Yılın son kitabı oldu kendisi. Öneri üzerine okuduğum, varlığından habersiz olduğum bir kitaptı. Aldatılmak nedir ? Bu soruyu cevaplamak herkes için zordur. Bilinenin aksine aldatma her zaman cinsel bir paylaşım sonucunda gerçekleşmez. Bireyin, partneri dışındaki bir kişiyle duygusal olarak bir…devamıYılın son kitabı oldu kendisi. Öneri üzerine okuduğum, varlığından habersiz olduğum bir kitaptı.
Aldatılmak nedir ? Bu soruyu cevaplamak herkes için zordur. Bilinenin aksine aldatma her zaman cinsel bir paylaşım sonucunda gerçekleşmez. Bireyin, partneri dışındaki bir kişiyle duygusal olarak bir yakınlık hissetmesi, bir bağ oluşturması da aldatmadır. Fiziksel olarak değil ama zihinsel olarak kandırılma yani aldatılma hissini yaşamış olursunuz. E aldatmanın büyüğü küçüğü de olmaz, sonuçta kalben hissettiğiniz üzüntü canınızı yakıyorsa, tüm bahaneler yersizdir gözünüzde. Aldatanı anlamak, onun adına üzülmek, acımak ya da onunla empati kurabilmek çok kolaydır. Adice olduğu düşünülür, ilk akla gelen kelimelerle sövülür. Verilecek tepkiler tahmin edilebilir. Buraya kadar çoğumuz hemfikiriz.
Peki ya aldatmak? Bunu anlamak ne kadar kolay? Hak vermek, empati kurabilmek mümkün mü? Toplumun çoğu için hayır. Aldatanın neden aldattığı veya hangi psikolojik durumda olduğu asla önemsenmez. Özellikle kadınsa. Erkekler bir şekilde kabul görür toplumda, peki ya kadınlar ?
Kitap İsviçre'de yaşayan zengin, iki çocuğu ve kocası ile mutlu aileye sahip bir kadının, aldatma hikayesini konu alıyor. İyi bir eş, zenginlik, kısacası çoğu insanın istediği her şeye sahip biri mutsuz olabilir mi? Bu konuyu çoğu kadın yetinme ve şükretme öğretileriyle kesinlikle kabullenir. Böyle bir konumdaki insana mutsuzluk yakışmaz asla değil mi? Ama hayır, eğer iç sesinize kulak verirseniz ve hayatınızı sorgulama noktasına gelirseniz, hayatınızın tepetaklak olma ihtimali vardır. İşte kimine göre tepetaklak olan bu yaşam, ana karakter için tam da olması gerektiği gibidir.
Okurken başta yargıladığınız bu karakteri, bir şekilde anlamış oluyorsunuz. Eminim çoğunuz, okurken kendi iç dünyanızdan, inkar ettiklerinizden bir parça bulacaksınız içinde. Bu kitap sadece bir aldatma veya aldatılma hikayesi değil. Sevmenin ve sevilmenin de hikayesi. Gerçekten seviliyorsanız, büyük problemlerin, sıkıntıların ne kadar kolay çözülebileceğinin hikayesi.
Kitabı okuyacakların, son sayfayı bitirdiğinde kendince düşünceleri olacaktır. Haklı, haksız ya da daha karmaşık düşünceler de olabilir. Benim ilk düşündüğümse anlaşılmanın insanların hayatını ne kadar kolaylaştırdığıydı. Bir ilişkide ki en büyük lüks, kendini anlatabilmek ve anlaşılabilmek. Birisi sizi anlamak istiyorsa ve çabalıyorsa seviyordur. Kendinizi yormadan sizi anlayan biriye sahipseniz kıymetini bilin.
Bir kadının gözünden, aldatılan yerine aldatanın psikolojisini okumak isteyenler, listenize ekleyebilirsiniz.
📚"Kediden korktuğu için kederlenen bir farecik varmış. Büyük bir büyücü fareciğe acımış ve onu kediye dönüştürmüş. Ama hayvan bu sefer de köpekten korkmaya başlayınca büyücü onu köpeğe dönüştürmüş. Bu sefer de kaplandan korkmuş. Büyücü, gayet sabırlı bir biçimde, gücünü kullanıp onu kaplana çevirmiş. Ama bu seferde avcıdan korkmaya başlamış. Büyücü, sonunda pes etmiş ve hayvanı yeniden fareye dönüştürüp şöyle demiş: Sana ne yapsam yardımcı olamam çünkü sen büyüdüğünü hiç anlamadın. En iyisi ilk halinle kalman."
📚"Bugün, o sabahtan birkaç ay sonra, her şeyin değişeceği korkusuyla her şeyin son nefesime dek aynı kalacağı korkusu arasında bölünmüş bir kadınım ben."
📚''Zaman insanı olduğundan farklı birine dönüştürmez. İnsanı olduğundan farklı birine dönüştüren tek şey sevgidir."
📚"Acı çeken ruhlar, birbirini tanır."
📚"Doğru erkeği sevmeyi öğrenmek mümkün müdür ? Elbette mümkündür. Esas mesele, yoldan geçerken kapıyı açık görüp izinsiz içeri giren yanlış erkeği unutabilmektir."