(@) - Raf

Hayatınız değerli ise bu filmi izlemeyin. Filmler çoğunlukla üç bölüme ayrılır. Bu bölümlere dönüm noktaları veya aks da denilebilir. Senaryo matematiği de buna göre kurgulanır. Özellikle main stream filmlerin sıkça yaptığı bir düzendir bu. Şimdi bu filmin ilk dönüm noktasına…devamıHayatınız değerli ise bu filmi izlemeyin. Filmler çoğunlukla üç bölüme ayrılır. Bu bölümlere dönüm noktaları veya aks da denilebilir. Senaryo matematiği de buna göre kurgulanır. Özellikle main stream filmlerin sıkça yaptığı bir düzendir bu. Şimdi bu filmin ilk dönüm noktasına baktığımızda.İki haydutun milyoner Lebowski ile beş parasız Lebowski'yi karıştırması,ve onun halısına işemesiyle oluyor. ( Absürt komedi aynen moruuuk) Filmin matematiği demiştim ya, işte bu metod aslında açık bir tabirle seyirciye filmdeki şeyleri yutturmak içindir. Ama bu filmde kendim için rahatlıkla söyleyebilirim yemedik abi. Hele hele ki filmde bir dış ses anlatıcının olması 1998 yılına göre bile çok rüküş. Ki bu anlatıcı da iyi işlense filme bir artı katabilirdi. Örneğin Amelie'de olduğu gibi. Bir komedi filmi olmasına istinaden filmde kendimi, çölde susuz gezen bir bedevi gibi hissettim. İlgimi çeken gülebileceğimi düşündüğüm her bir an için, avına sinsice yaklaşan bir çita gibi tetikteydim ama aç kaldım. Başrolde Elrean dümdüz oynamış, nötrdü yani. Diğerleri ise aman allahım bir B-Movie'ye göre bile berbattı. Seymour Hoffman abi senin ne işin var orda ya. Şimdi bu saçmalıklar ve mantıksızlıklar dolu filme bir de kısaca spoilerlı şekilde deşelim. -Spoiler- Filmin sonundaki kapışmada ezik abinin ölmesi kadar ucuz bir numara olamaz.Sırf filme biraz duygusallık da katalım diye öldürmüşler abiyi. Ama zaten bu abi film boyunca çok da umrumuzda değildi. Milyoner Lebowski'nin kızının çocuk yapabilmesi için bizim ahbapla yatması Hahshsjdsj ( Aynen geni iyi aynen) Daha neler neler de üşendim anlatmaya. -Spoiler Bitti - Bu filme hem imdb'de hem de burda fazla puan aldığını gördüm. Nacizane tavsiyem bir filmlerden iyi olmasını beklerken arsız olun,doyumsuz olun. Basit numaralarla önünüze konulmuş basit şeyleri yemeyin. Zaten bunun bir sonucu olarak hem Türk sinemasının hem de Tv dizilerinin durumunu görüyoruz. Benim gibi aç kalın daha iyi Filme Puanım : San Marino Milli takımı Esenlikle Kalın 🖐🏻

