir tık yüksek olması sebebiyle internet tüketimine erken yaşta erişebilecek ve dizi tüketebilen genç ve çocuk kitleyi de bağladık diziye...bir dönem dizisi olması hasebiyle nostaljik arayışlar içine sürüklenme eğilimi olan 20 yaş ve üzeri kitleyi de bağladık...gizem ve gerilim unsuru ve fantastik ögeler kolay ölümler zaten popüler temalar...sonuç olarak dizi tuttu...lakin içerikle değil temayla tuttu...
İlk iki sezon bence dizinin halihazırda ilk çekilmesi planlanan kısmıydı...dahası yoktu...çünkü baktığımızda bu sezonlarda hikaye bir bütün halinde ilerliyor zorlama yan karakterler bulunmuyor ve dizide ana tema olarak gösterilen gizem gerilim unsuru daha ağır basıyordu...karakter gelişimleri bile daha makul ilerliyor idi...lakin üçüncü sezon tam bir yama...gizem gerilim unsuru yerini alaycı ve absürt tavırlara bırakmakla beraber olaylarda tesadüf ve talih unsurları artmakla birlikte karakter gelişimleri saçma yönlere evrildi... sürekli birileri ölüyor bi yerler yıkılıyor saçma güvenlik zaafları ve ucuz planlar üzerinden dizi ilerletiliyor... klişeleşmiş rus soğuk savaş temaları...sürekli öpüşen ortaokullu çocuklar...garip... sanki oturmuşlar masaya zaten izleniyor diye akıllarına ilk gelen şeyleri yazmışlar...hatta sayın okur bundan emin olduğum ve kesinlikle kanıtlayamayacağım bir şey var... bence senaristler kendilerini frp oyun mantığına öyle bi kaptırdılar ki...ne olacağına zar atıp karar veriyorlar...dizi zaten gerçeklikten kopuk bir evrende ilerliyor sıkıntı yok...lakin artık bi yerde karakterlerin de zihinleri gerçeklikten kopmaya başladı...durumlara insancıl şekilde reaksiyon verme eşikleri düştü...sanki bir oyunda zar atılmak suretiyle karar verilen davranışları izliyoruz...olmadık yerden olmadık tepki ve sonuçlar çıkıyor...
Bunun haricinde diziyi bu kadar popüler yapan en önemli unsur kesinlikle oyunculuklar...özellikle ana karakterlerimizin oyunculukları... çocukların bu iş için doğdukları kesin...
Velhasıl bu diziyi çok da önermemekle beraber rüzgara karşı geviş getirmeye bayılan ve yükseklik korkusu olan alelade bir deveyseniz hatta bir deve kuşu bile olabilirsiniz tabiki izlemenizde bir mahsur yok...bunun yanında haftasonları yaşlı kadınları tekmeleyip paralarını çalmak gibi küçük kaçamaklar peşindeyseniz... dişlerinizi fırçalarken diş etlerinizi acıtmak ve kanatmak gibi özezimci ritüelleriniz varsa ve herhangi bir ayağınıza giydiğiniz çorabınızı başparmağınızın yaptığı tümsekten dolayı diğer ayağınıza giydiğinizde ayak serçe parmağınız tarafında oluşan boşluk sebebiyle kendinizi rahatsız hissediyorsanız bu dizi tam da sizlik olabilir...