Victor Hugo hiç şüphesiz kalemi güçlü bir yazar. İnsanları nasıl manipüle edeceğini de çok iyi biliyor. Merak ediyorum acaba bu kitabın ana fikri "idam kötüdür" değil de "idam gereklidir" olsaydı nasıl olurdu? Kuvvetle muhtemel okuyucuların "idam kötüdür" şeklindeki düşünceleri aksi…devamıVictor Hugo hiç şüphesiz kalemi güçlü bir yazar. İnsanları nasıl manipüle edeceğini de çok iyi biliyor. Merak ediyorum acaba bu kitabın ana fikri "idam kötüdür" değil de "idam gereklidir" olsaydı nasıl olurdu? Kuvvetle muhtemel okuyucuların "idam kötüdür" şeklindeki düşünceleri aksi yönde değişirdi ya da en azında idama ilgili düşünceleri yumuşardı.
Yazar hikayeyi daha vurucu yapmak için bir anı gibi kaleme alıyor. Gerçekten yaşanmış bir olay, düşüncesi oluşturmaya çalışıyor( tabi bu tamamen spekülatif bir düşünce yani kitabı okurken böyle bir fikir oluştu bende). Yazar kitabın ilk baskısında kendi adını gizliyor çünkü kitabın ana fikri yaşadığı çağ için aykırı bir düşünce. Gelen tepkilerden korkuyor fakat sonraki basımlarda adını açıklıyor.
Kitapta idam mahkûmunun ne suç işlediği açıklanmıyor bu da okuyucunun mahkûmla empati yapmasını kolaylaştırıyor. Eğer mahkûmun bir kadını ya da bir çocuğu öldürdüğü söylendeydi okuyucular olarak mahkûmla empati kurmamız çok daha zor olacaktı. Yazar hikayede okuyucuyu vicdanından yakalıyor ve elinden geldiğince bu duyguyu kullanıyor. Mahkûmun karısından ve çocuğundan bahsediyor. Onları nasıl kötü bir geleceğin beklediği anlatılıyor bu da okuyucuda idamın dünyadaki en kötü şey olduğu düşünmenin oluşmasını kolaylaştırıyor.
Peki ya bu tam tersi bir hikaye olsaydı. Mahkûmun değil de mağdurun anıları olsaydı anlatılanlar. Örneğin geç bir kız olsaydı mağdur yani öldürülen kişi. Evlenmek üzere olan düğününü dört gözle bekleyen, gelecekle ilgili güzel hayaller kuran bir kız. Bu kız ölümüyle geride acılar içinde insanlar bırakacaktı. Her akşam kızının hasretiyle ağlayan bir anne, acısını kalbine gömen bir baba, belki de evleneceği kadının ölümü üzerine bir daha evlenmeyi düşünmeyecek bir aşık... Ya da bir baba olsaydı öldürülen, hikayede anlatılan mahkûmun ailesinin başına ne gelecekse mağdurun ailesinin başına da aynı şeyler gelecekti.
İlkesel olarak İdamı insanlık dışı olarak gören birinin sebebi ne olursa olsun bir insanın ölümü istemesi ya da bir insanın idam edilmesini arzu etmesi büyük bir çelişki olur fakat kitapta Victor Hugo dönemin siyasetçilerinin idam mahkumlarına yaptıkları vicdansızlıklara karşı o siyaseçilerin de başlarına benzer bir acının gelmesini temenni ediyor. Bu çelişki değil midir?
İdam cezasına karşı biri idam cezası kime verilirse verilsin karşı çıkması gerekmez mi? Kötü bir senaryo düşünelim. Diyelim ki çok sevdiğiniz bir insan; eşiniz, çocuğunuz, kardeşiniz, anneniz, babanız bunlardan herhangi birinin bir katil tarafından öldürüldüğünü ve bu katilin idam cezası aldığını düşünün. İdam cezasını veren hakime idam cezasının vicdansızca ve insanlık dışı olduğunu söyleyebilir miydiniz? Peki ya Victor Hugo böyle bir şeyi hakime söyleyebilir miydi ya da söyler miydi? Ben sevdiğim bir insana zarar vermiş birinin bir yerde kapalı bir alanda bile olsa yaşamasını kaldırabilir miyim, emin değilim. Ya da başka bir senaryo düşünelim. Bundan yıllar önce Sadam Hüseyin bütün dünyanın gözü önünde idama mahkûm edildi ve televizyonda idamı boynuna ip geçirilen ana kadar canlı canlı yayınlandı. Saddam Hüseyin'in idam edilmemesi gerektiğini herhangi bir sosyal medyada ya da sosyal bir ortamda dile getirir miydiniz? 2 milyona yakın insanın katili on binlerce kişiyi kimyasal gazla zehirlemiş bir insanın idam edilmemesi gerektiğini söyler miydiniz?
İdam duygusal olduğu kadar rasyonel bir şekilde de tartışılması gerekmektedir. İdam yerine verilecek ceza ne olmalıdır? Kuvvetle muhtemel çoğu insandan "Ömür boyu hapis" cevabı gelecektir. Peki ömür boyu hapis cezası almış biri zaptedilebilir mi? Bu insan normal bir insandan çok daha tehlikelidir çünkü artık hangi suçu işlerse işlesin daha fazla ceza almayacaktır. Bu insanın başka birini öldürmeyeceğini kim garanti edebilir.
Peki ya biri çıkıp mühebbet hapis cezasının insanlık dışı olduğunu ve bir insanın özgür iradesinin elinden alınmasının ölümden beter bir şey olduğunu, ömür boyu hapsin sadece daha uzun ve acılı bir idam şekli olduğunu söylerse bu insana ne cevap verilebilir.
Ölümden ölürcesine korkan biri olarak idam cezasının tartışılabileceğimi düşünüyorum fakat ceza sistemi bir sihirli değnek değildir. Adalet sitemi doğru çalışmadan, toplumsal bozulma düzeltilmeden, insanı suça iten sebepler tartışılmadan ceza tek başına toplumsal düzen sağlayamaz.