Yüzmeyi sever misiniz? Bu filmde karşımızda lise öğrencisi genç bir kız var(Han Gong-Ju). Bu kızın başka bir okula transfer sürecini ve sonrasında gelişen olayları gözlemleyerek izliyorsunuz. Evet, yönetmen size filmi gözlem aracılığıyla anlatıyor. Filmin başından sonuna kadar ki tüm süreç…devamıYüzmeyi sever misiniz?
Bu filmde karşımızda lise öğrencisi genç bir kız var(Han Gong-Ju). Bu kızın başka bir okula transfer sürecini ve sonrasında gelişen olayları gözlemleyerek izliyorsunuz. Evet, yönetmen size filmi gözlem aracılığıyla anlatıyor. Filmin başından sonuna kadar ki tüm süreç yapboz gibi ilerliyor. Size belirli sahneler ve belirli ipuçlarıyla bu öğrencinin neden diğerlerinden daha farklı tutum ve davranışlar sergilediğini gösteriyor ve en sonunda da büyük resmi tamamiyle sunuyor.
Yüzmeyi neden seversiniz ki, keyifli olduğu için mi?
Filmdeki bu öğrenci neden transfer oluyor? Her öğrenciyle öğretmeni bu kadar hassas tutumlarla ilgilenir mi? Bu kız neden doktora gidip muayene oluyor? Bir öğrenciyi sınav ve gelecek kaygısı dışında bu kadar ne tedirgin eder? İnsanların hayatları cidden gördüğünüz kadar mı yada size gösterildiği kadar mı, gerçekten görmek istediğiniz kadarından fazlasını umursamadığınız için tüm resmi göremediğinizi hiç düşündünüz mü? Peki bu öğrenci neden yüzmek için bu kadar çaba sarfediyor? Belki de kendi tutunacağı dalı oraya kendi yerleştiriyordur.
Aslında filmin açıklama kısmını okuduğunuzda da az çok bir şeyler anlıyorsunuz bu yüzden açıklamada ki kısımdan bahsetmeye gerek duymadım, orada yazıyor. Film hassas bir konuyu işliyor. Ben gerçekten çok yerinde ve özenle işlediklerini düşünüyorum. Asla bayağı yada tek düze, öylesine bir film değildi. İzleyip kendi kendinize bir şeyleri tartışmanızı ve bu konu üstüne ehemmiyetle düşünmenizi çok isterim. İnsanların her konuda önyargılı, küçümseyici, kınayıcı bakan bir çift gözü vardır. Bu bakışların insanları en az olaylar kadar yaraladığını, ölüme sürüklediğini ve anlayışa muhtaç bıraktığını bilmenizi isterim çünkü bir süre sonra bu bakışlar insanların üstüne o kadar siniyor ki kişinin kendisi bile aynaya baktığında o göz izlerini takip ederek aynı bakış ve tavırı kendisine uyguluyor. Bundan kurtulun, her iki taraf içinde söylüyorum bunu.
--Buradan sonrasında film adına spoiler vardır.--
Filmin sonunda bu öğrencinin bir çetenin tecavüzüne kurban gittiğini ve her ne kadar her şeyden kurtulmaya, yeniden bir şeyler yapmaya uğraşsa da tüm bu olayların hortlak gibi tekrar ortaya çıkışını görüyorsunuz. Burada yüzmenin daha çok metafor olarak kullanıldığını düşünüyorum. Filmin sonunda öğrenci suya atlayıp intihar ettiğinde kafanızda 'ama yüzme biliyor, kurtulmuştur değil mi?' cümlesi yankılanıyor ve o muallaklık tamamiyle size bırakılmış. O yargılayıcı bakışların ekranı delip gözlerime değin ilerlediğini hissettim, gerçekten etkileyiciydi. Çok yerinde ve hassasiyetle, tüm gerçekçiliğiyle işlenmiş bir Güney Kore filmi olduğunu düşünüyorum. Mutlaka izlemenizi de öneriyorum. Herkesin izlemesi, oturup üstüne düşünmesi ve kendisini her konuda sorguya çekmesi gerektiğine inanıyorum çünkü siz haricinde kimse size sorgulama kurup sonucundaki kararı üzerinizde uygulamaya koyamaz.
'Yüzmeyi bir çok kişi sever. Özellikle de kendisinden korkup yine kurtuluşunu kendi yaratmaya çalışanlar, yaşamak için kendi yarattığı ölüme karşı bir önlem olarak görenler sever.'
###########
-Ama zaten yüzmeyi kim sevmez ki?