Selamlaar, Bir süredir gönderi atamadım, depremin merkez üssünde olunca fazlaca etkilendim ben de ama bunu gönderime karıştırmak istemiyorum (bunu diyerek karıştı demeyin şşş) Neysecime, buraları çok özlediğimi fark ettim :') vee hemen kitaba geçeyim artık. 🌬️Ya hani bir kitabı okurken…devamıSelamlaar,
Bir süredir gönderi atamadım, depremin merkez üssünde olunca fazlaca etkilendim ben de ama bunu gönderime karıştırmak istemiyorum (bunu diyerek karıştı demeyin şşş) Neysecime, buraları çok özlediğimi fark ettim :') vee hemen kitaba geçeyim artık.
🌬️Ya hani bir kitabı okurken zihninizde karakterleri, olayları canlandırırsınız ve zihninizde bir film çekilmiş gibi olur ya heh işte bu kitabı da o şekilde okuyunca şey gibi bir zevk verdi...Mmmmmm... Hani hava yağmurlu olur ve gökyüzünde bir kasvet vardır ama iç bunaltan, içinizi karartacak bir kasvet değil. Hatta o havada güzel bir film bile açmak isteyeceğiniz şekilde bir huzur verir. Heh işte o tarz bir film gibi kafamda canlandırdım ya da kitap o vibe'ı verdi. (Bu dediklerim biraz karışık oldu sanırım, anlamadıysanız anlamadığınızla kalıp devam edin bence hkdjskdnkj.)
İncecik bir kitap zaten, bir çırpıda bitiyor. Bu arada adıyla da cuk bir kitap. Kafada canlandırması da kolaydı ve hoşnutluk verdi. Sadece takıldığım bir nokta var. Şimdi size bir şey soracağım;
Bir şeye mecbur olduğunuzu düşünüyorsunuz ama o şeyden hep kaçtınız ve ondan nefret ediyorsunuz çünkü sizin o konuda düşünceleriniz mecbur bırakıldığınızı düşündüğünüz şeyle aşırı zıt. Sonuçta yapmak istemiyorsunuz ve bu mecbur bırakıldığınızı düşündüğünüz şeyi yapmamak için haklarınız ve sebepleriniz, en azından yapmama fırsatınız veya da geciktirme fırsatınız var ama gene de "Ben buna mecburum." diyip diyip kafanızı sürekli bu düşüncelerle meşgul edip kendinizle kafayı yer miydiniz?
Bence birçok kişi "Hayır." diyecektir cevap olarak ama ana karakter "Evet." diyor @_@. Tabii kitabın sonunda Allah'tan geri şey ediyor (şey ediyor dediğim kısım belki spoilere girer diye öyle geçiştirdim).
Neysecime, işte öyle efendim. Zweig gene kaleminin hakkını vermiş, ya bir insanın her bir betimlemesi de mi ayrı bir zevk verir...💫 Bayılıyorum bu yazara, her yerden bulup okumak istiyorum. Hatta depremin olduğu gece birkaç saat önce BKM'den Stefan Zweig'in birkaç kitabını sepete eklemiştim ve yarın sabah da sipariş edeyim diye kendi kendime sözleşmiştim ama deprem... Zaten iyi ki o gece sipariş etmemişim. Kargom da gelemezdi buraya, iptal olurdu. Neyse zaten bu durumda düşüneceğim en son şey kargo olur.
Bu kitapta çokça kendimi buldum, hatta kendimde anlamlandıramadığım hislerimi fark ettirdi ve hiç bunu beklemiyordum...Özellikle son zamanlarda beni tercüme eden birkaç kısmı da alıntılayayım şuraya;
🌬️"...ya da hararetli bir sohbetin ortasında öylece donup kalıyor, söylenenleri anlamıyor, soruları duymuyor, kendine gelmek için tüm gücüyle silkinmek zorunda kalıyordu."
🌬️"Ferdinand önünde dünya, arkasında uykusunun karanlığındaki karısı olmasına rağmen kendisini bir kulenin tepesinde tarifsiz bir yalnızlık içinde hissediyordu."
🌬️"İnsanlar onu ikna etmek için ağızlarını açtıklarında yalanın sarı rengini dillerinde görmeye başlamıştı. İnsanların söylediği her şey onu tiksindirmişti."
🌬️"İnsanların sorularına maruz kalmamak için onlarla konuşmaktan kaçınıyordu."
🌬️"Ben çoktandır bedenim burada; aklım, ruhum öbür tarafta yaşıyorum."
🌬️'Yalnız kendin için yaşadığını bilmiyordum. Ben sanıyordum... sanıyordum ki, ben de senin dünyanın bir parçasıyım.'
🌬️"Onların belli amaçları var. Benimse zayıflamış, harap olmuş sinirlerim."
🦜 7/10
Buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ederim 🙏🏻.
Hoşça kalın. 🌸