Fransız Devrimi'ni Bastille hapishanesinde olan saldırının başlattığı düşüncesi aslında çok yaygın bir düşünce biçimi ve Emrah hocamızda bu konu üstünde duruyor kitabında. Bastille, 18 Yüzyılda Fransa'da siyasi tutukluların tutulduğu ve ucu bucağı olmayan, her adım atıldığı yerin gardiyanlar tarafından korunduğu,…devamıFransız Devrimi'ni Bastille hapishanesinde olan saldırının başlattığı düşüncesi aslında çok yaygın bir düşünce biçimi ve Emrah hocamızda bu konu üstünde duruyor kitabında. Bastille, 18 Yüzyılda Fransa'da siyasi tutukluların tutulduğu ve ucu bucağı olmayan, her adım atıldığı yerin gardiyanlar tarafından korunduğu, uzun mu uzun surlarla çevrili görkemli bir kaleyi andırıyordu. Kalabalık bir grup 1789'da bu kaleye yaptığı saldırı sonucunda henüz Fransız Devrimi'ni başlattıklarından bi haber, gençliğin, sefaletin ve ümitsizliğin ışığında yollarına kim geldiyse ve kim geçtiyse dağıtmışlardı. Bunun sebebi ise bir çok sağlam temele dayandırılabilir. Devletin halka olan baskısı, tahta karşı nefret duygusu, adaletsiz toplum, ekonomik sorunlar ve hepsinden öte, en başlı problem olarak gıda sorunu yüz gösteriyordu. Bunlarda yetmezmiş gibi Fransızları mutsuz ve haliyle perişan eden bir çok problemin arasında malum gençlerin, bir baş kaldırış hikayesini okuyoruz bu kitapta. Evet, hikaye. Tarihi bir olayı değil... Emrah hocanın dili aslında pek tabi ne bir İlber ediyor, ne de farklı bir tarihçinin. Kendi ait farklı üslubunu okurken, zihninizde tarihten çok bir roman okuyormuş gibi hissediyorsunuz. Kitabın devamında ise o dönemde bu olaylara alt yapı sağlayan en büyük etmenlerden birisinin de para olduğu bir gerçek. Bunu 5 6 kaynak ile açıklandığını görünce şaşırmıştım. Keza yine bu durumun en temel sebebi de Fransa'nın 18 Yüzyıl sonlarına kadar feodalite ile yönetilmesi ve bu sebeple yeterli finansal kontrolünü elinde tutamamasıydı. Sonuç olarak bu kontrolü elinde tutamayan her devlet gibi, Fransa'nın da ekonomik açıdan darboğazı kat kat artarken, borçlarını ödemesini geçtim, faizini bile ödeyememiş oluşu ilk kurşunu sıkmıştı... Bir yandan aydınlanma çağının gelişimi o geniş ve derya deniz uygarlığa adeta ikinci kurşunu yemiş hissi uyandırdı. Dinin öneminin azaldığı ve aklın kontörlü ele aldığı bu dönemde Fransa daha da bataklığa sürüklendi. Asıl önemli olan, diğer bütün olayların yanında son ve yıkıcı kurşunu aydınlar attı. Aydınlanma çağı... İnsanlar, bu ekonomik durumu ve haliyle toplumsal eşitsizliğin yanında filozofların o tatlı söyleşileri karşısında adeta hoşnut kalmışlardı. Kısa bir süre içinde filozoflar kat ve kat değerli konuma gelip kiliseye baş kaldırırken, bir yandan da özgürlükçü düşüncelerini insanlara empoze edip güçlü inançlara sebep oldular ve elinde sonunda Burjuvazi yükseldi, hür düşünceler serbest bırakıldı...
Edebi kalem olarak bu kitabın roman tarzına bayıldım diyebilirim. Kısa ama öz, bir yandan da görsel şölen eşliğinde baskısı sebebiyle de baya beğendiğim bir eser oldu. Emrah hocanın tatlı sohbet videolarının yanı sıra kitaplarına gerekli önem ve değerin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Fransız ihtilali konusunda az ve öz, yalın kaynak için birebir tercih noktasında ki tek önerim olabilir bu kitap.
Not: Spoilerı açmıyorum, tarihi bir olay ve üstünden seneler geçmiş. O yüzden artık olayları bilmeyenler için bile öğrenme zamanının gelmiş olduğu bir gerçek. Elbette isteyene efenim...