yavuzkenan 3 years ago

CODA

Sian Heder

79 Gönderi

Söylesene İsmet bu koku da ne? -Buram buram klişe kokuyor hocam. Gün geçmiyor ki, lisede geçen, içinde popi kötü bir kızın ve başrol kızımızın gözüne kestirdiği yakışıklı efendi bir çocuğun olmadığı bir film izleyelim. Hatta başrol kızımız da sürekli alay…devamıSöylesene İsmet bu koku da ne? -Buram buram klişe kokuyor hocam. Gün geçmiyor ki, lisede geçen, içinde popi kötü bir kızın ve başrol kızımızın gözüne kestirdiği yakışıklı efendi bir çocuğun olmadığı bir film izleyelim. Hatta başrol kızımız da sürekli alay konusu olan ezik biri olmasın. Ama günler geçiyor ve bu formatta binlerce film ya da filim ya da filmimsi şeyleri birileri çekiyor. Birileri de izliyor. Tüm bu kriterleri ilk 10 dakikada gördükten sonra yemin ederim filmi kapatmamak için kendimi zor tuttum. Ama kendime sözüm var bir film ne kadar kötü olursa olsun onu bitirmeliyim çünkü : "Kötü film çok şey öğretir" Sir İlker Canikligil Filmimizin ismi Coda. Coda ne demek? Ebeveynleri sağır olan, ama kendisinde böyle bir engeli olmayan çocuk. Gayet ilgi çekici, güzel işlenirse ağır ağır içe dokunacak bir konu. Ama öyle mi? Değil!! Bir önceki film yazımda bahsettiğim "Sound of Metal" filminin artıları, bu filmde yüzüme eksi eksi çarptı. Bir kere artık ben, hayatında koyduğu hedeflerin hepsini başaran bir başrol görmek istemiyorum! Hele ki dram filmi olduğunu iddia ediyorsan. Karikatüristik karakterleri izlemek gerçekten çok sıkıcı. O herkes çok samimi çok iyi insanlar ohh ohh ne güzel "bazıları kötü ama napalım onları da sevelim ". Bazı senaristlerin artık iki boyutlu karakter yazmaktan kaçınmalı. (Ama doğru hedef kitle bunu istiyor siz de haklısınız) Tüm bu eksilerden arındırılmış nadide ve kalender bir " baba" vardı filmde ki filmi izlemeye devam etmem de bana en yardımcı olan etkendi. Troy Kotsur tıpkı filmde olduğu gibi gerçekte de sağırmış. Bu da kendisine ve yaptığı performansa ekstradan saygı duymamı sağladı. Bu arada film daha önce 2014'te çekilen "Hayatımın Şarkısı " filminin uyarlaması. O filmin ise sloganı şu : "Çok gülecek, çok ağlayacaksınız" peehh Kısacası " A Coda diye bir durum varmış nasıl bişeymiş izleyelim" diye açacağınız ve bir yandan başka şeylerle uğraşırken, çok da kafa yormadan izleyebileceğiniz bir film. Filme Puanım : Hani kahveye çok fazla su koyarsın da tadı kaçar ya... Esenlikle Kalın 🖐🏻

yavuzkenan 3 years ago

Sound of Metal

Darius Marder

36 Gönderi

Hepimiz, gergin bir ipin üstünde durmaya çalışan birer acemi cambazız aslında. Filmi izlerken bu söz geldi birden aklıma. Hikayemiz sevgilisiyle birlikte turneye çıkan baterist abimizin birden sağır olmasıyla başlıyor. Genelde bir filmi gözüme kestirdiğimde ne konusuna bakarım ne de fragmanını…devamıHepimiz, gergin bir ipin üstünde durmaya çalışan birer acemi cambazız aslında. Filmi izlerken bu söz geldi birden aklıma. Hikayemiz sevgilisiyle birlikte turneye çıkan baterist abimizin birden sağır olmasıyla başlıyor. Genelde bir filmi gözüme kestirdiğimde ne konusuna bakarım ne de fragmanını izlerim işte bu yüzden tıpkı abimiz gibi benim de bir anda boşluğuma geldi bu durum. Ne oldu lan! Bir anda ne oldu? Hayatını bir düzene sokmuş mutlu olan bir insana ne oldu da bir anda bir kaosun içine girdi, fedakarlıklar yapması gerekti, hayatı mahvoldu ? Bu durumun bir sebebinin olmaması en acı gerçek. Filmin belki de en çok beğendiğim kısmı sağırlığı çok güzel işlemesi. -Gereksiz duyar yoktu -Duygu sömürüsü yapılmadı -Bazı ince detay sahneleriyle, filmin genelinde empati seviyemizi doruklara çıkardı. -Ses tasarımı film boyunca muazzamdı Sağır insanlar için izole bir mekan kuran ve orda bu insanların hayata devam edebilmeleri için eğitim veren savaş gazisi abimizin bir sözü aslında durumu özetliyor. "Biz burda insanları düştüğü durumdan kurtarmaya çalışmıyoruz. Onlara bu durumun bir engel olmadığını anlatmaya çalışıyoruz." Filmdeki oyunculuklar ise yine üst düzeydeydi. Riz Ahmed söylenecek bir söz bıraktırmıyor aslında ama ben en çok Olivia Cooke'un performansına büyüledim. Verdiği tepkiler ve özellikle hiç konuşmadan çok şey anlatan mimikleri, bakışları ekran başındaki bana bile fazla dokundu. Filmde bir eksik aramaya çalışıyorum, zorlasam belki de çıkar ama gerek yok. Film anlatmak istediğini o kadar sade, akıcı ve etkileyici bir şekilde işlemiş ki iyi ki izlemişim dedirtti. Sıradan geçen bir günün ardından bu filmi izledikten sonra içim karamsarlık doldu, bazı şeyleri tekrar sorgulattı yani kısaca üzdü. Son olarak, Credit kısmında hiç ses olmaması...Creditde bile kanımı dondurdu film. Filme Puanım : Çok sevdiğin grubun konserine gitmek Mümkünse Esenlikle Kalın 🖐️

