Selamünaleyküm, Selamlar, Merhabalar arkadaşlar. ~Kitaptan daha uzun bir inceleme yazmış olabilirim..~ 🦊 Küçük Prens yorumuna ne gerek vardı diye düşünme ihtimali taşıyan "bana" (bi sorgulamadım değil) ve arkadaşlara ithafen, hatırlatmak istedim böyle yumoş bir kitabın varlığını. Kalplerimize tekrar dokunsun istedim.…devamıSelamünaleyküm, Selamlar, Merhabalar arkadaşlar.
~Kitaptan daha uzun bir inceleme yazmış olabilirim..~
🦊 Küçük Prens yorumuna ne gerek vardı diye düşünme ihtimali taşıyan "bana" (bi sorgulamadım değil) ve arkadaşlara ithafen, hatırlatmak istedim böyle yumoş bir kitabın varlığını. Kalplerimize tekrar dokunsun istedim. Gerek alıntılarla gerek kitaptan bahsederek..
🌸 Kitabın ön sözü bile çok hoşuma gitti benim.
Yani İthaf sayfası.
📌 Leon Warth'e
🌷 Çocukların okuyacağı bu kitabi koca bi' adama ithaf ettiğim için çok özür dilerim.
Bunun için geçerli nedenlerim var.
1.si o benim en büyük dostum. (Yhaa, dostlarım buraya dikkat, biriniz de bana ithafen kitap yazın hadii. Şiire de evetim yani dkdk)
"2.si bu adam her şeyden anlar.
Çocuklara yazılmış hikayelerden bile.."
🐞Çok hoşuma gitti bu satırlar benim, bunu da incelememe bu yüzden paylaşmak istedim. Geri dönüp okuması bana çok güzel hissettiriyor ve sahiden hatırlama yaşatıyor.
"Birçoğu hatırlamasa da tüm yetişkinler bir zamanlar çocuktu." (Benim dilimde ithaf sayfası)
👀 İlk kısımda çocukların gördüğü ve büyüklerin göremediği hayatın en tatlı ayrıntılarını kendi hayatındanmış gibi anlatarak resim örneği ile gösteriyor.
Ki benim için çok manidar bir bölüm oldu.
Mesela bir oyuncak geçiyor bir cocuğun eline oyuncak ile beraber o da kendinden geçiyor. Ayrılıyor bu dünyadan. Yüzünde ki gülüşten anlıyorum uçağı uçururken.
Benim görmediğim ama onun tam da içinde olduğu bi evrende yaşıyor o an.
Büyüdüğümü anlıyorum. O evren benden ayrılalı çok oldu, ya da ben o evrenden ayrılalı :"
Şimdi kitaptan ayrılıp yazara yöneliyorum...
✍️🏻🧔🏻 Antoine de Saint-Exupery
Aklımda sadece Antoni olarak kalan yazar bey. 1900 yılında doğmuş. Yaşasaymış 123 yaşında olurmuş...
1944 yılında 44 yaşında iken.. vay be küsüratsız. Yıllar giderken yaşını yanında götürüyorlar. 1935 yılındayız 35 yaşındayım.. Çoki.
44 yaşındayken uçağı ile kaybolmuş ¿ (ne 😱😢) Ve bir daha haber alınamamış (Why)
Mesleği pilotluk yani sıra yazarmış. Hobi olarak kitap yazıyormuş iyikide yazmış mı? Evet. O yazmasa başka biri yazabilir miymiş? Yani..
Pilot, Güney Postası, Gece uçuşu, İnsanların dünyası, Savaş pilotu, Bir rehineye mektup, Kale gibi eserleri var.
Neden bir tek Küçük Preeğnnnss meşhur olmuuuş?
Demek ki neymiş, marifet Küçük Prensdeymiş (Hiç yazarı övesim yok sevmedim ben pek <<>> O sırada yazar, "Bana ne")
😅 Demeden edemeyeceğim Kitaptaki fotoğrafı aynı Mr. Bean :) çok benziyorlar ama ciddenn.
