bir zamanların en popüler dizilerinden birini yeni izleme şansı buldum. aslında popüler olduğu zamanlar izlemeye çalışmıştım fakat bir zamanların skins ve skam'ı kadar edemediğini düşünerek belki de yarıda kesmiştim fakat nihayetinde bitti. bir grup öğrencinin lise (bence çoğu gençlik dizisi…devamıbir zamanların en popüler dizilerinden birini yeni izleme şansı buldum. aslında popüler olduğu zamanlar izlemeye çalışmıştım fakat bir zamanların skins ve skam'ı kadar edemediğini düşünerek belki de yarıda kesmiştim fakat nihayetinde bitti.
bir grup öğrencinin lise (bence çoğu gençlik dizisi liseyi temsil etmiyor fakat nedense hepsi lisede geçiyor.) zamanlarına eğiliyor. uyuşturucu, aşk, cinsellik, kavga gibi genç yetişkin unsurlarının cılkını çıkararak içinde barındırıyor. cılkını çıkararak diyorum ama bence bu tarz dizilerde biraz da cılkının çıkması gerekiyor çünkü bariz bir dizi konusu yok. abartılan gençlik unsurlarının kargaşalarını izliyoruz. karakterlerin neredeyse hepsinin bir travması var. bu travmalar bize hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını gösteriyor. fakat şunu da eklemeliyim ki var olan travmalarımız bize bok gibi biri olma hakkını vermez. genç yetişkin dizilerini seviyorsanız izlemelisiniz diyebilirim. belli bir konu olmadığı için de aşağıda kendimce karakter analizi yapacağım. spoiler olarak sayılabilir o yüzden izlemeyenler buradan sonrasını okumayabilir.
rue: dizinin en sorunlu karakteri. uyuşturucu bağımlılıyla mücadele vermeye çalışıyor ama çalışmıyor da aslında. bencil bir karakter. bunu çoğu zaman uyuşturucu etkisine veriyoruz fakat dizideki neredeyse tüm karakterler onun çıkarına uğraşırken sinir olmadan da edemiyoruz. aynı zamanda çok hassas. jules ile tanışması ona ne kadar iyi gelse de bir o kadar da kötü geldi. sonlara doğru bunu aşmasına sevindim. ben rue'nun dizideki hem en sorunlu hem de en zararsız kişi olduğunu düşünüyorum. en büyük zararı hep kendine veriyor. defalarca sinir patlamalarına ve etrafı nasıl kırıp döktüğüne şahit olsak da bu yorumu yapmaya devam edebilirim galiba. ailesiyle ve Ali ile arasındaki çatışmalara ben de üzüldüm, dizinin en yoğun sahneleriydi. jules ile olan çatışmasında ise jules haklı olsa bile hak veremedim. artık rue'nun jules'a patlamasının zamanı gelip geçmişti bile. ne kadar onu aldattığından haberi olmasa bile.
maddy: dizinin en sevilen ve en abartılan karakteri olabilir. çok güçlü bir enerjisi var bunu kabul ediyorum. muhtemelen insanlar özgüveni ve yaydığı enerji yüzünden seviyor fakat nate için kendinden ödün vermesi, kendini olduğu gibi kabul etmemesi, sürekli bir sidik yarışında olması özgüvenli olmadığının bariz kanıtları zaten. bu toksik sevgi en çok kendine zarar verdi fakat tyler denen çocuğun da başına gelmeyen kalmadı. nate hariç herkese karşı güçlü bir karakter olduğu kesin ama.
cassie: bana göre nate'den daha sorunlu bir karakter. muhtemelen hepimiz özellikle 2. sezonda sabır çekerek izlemişizdir ama ben 1. sezonda da baya bir sabır çektim. Kendini objeleştiren, güzelliğe takıntısı olan ve en az rue kadar bencil bir karakter. Aile sorunlarına hiç değinmeyeceğim çünkü dizide aile sorunu olmayan neredeyse kimse yok. Bu arada sorunlu ebeveynler sorunlu çocuklar yetiştirir tamam ama eninde sonunda o çocuklar da kendini düzgün yetiştirmeli diye düşünüyorum. Örneğin Lexi. gerçekten çok güzel ama bence Ester Exposito'nun yıllardır süren 1.liğini alabilecek kadar güzel.
