11. Bölüm: Rüyada Olabilir miyim? RENE DESCARTES 29.11.2022 (Bu ne diyenler profilimdeki sabitlenmiş gönderiye bakabilir)
marti"düşünüyorum öyleyse varım," benim çok sevdiğim bi ifade ama Descartesin söylediğini bilmiyordum, mutluyum. evet, geçen bölümlerdeki ruh hastası dedenin mantıksızlığından…devamı"düşünüyorum öyleyse varım," benim çok sevdiğim bi ifade ama Descartesin söylediğini bilmiyordum, mutluyum.
evet, geçen bölümlerdeki ruh hastası dedenin mantıksızlığından sonra Descartes bana bi oh çektirdi. Şüphe konusunda düşündükleri iyi, güzel hatta gayet haklı diyordum ama sonra aklıma bunu okuyan sizler geldiniz, eğer bir cin beni kandırsaydı (ki bunu kanıtlayamam) aynı anda sizi de kandırabilir miydi? hadi diyelim kandırdı ama hepimiz şuan birbirimizle etkileşim hâlindeyiz ve aynı şeyler üzerinden farklı düşünceler üretiyoruz, bu cin bunu yapabilir mi? etrafımız npc dolu değil sonuçta, her bir insan, her bir hayat beraberinde bir ton insan ilişkisi, düşünceler ve olaylar meydana getiriyor eğer bir cin varsa ve bunu yapıyorsa bu tanrıdan başkası olamaz gibi
tanrı düşüncesi gene mantıksız ama diğer bölümde parmak bastığım yere değinmiş descartes, ya tanrı onu bulalım diye içimize bu boşluğu koymuşsa?
2y
3 beğeni
Yanıtla
_hafsa_En küçük ihtimal ile karşıt düşünce bile şüphe için yeterlidir.. Şüpheciliğin Prryhon'culuk kadar abartılı değil de, olması gerektiği kadarını çok…devamıEn küçük ihtimal ile karşıt düşünce bile şüphe için yeterlidir..
Şüpheciliğin Prryhon'culuk kadar abartılı değil de, olması gerektiği kadarını çok yeterli bir şekilde anlatmış..hiç bir şeyden tam olarak emin olamayız olmamalıyız, hiç bir şeyi kesin olarak bilemeyeceğimize göre bu şüpheciliği doruklarında yaşamakta oldukça anlamsız ve yıpratıcı geliyor bana göre.Yani kısacası Descartes şüphelenmeyi değil de şüphelenebilmeyi önermiş.
Bence düşüncesi reddedilemeyecek kadar mantıklı, olmayan bir şeyi düşünmek olanaksız ve yanıldığımız konu bile varlığıyla şüpheciliği çürütmeye yeterlidir.
Ama çok güzel bir noktadan başlayıp yanlış çıkarımlarda bulunduğunu düşünüyorum,
Mükemmel bir varlık olarak insanlardan gördüğümüz iyi özelliklerle atfettiğimiz, tanrının (Allah'ın) düşünerek varlığını kanıtlayabilirmiyiz?
Bence oldukça bencil bir bakış açısı, bir nevi kendi kendini kanıtlamaya çalışmış.
Düşünerek sadece kendimizden emin olabileceğimiz düşüncesine tek katılıyorum.
Nickimi bu beyden esinlenebilirdim (düşünemeseydim tabii), bölümü okuyunca bile bunu kanıtlamış oldu.
2y
4 beğeni
Yanıtla
suphe-"Ne var ki, Descartes'a göre hayatında bir kez bile olsa, ne olursa olsun, doğruluğundan emin olduğu bir şeyi bulmak bu…devamı-"Ne var ki, Descartes'a göre hayatında bir kez bile olsa, ne olursa olsun, doğruluğundan emin olduğu bir şeyi bulmak bu sıkıntıya değerdi." buruk bir gülümseme oluşturdu. Descartes'a fikrî değil belki ama ruhî bir yakınlığım olacak gibi hissediyorum. (Bölüm sonu eklemesi: 6. hislerime daha mı çok güvenmeliyim ne? Eheh:D)
-Kitabı okurken uyuyor olma durumu bana bi' ara rüyamda yazdığım şiiri hatırlattı😂 sabah uyanınca unutmuştum maalesef ama zaten belki de saçma sapan şeylerdi, hatırlamıyorum.