yavuzkenan 3 years ago

Kadın Kokusu

Martin Brest

140 Gönderi

Bakın sırf saygıdeğer üstat bir oyuncu olduğu için söylemiyorum ama bu filmi izlenebilir kılan tek şey Al Pacino ve güzel yazılmış karakteri. Filmi açtım, arkama yaslanıp güzelce izlemeye başladım. Başta bir okul ortamı, okulun haylaz grubu ve genellikle yalnız takılan…devamıBakın sırf saygıdeğer üstat bir oyuncu olduğu için söylemiyorum ama bu filmi izlenebilir kılan tek şey Al Pacino ve güzel yazılmış karakteri. Filmi açtım, arkama yaslanıp güzelce izlemeye başladım. Başta bir okul ortamı, okulun haylaz grubu ve genellikle yalnız takılan zeki, çalışkan ve geçim sıkıntısı çeken pısırık bir genç. ( Ama yüzünde sivilce yok) Sonra bu genç çeşitli nedenlerden dolayı haftasonunu Albay Frank'le geçirmek durumunda kalıyor. Albay Frank : Yaşlılığın ve geçmişinde yaşadığı olaylardan ötürü sinirli, geçimsiz ve kör biridir. Ayrıca beyefendiliği çok iyi bilen, adab-ı muaşeret kurallarına hakim ve kadınlara düşkün.Batı halklarının diliyle "Centilmen" bizim tabirimizle ise Adam gibi adamdır. Haftasonunu unutulmaz bir şekilde geçirmek için bu ikili yolculuğa çıkar ve film orda başlar. Şimdi Spoilera geçelim, geçelim ki ben içimdeki sitemi iyice dışarıya vurayım - Spoilera geçtik - Filmin çekiliş yılından istinaden toy bir gençle, tecrübeli, görmüş geçirmiş bir akıl hocasının aralarındaki geçimsizlikten doğan klişeye kesinlikle lafım yok . Film boyunca Al Pacino'nun karakterini yaşamasıyla birlikte ortaya çıkan muazzam performans, beni filme çeken en büyük etkendi. Hatta o tango sahnesi sadece Gabrielle Anwar'ı değil beni de çok etkiledi. Fakat film kör bir gazinin dramından, çocuğun okulundaki mıymıntı sebepten dolayı yapılan saçma sapan davamsı şeyle final yapması, benim vucudumdaki en ince damarlarımın bile sinirle dolmasına yol açtı. Hele Sir Albay Frank konuşmasını bitirdiğinde arkadan ergenlerin "Heeeeyyy" diye bağırması... Ne oluyor abi Uranüse gönderdiğimiz roket yörüngeye oturdu da ona mı seviniyorsunuz?! Bir kaç önceki sekansta adam kafasına silahı dayamış "Benim bir hayatım yok!!" diye bağırıyor, peki biz filmin finalinde ne görüyoruz yağcı sıvacı okul müdürünün taraflı tutumu karşısında Charlie ne yapacak? Bababababa! Hayır, satmak istemediği kişiler de öyle çok da takıldığı veya sevdiği insanlar değil yani bu neyin tribi. -Spoilera geçtik ve bitti - Mükemmel yazılmış karakteri yine mükemmel bir aktörün oynamasıyla birlikte, mest olarak izlediğim bu yapım, yapımcıların senariste " Dur yahu biz bu filme yeterince klişe eklemedik. Hatta şöyle bir final yaz ki daha çok kişiye hitap edelim" diyerek heba edilmesiyle sonlandı. Başta da söylediğim gibi tüm bunlara rağmen sırf Al Pacino için bile izlenilebilir bir film. Filme Puanım : 89 dakikasını önde götürdüğün maçın, son dakikasında gol yiyerek bir puana razı olmak. Esenlikle Kalın 🖐️

