Spoiler içeriyor
Tekrar merhaba Raf. Aslında zaten hakkında çokça yorum yapılmış filmlerdense kenarda köşede kalmışlara bir yorum da kendim eklemeyi tercih ederim normalde ama şu gördüğünüz filmle ilgili benim 2 3 inceleme videosundan sonra ancak fark ettiğim (ya da aslında olmayan ama…devamıTekrar merhaba Raf. Aslında zaten hakkında çokça yorum yapılmış filmlerdense kenarda köşede kalmışlara bir yorum da kendim eklemeyi tercih ederim normalde ama şu gördüğünüz filmle ilgili benim 2 3 inceleme videosundan sonra ancak fark ettiğim (ya da aslında olmayan ama beni ikna eden) ve çoğunuzun da görmediğinden emin olduğum detayları paylaşmak istedim. Her birini okurken Jordan Peele’ın zekasına hayran kaldım gerçekten de. Girişi uzatmadan bahsettiğim küçüklü büyüklü detaylara gireyim çünkü sırf onlarla bile yeterince uzun bir yorum olacak.
l. Filmimizin başlarında Rose bir geyiğe çarptığında polisin gelmesini ve kimlik kontrolünde bulunmasını izliyoruz ve alakasız bir şekilde yolcu koltuğunda oturan Chris’ten de kimliğini vermesini istiyor ve Rose’un ona arka çıktığını, polisi defettiğini görüyoruz. Burada yapmaya çalıştığının Chris’in gözünü boyayarak artı puan almak olduğunu düşünmüştüm fakat asıl amacı Chris’in o hafta sonu onun yanında olduğuna dair polis raporu bırakmak istememesi. Film bir kez daha sırf Rose için bile izlenebilir çünkü yaptığı veya söylediği çoğu şeyden farklı anlamlar çıkıyor.
ll. Dean’in, Rose’un babası’nın, geyikler hakkındaki o yorumlarından sonra avladığı geyiklerden bir tanesinin kafasıyla öldürülmesi, geyik bununla ve daha birçok olayla tüm film boyunca en önemli metafordu sanırım.
lll. Chris diğerleriyle uğraşırken Rose’un odasında mısır gevreğini yenebilecek en garip şekilde yediğini izliyoruz. Süt ve gevrekler ayrı şekilde. Mısır gevrekleri çeşit çeşit renklerde. Renkli. İngilizce düşünürsek ‘Colored’ ki bu siyahiler için kullanılan bir başka sözcük. Süt ise tabii ki beyaz. Bunları karıştırarak değil de ayrı ayrı tüketiyor. (Aslında Peele bunu anlatmak istememiş ama izleyenlerin bu yorumlamasını da sevdiğinden bahsetmiş bir yerde.) Yine aynı sahnede sütü içmek için siyah bir pipet kullandığını görüyoruz. Yorumları size bırakıyorum.
lV. Eskiden siyahi insanlar tarlalarda çalıştırılırken çoğunlukla pamuk toplarlarmış. Ve bu günümüzde hakaretlerde bile lafı geçen bir olay. Chris’in kurtulmak için sandalyenin kolundan pamuk toplayarak kulaklarını tıkaması sanırım en sevdiğim detay filmle ilgili.
V. Son olarak anlatacağım şey filmin aslında çok konuşulan bir olayı değil fakat birisi bahsetmiş ve beni de düşündürdü. Renk sembolizmi. Mavi renk, sadece kurbanlar/siyahiler tarafından giyildi. Kırmızı ise sadece ‘avcılar’ tarafından giyildi, kullanıldı. Sarı renk Chris hapsedildiğinde odanın her tarafındaydı hatta ışıklar sayesinde dışarıdaki yeşil otlar ve ağaçlarda bile sarı hakimdi. Evdeki tek sarı olmayan oda Rose’un odasıydı ki o turkuazdı. Yani saf olmayan bir mavi. Chris’in de kaldığı oda olan bu alanda mavi havası estirilmiş ki mavi huzurun rengi olarak bilinir. Burada ele verici olan saf olmayan bir mavinin yanında sarı ışıklandırma ve yine mavi çarşaf altındaki sarı yastıklar. Yani bu odanın da bodrumdaki gibi tuzak özellikleri taşıdığı. Rose yatakta oturur ve yeni kurbanlar ararken sesten dolayı yüzünü döndüğünü ve bilgisayarın mavi ışığının yüzünün yarısına vurduğunu görüyoruz ama aynı zamanda yüzünün diğer tarafına da masa lambasından sızan sarı ışıklar vuruyor. Her şey aslında bir tuzak ve Rose da bir yem.
Bunlar sadece aklıma gelenlerdi, küçük küçük başka şeyler de var fakat daha fazla uzatmak istemedim. Eğer sizin de bunlar dışında duyduklarınız veya benim yazdıklarım hakkında düşünceleriniz varsa lütfen belirtin. Bu da burada kalsın :)