🤖 Büyüyoruz ve büyüdükçe kaybediyoruz kendimizi, ayniyyeleşiyoruz.
"Büyükler hiç bir şeyi tek başına anlayamazlar. Onlara sürekli açıklama yapmakta çocuklar için can sıkıcıdır."
Çocukken Dedemin memleketinde, -oldukça sıcak bi iklim- Dedemin harika torosuyla eriye eriye yolculuk yapıyorduk ve arabanın benzini mi bitmişti, tam hatırlamıyorum dedem kenara çekip bagajdan benzin almış arabayı dolduruyordu gibi bir şey.. Benim de haliyle aklıma su geldi, arabanın gaza benim "suya" ihtiyacım vardı neticede.
Bu benzetme ile "Bende suu" Demiştim ki yaklaşık 4-5 yaşlarındayım (o günlere dair hatırladığım şeyler var, ailem şaşırsa babam hatırlayamazsın biz anlattığımızdandır dese de. Hayır efnm siz anlatmadınız ben hatırlıyorum..)
"Bende suuu" deyince ninem ve arabada bulunan teyzeler gülmüştü.. "O su değil ki kızım, benzin, sen içemezsin." Demişlerdi.
MESELE BU değildi Ki halbuki. Bayağı sinir olduğumu somurttuğumu hatırlıyorum :)
Çocuk ben "Onun su olmadığını biliyorum" Diye açıklama yapmaya kalkışsam bile çoktan makara olmuştu olay.
💨 Bölüm 1 Büyükler.
^ İlk okuduğum zaman (çocuktum) yazar kendisi yaşamış sanıyordum tüm bunları.
En azından ilk bölümlerde büyüklerle olan muhabbeti dolayısıyla yazarın çocukluğu, hayatı sandım. Aslında yazarın değil bir tek, bizlerin çocukluğu, her çocuğun. Her büyük ile çocukların arasında olan olağan şeylerdir anlaşmazlıklar. Her insanda değişkenlik gösterse de, netice Kitaptakine bağlanıyor.
Çocuk hayal gücü hafife alınıyor, çocukla çocuk olma derler mesela, tartışma da evet bu söze hak veririm, ama çocukla çocuk olmak bana kalırsa önemlidir azîzim. "Ruhunuzu" tazeler, gençlestirir, bir deneyim derim ve çok ciddiyim.
Kitapta da bunun aksine (çocukla çocuk olma, çocuğun seviyesine inme)
Diyor ki;
"Yaşadıklarımdan sonra onlara ne boa yılanlarından ne de balta girmemiş ormanlardan bahsediyordum. "Seviyelerine iniyorum." Briç, golf, politika, kravat hakkında konuşuyordum artık. Onlar da böyle "mantıklı" biriyle tanıştıklarına bir hayli mutlu oluyorlardı. Mantık ve hayâl arasında çok büyük bi fark var. Hayâl ve gerçekler arasında ince bir çizgi.
Yani bir çocuk bi büyüğün seviyesine iner, ona akıllı derler. O seviye atlamaz, kendi dünyasından sonra büyüklerin dünyası düşük derecedir sadece iner ve zamanla o da büyür.
⛵️"Okyanusun ortasında kaza geçirip, sal üstünde kalakalmış bir denizciden bile yalnızdım." Sayfa |11|
❄️ Ve yazarın 2. Bölümde vurguladığı can alıcı nokta, çocukken elimizden alınan heveslerimiz. Küçük yaşta kalbimize heves olanlar büyüdüğümüz de elimizde kariyer, başarı, beceri olabilir. Di.
İlkokul 2. Sınıfta, büyüyünce ne olacaksınız çocuklar? sorusuna verdiğim "yazar" cevabından dolayı etkilenen ögretmenimin, sonrasında bize ödev olarak verdiği doğa kompozisyonu yazısını tahtada.. bana kendi kulağına okuttuktan sonra omzumu sıvazlayarak "Sen çok güzel bi yazar olursun kızım" Dediği ânı ve O öğretmeni mi unutmam mümkün müdü? Kalbime kondurduğu ümidi, parıltıyı silebilmem peki!