nate: dizinin en sorunlu 4. karakteri. 1. de babası zaten. aynı zamanda en zeki karakter. her şeyi kendisinin yapmasına rağmen hiçbir şeyden yara almadan kurtuldu. bu karakter hakkında çok bir şey demeyeceğim çünkü benim diyeceğim her şeyi annesi ona söyledi: 2. sezon 6. bölüm. çoğu sorununun sebebi de babası ve aralarındaki rekabet zaten. aileleriyle alakalı yorum yapmayacağımı da söylemiştim yukarıda.
kat: kendini keşfetme aşamasında olan bir karakter. kilosundan dolayı özgüvensiz ama daha sonra bu unsur özgüveninin sebebi oluyor. ona çok iyi davranan sevgilisinden ayrılıyor. zaten şu an çoğu insan böyle. iyilik değil kötülük arıyor, uçmak değil sürünmek istiyor. kat daha kendini yeni keşfetmeye başladığı için çok bir şey yazmayacağım. o kendini keşfetsin, ben de 3. sezonda bir şeyler yazarım belki.
jules: 1. sezonda bu karakterimiz de kendini keşfetmeye çalışıyor. sonra başına gelmeyen kalmıyor zaten. 1. sezonda çok tatlı, eğlenceli ve iyimser bir karakter. bir bölümde şehir dışına çıkıyor ve o bölüm aslında belki de kendini bulmasına yardım edecek sözler duyuyor ve kişilerle tanışıyor. o bölümden sonra rue ile ilişkileri güzelleşiyor fakat elliot'un da dediği gibi dizimizin en önemli unsurlarından olan cinsellik noktasında buluşamıyorlar. uyuşturucu kullandığı için rue'yu annesine söyleme cesaretinde bulunuyor. bu davranışı belki takdir edilebilirdi fakat bunu elliot ile rue'yu aldatma aşamasında söylediği için çoğumuz sinir olduk. jules şu an bir açık kapı. iyiye de gidebilir kötüye de. izleyelim.
fezco: en sevdiğim karakter. Ayrıca Angus da huzur içinde yatsın diyelim. 3. sezon onsuz nasıl devam edecek hiç bilmiyorum. Akıllı ve tatlı bir karakter. Bir kusuru var, gangster. Ne yapalım her şeyimiz var gangsterimiz olmasın mı...
lexi: en düzgün karakter. bu kadar etliye sütlüye karışmayan karakterler canımı sıkıyor. aslında cassie sahneye atladığında o aralar ona ne kadar sinirli olsam da çok doğru konuştu. hiçbir şeyi yapmaya cesareti olmadığı için sadece yargılamaya cesareti var. fez ile çok tatlılardı, öyle öne çıktı ama bence 3. sezonda bir dönüşüm yaşamalı. tatlı ve iyi bir karakter ama özellikle cassie'ye karşı hassas zamanlarda hassas davrandığını düşünmüyorum. kardeşi olmasına rağmen. zeki bir insan zekasını eyleme de dökmezse bence beş para etmez. lexi'de de eylem eksikliği var.
mckay: dizinin harcanmış karakteri. benim en sevdiğim karakterlerden biriydi ve cassie ile ilişkisini de seviyordum. aslında ilk başlarda mckay'in cassie'yi düzeltebileceğini düşünüyordum. daha sonra girdiği garip "erkeklik" sendromlarından dolayı bir tık soğudum.
ash: yani ash hakkında ne desem bilemiyorum. gerçekten güvenilir bir insan ve ondan çocuk diye bahsetmek istemiyorum çünkü dizideki çoğu kişiden daha olgun ama yaptığı çoğu şeye bir anlam veremedim. hadi fare'yi bir tehdit olarak gördü ve silahları da olduğu için çekiçle saldırdı çünkü doğru an o andı ama sondaki çocuğu öldürmesi beni çok sinirlendirdi. çocukta bir ayaklar olduğunu herkesten önce fark etmesi zekiceydi ama yine de öldürmeseydi muhtemelen başlarına hiçbir şey gelmeyecekti. çok başına buyruk, düşünmeden hareket eden bir karakter. burada da çocukluğuna mı mizacına mı versek bilemiyorum.
kısaltmaya çalıştım ama uzun oldu. buraya kadar okuyan varsa teşekkür ediyorum. umarım sıkılmamışsınızdır. oyuncuları iyi. duyguyu hissettiriyorlar. sanatsal sahneleri de gayet iyi. konu ve işleniş olarak ise çerezlik diyebilirim.