-Ahhh biliyordum Anselmus'un savının bir şekilde önüme tekrar çıkacağını. Tekrar düşüneceğim, başka yol yok. Ve şu cümle minik bir ışık yaktı beynimde, bu Anselmus'un bölümünde direkt yoktu:"Tanrı da iyi ve var olmasaydı mükemmel olamazdı." Mükemmellik için var olması gerekliliğini yeni fark ettim.
2y
3 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (15)
moriartywjBizi kötü bir cinin kontrol etmediğini kanıtlayabilecek olan var mı? Gerçekten özgün fikirlere sahip bir filozofmuş. Pyrrhon'un şüpheciliğini güzel bir…devamıBizi kötü bir cinin kontrol etmediğini kanıtlayabilecek olan var mı? Gerçekten özgün fikirlere sahip bir filozofmuş. Pyrrhon'un şüpheciliğini güzel bir şekilde çürütmüş, kartezyen koordinat sistemini oluşturmuş olması ise ayrı bir olay. İnsanlığa olan katkıları tartışılmaz. Yüzde yüz emin olabileceğimiz şeylerin çok çok az olduğu konusunda haklı ama zaten her zaman buna ihtiyacımız olmuyor. Örneğin mühendislik uygulamalarının çoğunda sistem olabildiğince basitleştirilip, yaklaşık bir sonuç bulunmaya çalışılır. Bir şeyden yüzde yüz emin olabilmemiz için astronomik boyutlarda zaman ve enerji harcamamız gerekir. Bu da bizim için pek avantajlı değildir. Günlük hayatta da üzerinde çok durduğumuz bir şey olmasa da böyle ilginç konularda kafa yormuş olması hoş.
Bu fikirlere sahipken "Tanrı var olmasaydı tanrı fikri de olmazdı." demesi Hobbes'a katılmama ve filozofumuzu kötü bir cinin değil Andavalmus'un kontrol ettiğini düşünmeme yol açtı. Hiçbir şeyden yüzde yüz emin olamıyorken bir anda iyi ve mükemmel bir tanrının varlığına nasıl emin olabildi anlamış değilim.
2y
3 beğeni
Yanıtla
karvinBölümü okurken eminim bir çoğunuzun aklına Başlangıç filmi gelmiştir. Üşenmedim ve kim hala izlememiş diye ufak bir araştırma yaptım, @_hafsa_…devamıBölümü okurken eminim bir çoğunuzun aklına Başlangıç filmi gelmiştir. Üşenmedim ve kim hala izlememiş diye ufak bir araştırma yaptım, @_hafsa_ ve @bbluecactuss’ün hala izlememiş olduğunu gördüm. Bu kadar güzel bir filmi izlememiş olmanız büyük bir kayıp. Müsait olduğunuzda ilk şans vermeniz gereken film(lerden).
Descartes, bana biraz Sokrates, biraz Aristo biraz da Pyrrhon’un karışımı gibi geldi. Şüphecilik felsefesi tabii ki Pyrrhon’un felsefesine göre daha kararında en azından bir sonucu olduğuna inanıyor. Ben bunu Descartes’ın matematik zekasına bağladım. Bir matematik sorusu çözerken de, sonuç bulacağınıza olan inancınız soruya zaman ayırmanıza ve bulduğunuz doğru sonuç tatmin olmanıza neden olur. Gerçek bilginin temeli düşünmektir. Descartes’ın bu felsefeye hayatını adaması çok da sırıtmadı. Kendisiyle tek fikir ayrılığı yaşadığımız nokta Anselmus’un felsefesini benimsemesi. Geçmişte yaşayan insanlar bir duruma açıklama getiremediklerinden dolayı, olayı ilahi bir gücün mucizesine bağlarlardı. Bilim de ilerledikçe pek çok soru cevabını buluyor o zaman da bilim bu seviyelerde olsaydı, bir Tanrı’nın var olduğu inancı daha az olurdu. Tabii ki hala cevaplayamadığımız sorular var ama bu cevaplayamayacağımız anlamına gelmiyor. Belki ben öldükten yıllar yıllar sonra herkes ateist olur, belki de bütün dünya dindar olur. Bunu bilemeyiz ama şu anda tek bildiğim şey, düşünmek bir şeyin var olduğuna inanmamız için yeterli değil. Hayatı kendinize zindan etmediğiniz sürece her şeyden şüphelenmek çok da kötü bir şey değil bence.
9 ay sonra güncellemesi: bu Descartes kesin ateist, taşlanmamak için kıvırtıyor, yazmaya üşendim şimdi son edindiğim bilgileri, ama siz bana inanın.