🌟 Çocukluk, çocukken gördüklerimiz, çocukken hayatımıza girenler, çocukken bize gösterilenler, ögretilenler unutulmaz.
🤍 Kurumamış beton gibidir çocuk kalbi dokunsan izi kalır.
Heveslerimizi söndürdükleri de olur, heveslerimize yol açtıkları da.
Ve bazen cümleler şöyle başlar...
"Çocukken severdim de... Üzerinde duramadım geldi geçti."
"Çocukken yeteneğim vardı da... Fırsatım olmadı ilerletmeye." Farz edelim okul okumaktan. Yahut büyüklerin "Ne gerek var şöyle şeylere, git şunu yap, bunu yap" demelerinden. Sonra da falancanın çocuğu şu konuda başarılı olmuş diyorlar. O falancanın çocuğunun ebeveynlerine de bi bakmak lazım.
✍️🏻 Bir çocuk istedi diye Koyun çizmek için çölün ortasında ölüm tehlikesi ile burun buruna geldiğini umursamadan cebinden dolma kalem ve kağıt çıkaran adam tam çizme esnasına gelince anımsıyor. Birden yıllarının, coğrafya, tarih, aritmatik ve dilbilgisine yoğunlaşmakla geçtiğini... "Bizim küçük adama resim yapmayı bilmediğini utana sıkıla söyledim."
Büyükler ŞEKİLCİDİR.
Asteroid B-612 ilk kez 1909 yılında bi Türk astronom tarafından görülmüş, Astronom bu keşfini Uluslararası Adtronomi kongresinde sunmuş ama kılık kıyafet yüzünden kimse dikkate almamış. (Şalvar ve fes giymiş) Büyükler ŞEKİLCİDİR işte.
"Çocuklar büyüklerin karşısında hoşgörülü ve sabırlı olmak zorundadır." S.20
❤️🩹 "İnsanın dostunu unutması üzücüdür. Hiç dostu bile olmayanları düşünürsek bu daha da üzücüdür." S.21
İnsanın çocukluğunu unutması da üzücüdür. Hiç çocukluğunu yaşayamayanları düşünürsek bu daha da üzücüdü
"Sanırım yaşlandıkça bende büyüklere benziyorum."
🌅"Bir gün günbatımını 44 kez seyretmiştim. İnsan üzgünken günbatımını seviyor."
O gün üzgün müydün Dedim ama cevapsız kalmıştı sorum.
28 ve 29.cu sayfalara kalbimi bırakıyorum. Küçük Prens sen ne romantik kalpli, ne naif düşünceli ne tatlı bi şeysinn öylee 😱😇
⚘️"Sevdiğin çiçek milyonlarca yıldızdan birinde açsa yine de mutlu olursun. En azından çiçeğinin bir yerlerde olduğu düşüncesi ile avunursun. Ama koyun çiçeği yerse tüm yıldızlar söner! Bu da mı mühim değil?" ⚘️
Bu sözlerden sonra o büyük içinde hiç bir "önemli işlerin" önemi kalmıyor ve işini gücünü bırakıp Küçük prensi avutuyor.
Bir annenin ağlamakta olan bebeğini avutması gibi. Söz konusu çocuklar olunca iş-güç anlamını yitiriyor.
"Sevdiğin çiçek tehlikede değil küçüğüm.."
(Sayfa 29)
💔 Ne yazık ki sevmeyi bilmek için çok küçüktüm. Sayfa/33
🦋 "Eğer kelebeklerle tanışmak istiyorsam bir iki tırtılın varlığına katlanmak zorundayım."
S. 35
"Burnu havadakiler için tüm insanoğlu onların hayranıdır." 👃🏻
S./42\
"-İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnızlık çekiliyor.
+İnsanoğlunun yanında da yalnızlık çekilir" Dedi yılan Bizim küçük zeka küpüne.
/Sayfa 60\
〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
Karakter aşımından ötürü devamı ne yazık ki diğer kitapta olacak.. Bundan hiç hoşlanmirem 😮💨