yavuzkenan 3 years ago

Merhaba Sayın Raf kullanıcısı Bir film izlediğinde çevrende filmin sohbetini yapacak birini bulamıyor musun? İzlediğin dizinin devamını tıpkı senin gibi merak eden ve tahmin yarışları yapacak birini de mi bilmiyorsun? Okuduğun kitabın... Kitap konusunda bir çalışmamız yok ama aramıza katılıp…devamı

yavuzkenan 3 years ago

Anomalisa

Charlie Kaufman

9 Gönderi

Hani tuttuğun takım dünyaca ünlü bir Santrafor alır da sabırsızlıkla onun gol atmasını beklersin ya, tıpkı böyle bekledim bu filmin vurucu darbesini... Charlie Charlie Charlie!! Senaristlikte kendini kanıtlamış ve ardından auteur yönetmenliğe terfi eden Charlie Kaufman'nın ikinci filmi Anomalisa. Anomali…devamıHani tuttuğun takım dünyaca ünlü bir Santrafor alır da sabırsızlıkla onun gol atmasını beklersin ya, tıpkı böyle bekledim bu filmin vurucu darbesini... Charlie Charlie Charlie!! Senaristlikte kendini kanıtlamış ve ardından auteur yönetmenliğe terfi eden Charlie Kaufman'nın ikinci filmi Anomalisa. Anomali : Doğal duruma uymama, alışılagelen ölçüye, kurala uymama aykırılık gösterme durumu, özelliği Daha önce hiç duymadığım, anlamı ve kelimenin söyleniş tınısı bakımından, favori kelimeler hazineme hemencecik kattım. Lisa : Filmde yer alan fazla mütevaziliğinden ötürü Türkiye'de yaşasa her gün 5 arkadaşı tarafından sırtından hançerlenecek hanım hanımcık ablamız. Anomalisa : Animasyon izlemeyi sevmem, denk gelince ise koşar adımlarla kaçarım. Ama bu animasyonu izlememin tek nedeni Charlie Kaufman'a olan hayranlığım. Peki izledim de ne oldu? Maalesef olumsuz. Filmin mesajı her gün kendime sorduğum, her gün biraz daha acısını çektiğim varoluşsal sancılar. Filmin bir diğer mesajı ise, filmdeki herkesin aynı sese ve hemen hemen aynı yüz tipine sahip olduğundan ötürü GÜNÜMÜZDE HERKESİN HERKESE BENZEMESİ PROBLEMİ. Rafta bile her girdiğimde şu paylaşımı görüyorum "Son zamanlarda ne film ne dizi izleyebiliyorum hiçbir şeyden zevk alamıyorum veya enerjim yok cart curt" dertleriniz bile aynı... Az önce demiştim filmdeki herkesin sesi aynı diye ona istinaden şöyle bir şikayet gördüm. "Neden herkesi bir erkek seslendiriyor!" İşte sığ düşünmek tam da budur! Bir yapımın mesajına, kaygısına bakmadan biçimine göre yargılamak... Belki de bir bok anlamadığından dolayı dile getirecek tek şey bunu bulmak... Tanrı bizi bu hard feministlerden korusun. Filme dönelim, tüm bu default botların arasında farklı olanı bulduğundan ötürü mutlu olan abimizin sonrasında kendine sorduğu sorular, yine filmin sağlam metnini övdürüyor. Ama... Animasyon olmasından ötürü normal bir filmde yapılması zor olan bazı görselleri pekala gösterip filme biraz tempo katma fırsatı kaçırılmış (bence) dolayısıyla izlemesi sıkıcı. Hatta keşke kesintisiz 1 dakika 23 saniye boyunca abimizin penisini görmeseydik... Ve buna benzer bir sürü hikayenin akışına çok da hizmet etmeyen ve uzun tutulmuş sahneler var. Bir diğer eksi ise hiçbir karakterle özleşememek. Karakterimizin başına ne gelirse gelsin sıfır duyguyla takip ettim. Animasyonlarda bu sıkça olabilen bişey olmasından dolayı benim uzak durmamın da bir sebebi. Tüm bunlardan sonra filmin mesajının basit bir şekilde dile getirilmesi mesajın etkisini düşürüyor. Çünkü zaten görsel ve duyusal anlamda film bunu size gösteriyor, bir de karakterden duymak oldukça basitleştiriyor mesajı. Filme Puanım : Miss gibi havada sağanak yağmura yakalanmak. Raftaki Aptallardan Uzak Durun Bol bol engelle tuşunu kullanın Bitcoinden şu aralar uzak durun Yazılım öğrenin Avrupa maçlarında Türk takımlarına fazla güvenmeyin Çokça su için Ama hepsini boşverip Esenlikle Kalın 🖐️

