🏰 𝐒̧𝐮 𝐚𝐧 𝐌𝐚𝐯𝐢 𝐬̧𝐚𝐭𝐨 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐛𝛊𝐦𝛊 𝐛𝐢𝐭𝐢𝐫𝐝𝐢𝐠̆𝐢𝐦 𝐢𝐜̧𝐢𝐧 𝐚𝐠̆𝐥𝐚𝐦𝐚𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐫𝐞𝐦. 𝐻𝑒𝑟.. 𝑔𝑢̈𝑧𝑒𝑙 𝑠̧𝑒𝑦𝑖𝑛 𝑏𝑖𝑟.. 𝑠-𝑜𝑛𝑢 𝑣𝑎𝑟𝑑𝚤𝑟. AYRICA deli gibi kimsenin kitabı okumasını istemiyorum jdjdjd Okuyan herkesi kıskanırım öyle bir hâl var üzerimde ejdjekrkr Ulann (kitabi bir aydan fazla müddettir okuduğum…devamı🏰 𝐒̧𝐮 𝐚𝐧 𝐌𝐚𝐯𝐢 𝐬̧𝐚𝐭𝐨 𝐤𝐢𝐭𝐚𝐛𝛊𝐦𝛊 𝐛𝐢𝐭𝐢𝐫𝐝𝐢𝐠̆𝐢𝐦 𝐢𝐜̧𝐢𝐧 𝐚𝐠̆𝐥𝐚𝐦𝐚𝐤 𝐢𝐬𝐭𝐢𝐫𝐞𝐦.
𝐻𝑒𝑟.. 𝑔𝑢̈𝑧𝑒𝑙 𝑠̧𝑒𝑦𝑖𝑛 𝑏𝑖𝑟.. 𝑠-𝑜𝑛𝑢 𝑣𝑎𝑟𝑑𝚤𝑟.
AYRICA deli gibi kimsenin kitabı okumasını istemiyorum jdjdjd
Okuyan herkesi kıskanırım öyle bir hâl var üzerimde ejdjekrkr
Ulann (kitabi bir aydan fazla müddettir okuduğum için) sanki kendi özel hayatım, adeta mahremiyetim gibi hissetmeye başlamıştım tam... Yânî bi' kitap ya da, kitapiçi karakter hayatı enn fazla bu kadar benimsenebilirdi anlatabiliyor muyum derdimi 🥲
💥VEE bu kadın nasıl oluyor da..
Benim yaşamak istediklerimi yıllar öncesinden
Yazmış oluyor 😣
L.M. Montgomery TANIŞMAK İSTİYORUM SENİNLE. ~~♡~~
Aşk kitabı okumadığıma eminim...
Bu kitap, şu popüler aşk kitaplarından biri kesinlikle değil, bundan da eminim.
Fakat onlardan katbekatbekatt katkatkatt HERHÂLÛKÂRDAKULÂDE.
MUAZZAMÖTESÎ
Demek istediğim şey, kitaba olan sevgimi anlatabilmeye kelimelerim yetersiz kaldığı için olabildiğine gelişigüzel bir şekilde hislerimi tasvir etmeye çalışacağım.
Çünkü uykum var.
Yok ondan değil, çünkü kelimeler diyordum evet.
Kitabi her ne kadar çok sevsem de, Emily kitabımı okurken, içime gelen o "bitmesin abi bitmesin" hissi geldi ve çok yavaş ilerledim bile isteye. Sevdiğim şeylerin tadını çıkarmayı severim ve bu yüzden bazen vıcığı da çıkıyor :D
Her neyse zaten ne yazık ki son zamanlar da kitap okurken istemsiz kıskançlık nöbetleri geçirmeye başladım ( ͠° ͟ʖ ͡°)
Bu yüzden sayfa aralarında durup, atak sonrası sakin kalmaya çalışarak devam etmeye çabalıyorum wkjcjdkx
Lütfen bunun tek bende olmadığını söyleyin lütfen
(;´༎ຶٹ༎ຶ`)
Kitap elimde çok uzun müddet durduğu için ve bu uzunca müddet içerisinde gerek bazi sayfaları tekrarlayarak okuduğum için de artık sanki Valancy benmişim gibi ya da kitap benmişim ben kitapmışım gibi hissetmiş de olabilirim jfjdjfjdf
Bazen.. diyorum ki L.M. Montgomery'in kaleminde ki karakterler (yaşadıkları değil) ve hayalleri o kadar ben ki korkmaya başladım.
Rahat 1 aydır belki daha fazlası, beraber olduğum kitapçığımla yani bir nevi 2. Hayatımla vedalaşmak zorunda kaldığım için mızmızlanıp, tepinerek ağlamak istiyorum.