yavuzkenan 3 years ago

Temmuz'da

Fatih Akın

31 Gönderi

Bir işe Türk gibi başla Alman gibi devam et Fatih Akın gibi bitir Son zamanlarda en çok merak ettiğim filmdi İn july ve tesadüftür ki bir otobüs yolculuğu sırasında izledim. Film, July'nin gözüne kestirdiği Daniel'ı ilginç bir şekilde randevuya çağırmasıyla…devamıBir işe Türk gibi başla Alman gibi devam et Fatih Akın gibi bitir Son zamanlarda en çok merak ettiğim filmdi İn july ve tesadüftür ki bir otobüs yolculuğu sırasında izledim. Film, July'nin gözüne kestirdiği Daniel'ı ilginç bir şekilde randevuya çağırmasıyla başlıyor. ( İşte Türk gibi başlamak jsjssksk) Çok da bu işlerle arası iyi olmayan Daniel, filmin genelinde olduğu gibi şanssızlığıyla başına farklı işler açıyor. Filmde abimizin hedefi Hamburg'dan İstanbul'a gitmek. Filmin gösterim yılına bakarsak bu olabilecek bişey. Gel sen Daniel'ı bir de 2021'de İstanbul'a getirmeye çalış da göreyim. Bir yolculuk filmi olan İn July, serin havalarda üstünüze aldığınız bir battaniye kadar da sıcak bir film. Eksiklerine gelecek olursak, gözüme en batan şey görsel efektleri oldu. Gerçekten çok kötüydü ve gerek de yoktu. Olayların gelişimine göre de kafanızda bir çok soru işareti olabilir özellikle bazı anlar çok çabuk geçiyor ve gerekliliği tartışılacak seviyede. Ama nedendir bilmem onca eksiye rağmen ben bu filmi sevdim. Film boyu beni izlemeye motive eden şey ise Christiane Paul'un güzelliği oldu. Kendisini çok rahat Emily Blunt ve Sarah Gadon ikilisinin yanına alabiliriz. Hatta onları da geçebilir mi? Bunu tartışmak gerekebilir. Diğer motive eden unsur ise Moritz Bleibtreu 'nun oyunculuğuydu.Kendisinin ismi dışında şikayet edebileceğim bir durumu yok.(Bleibtreu nedir random gibi) Gelelim Fatih Akın'a ve Cem Akın'a, yaptıkları Cameo cidden hem doğal hem de çok komikti iki sahnede de baya eğlendim. Film, sonuyla size "Aaa" dedirtebilir ama çok değil yani "Aa" diyen de olur sadece "A" diyen de. Ama bazısı vardır hiç beklemediği anda gelmiştir mesela "Aaaaa" bile diyebilir bunu ben yargılayamam. Bu arada filmin soundtrack'i Organize İşler'den tanıdık gelebilir. Genel olarak oyuncuların taşıdığı, farklı kültürlerin harmanlandığı, macera dolu, samimiyet kokan ve izlerken yüzünüzde tatlı tebessüme yol açan bu... Filme Puanım : İstanbul'dan Hamburg'a gitmek Esenlikle Kalın 🖐️

yavuzkenan 3 years ago

Kare

Ruben Östlund

8 Gönderi

Herhangi bir popüler konuda duyar kasarken gerçekten dürüst müsünüz? Cannes'da ödül alan filmlere karşı bir önyargım var. Çünkü genellikle ödül alan filmler (son yıllarda) tek bir özelliği ile veriliyor gibi. Tıpkı bu filmde olduğu gibi toplumsal olaylara duyar kasan filmler,…devamıHerhangi bir popüler konuda duyar kasarken gerçekten dürüst müsünüz? Cannes'da ödül alan filmlere karşı bir önyargım var. Çünkü genellikle ödül alan filmler (son yıllarda) tek bir özelliği ile veriliyor gibi. Tıpkı bu filmde olduğu gibi toplumsal olaylara duyar kasan filmler, festivale sanki +1'le hatta +5'le başlıyor gibi. Heralde seçilen filmlerin kendi imajlarını temsil ettiklerini düşündükleri için olabilir. Aslında bu gayet anlaşılır ve makul bişey, ama bir Avrupa sineması sever olarak Altın Palmiye alan filmler beni etkilemiyor. The Square'ı izlediğim de ise düşündüğüm kadar pişman olmadım. Hatta farklı bir deneyim oldu da diyebilirim. Sinematografi açısından muazzam bir film. Kamera hareketleri mekanların sanat tasarımı (ki filmin çoğunluğu müzede geçiyor hahsjskd) ve özellikle bir sahnesi (merdiven sahnesi) mükemmeldi. Film görsel olarak içinizi açıyor adeta. -Peki bu kadar sinematografisi sağlam olan filmin neyi eksik? Oraya gelmeden önce bişey daha söylesem olur mu? -Soruya soruyla cevap vermen hoşuma gitmedi ama olur. Filmdeki nüfus sahibi insanlar şunu dile getiriyorlar "Sokaktaki evsiz, kimsesiz insanları görmezden gelmeyin onlar da bizim gibi insan cart curt" Peki bu duyarı kasanlar kendileri ne yapıyor? İşte bu tezatlık benim filmdeki hoşuma giden bazı şeylerden biri. Öte yandan Başrolümüz Müze küratörü Christian'ın karakterini baya beğendim. Sırf müze küratörü diye ya da müzenin piarını yapmak için duyar kasıyor diye bize ter temiz saf biri göstermek yerine hata yapan, yerine göre hareket eden ve zaman zaman aptallık yapan kibirli biri izlemiş olmamdan gayet memnunum. Bazen iyi bir insan gibi gördüğümüz ama bazen de kusurlarını gördüğümüz hakkında net bir karar veremediğimiz bir insan. Evet insanlar da gerçek hayatta böyle olur, ne beyaz ne de siyah! ( Beşiktaşlı arkadaşlar kusura bakmayın ama böyle yani) Peki filmi ortalama yapan negatif özelliklere gelelim. Abi okey bir mesajın var, tamam onu dile getireceksin ona da tamam, ama iki bucuk saatte bunu bize farklı şekilde 20 kere gösterme be! Bana göre film gereksiz uzun, sırf daha vurucu olsun diye hikaye akışına hizmet etmeyen sahneler var. Böyle olunca da film bir süre sonra kopuyor ve izlemesi sıkıcı hale geliyor. Filme Puanım : Ilık bira Esenlikle Kalın 🖖

yavuzkenan 3 years ago

Amelie

Jean-Pierre Jeunet

193 Gönderi

Gece gece aniden gelen bir melankoli, durup dururken böyle bir derbederlik. Olur ya hani olmuştur ya size de bilirsiniz. İşte bu yüzden bi yazayım dedim, belki iyi gelir. Bu filmi de yakın zamanda birinin önermesiyle izlemiştim. Böyle bir değişik, sevecen…devamı

yavuzkenan 3 years ago

Umudunu Kaybetme

Gabriele Muccino

242 Gönderi

Hayata en dipten de başlasanız ya da bir şekilde kendinizi dipte bulursanız, orda kalıp kalmamak sizin seçiminiz. Diyerek, gereksiz bir motivasyon sözüyle başlayalım. Umarım söz hoşunuza gitmemiştir çünkü 5 saniye içinde uydurup yazdım. Nedenini tam olarak bilmiyorum ama baba oğul/kız…devamı