Biraz mayyamış olabilirim..
Olmayadabilirim.
Ve...şuan gerçekten bittiği için çok mutsuzum.
Okuyabileceğim şekilde devamı yok öyle değil mi? Ni Dimek bu! Bu ni demek bu!?
Onlar hayatlarını kitabın bittiği yerden yaşamaya devam edeceklerken, beni içine attıkları bu çukurda yapaylanız bir şekilde bir o yanaa bir bu yanaaa yalpalayıp duracağım bir müddet.
Gerçek şu ki bu hiç adil değil.
Nasıl oldu bilmiyorum, bir şekilde Valancy, yapmak istediklerimi yaptı. Ve çok güzel yaptı, çok doğru yaptı. VALANCY'M BENİM.
Bazılarımızın, kendini belki bu dünyadan çekip kurtarmak için kurduğu bir takım hayalleri vardır. (Hayaller çeşitlere ayrılır ama hani şu, seni bu dünyadan alıp götüren bambaşka bir evrende bambaşka bir hâlinle yaşadığın tüm o mutlu anları içine alan hayal aleminden bahsediyorum.)
Hayal dünyamız da edindigimiz meslekler, yaptığımız işler, hayal dünyamızda kurduğumuz gezegen, Hayallerimizde inşa ettiğimiz evlerimiz yani belki de herkesin bir "mavi şatosu" vardır. Bazılarımızın benliğini sakladığı bir yer vardır. Bazılarımızın içinde yatan ne cevherler vardır, ne mutluluklar ne kahkahalar vardır bastırılmak zorunda kalan.
Mavi şato da Valancy'nin zihninde yatan ve kendisi gibi davranabildiği tek yerdi.
Foster ve kitapları ise ruhunu canlı kılan tek şeydi.
Kitabi okuyunca, eski kafa ne demek onu da biraz anladım. Yani başkaca bi anlam kazandı bende, daha doğrusu.
Eski zamanın kafası değil bu. Bildiğin kafanın kendisi eski de kalmış, direk kendisi eskimiş yani... Beynin kokusu olsa hurda kokacak. Bu yüzden insanın insanı zavallı bulduğu zamanlar oluyor. Üzülüyor yani... Valancynin ailesine olan tutumu gibi.
Tamam bunun konumuzla bir ilgisi yoktu ekgkekfkfk
Çocukken o kadar fazla hayal kurardım ki, saatlerce dalıp giderdim ve hayatta aldığım en büyük lezzeti hayallerimin içerisinde yaşardım.
Ablam büyüyünce bu geçecek dediği zaman, benim için geçerli olmayacağını düşünerek buna inanmak istememiştim.
Peki âla, geçmedi Fakat eskisi kadar da beni içine çekerek hapsetmiyor. Kendi isteğimizle hapsettigimiz yerler hapishanemiz değildir. Ve o hapishane de geçirdiğim zamanları özlüyorum bu yüzden.
Büyüyünce hayallerden biraz daha uzaklaşıp hayalleri bizzat yaşamak istiyor insan.
Kurmak bir yere kadar, öyleymiş gibi davranmak ve isteklerini gizlemek de...
Netice de içinde olduktan sonra, bastırmak sadece yoruyor kişiyi. Bastırmak, tıkıyor.
Ve tıkandığım bu kutucuğun içinde, kitaplarımın, izlediğim animelerin beni genişletiyor olması, hayal dünyamı canlandırıp gerçek olmayan şeylere güldürerek beni mutlu etmesi, bir hobi olmaktan uzak, ihtiyaç gibi geliyor artık. Tekrar umutlarımı dallandırması, bazen gerçeklerin beni balon gibi söndürmesi, olmayacak şeylere inanıp, olmadılar diye ağlatması bile, ben buna diyorum ki alemetul-hayat.
Valancy'e özeniyorum. Onun, gerçek olan mavi şatosunu kıskanıyorum :"
Ve, B.S. siz ikiniz bir harikasınız 🥹🫶🏻
Valancy hayatının en harika anlarını yaşarken bende hayatımın en tatlı sayfalarını okumuş hatta biraz olsun, ucundan yaşamış kadar oldum.
Okuyun okuyun, kıskanmayacağım tamam ( ̄▽ ̄)
{Ekleme yaptığı için Raf ekibine şükranlar efm}4
"Annesi ve akrabaları, yalnız kalmak isteyen insanların sinsi amaçlar uğruna yalnız kalmak istediklerine inanırlardı."
Bu hiç yabancı gelmedi kdkdkfkflxis
Sıkıcı gündüz vakitlerinde destek bulduğu tek şey geceleri rüya çılgınlığına atılma ümidiydi.
A bu ben!