Semtim Etiler Nişantaşı
Evim minimalist
Kocam da inşallah feminist
Feminist derken yani
Beyaz çorap bıyık filan sanki
Baba sen karışma
Al ideal erkek reçetem burda...
Jeneriği için başladığım mükemmel ötesi dizi. Friends, Himym, Modern Family falan filan hepsi yalan. Kalkın…devamıSemtim Etiler Nişantaşı
Evim minimalist
Kocam da inşallah feminist
Feminist derken yani
Beyaz çorap bıyık filan sanki
Baba sen karışma
Al ideal erkek reçetem burda...
Jeneriği için başladığım mükemmel ötesi dizi. Friends, Himym, Modern Family falan filan hepsi yalan. Kalkın ayağa büyüğünüz geldi.
Daha ben doğmadan önce başlayan bu diziyi internette falan oldukça sık görüyordum. Ama Gülse Birsel dizilerine karşı çok önyargılı biri olduğum için hiç başlamadım. Küçükken Yalan Dünyayı izlediğimi ve sevmediğimi hatırlıyorum. O nasıl etki yarattiysa artık. Her neyse geçen jeneriği aklıma takılmıştı. Açıp dinliyordum. Sonra ani bi kararlar ilk bölümü açtım. 10 dakika falan izliyip kapatacaktım ama hiç tahmin ettiğim gibi olmadı. Diziyi aşırı sevdim ve 8. bölüme geldim.
Öncelikle Gülse ablacım senden çok özür diliyorum. Hiç tahmin ettiğim gibi çıkmadın. Kalemini o kadar çok sevdim ki. Ahh ahhh ön yargı çok kötü bir şey.
Gülse Birsel'in canlandırdığı Aslı karakterinde kendimi buldum. Aslı benim olmak istediğim kişi. Bi yandan da olduğum kişi aslında. Ailesi, yaşadığı baskı... Bir kadın olarak iş hayatında, aile hayatında, sosyal hayatında yaşadığı zorluklar çoğumuzun başına geliyor. Neredeyse 30 yaşına gelmesine rağmen hala ailesiyle yaşadığı için onlardan izin almak zorunda kalması. Ama aslında özgürlüğüne düşkün bir insan olması. Abisine çok iyi davranılırken ona yapılan haksızlıklar. Sen ben misin Aslı? Aşk hayatı bile ben bu kızın. Diziyi bu kadar çok sevmemdeki neden kendimden çok fazla parça bulmam sanırım. Yukarda şey demiştim. Yabancı sitcomlara göre daha güzel bir dizi. Sitcom izlemeyi severim. Ve bilindik çoğu sitcomu da izledim. Ama gerek kültür farki gerek dil farkı olsun espirileri belli bi yere kadar anlıyorum. Ve çok fazla empati yapamıyorum. Ama Avrupa Yakası bizden bi dizi olduğu için diğer sitcomlardan daha çok sevdim. 2000'ler başında genç olmayı o kadar çok istedim ki. Kıyafetler, saçlar, makyajlar... Ahh hepsi çok güzel. Fatoş'un saçlarına taktığı mükemmel tokalar, Selin'in etekleri, Şehsu'nun kazakları. Hepsi benim olsa keşke dedim.
Ve o ofis ortamında onlarla beraber dedikodu yapmak istiyorummmm. Şöyle köşeye bi yere tabure çekiyim yeter bana. Getir götürünüzü bile yaparım. Beni de alınnn.
Şu anlık dizideki bütün karakterleri aşırı sevdim. İffet ve Tahsin'i izlerken sanki tiyatrodaymiş gibi hissediyorum kendimi. İki usta oyuncunun uyumu mükemmel. Volkan karakteri de efsane. Ata Demirer her role girmiş dizi boyunca. Favorim ses yarışmasına katılırken ki hali. Fatoş, Yaprak, Selin üçlüsü de favorim. Aslı ile arkadaşlıklari çok güzel. Çok kıskandım valla. Cem karakteri... Ahhh Cem, Aslı ile olan sahnelerinizde sanki kendim konuşuyormuş gibi heyacanlanıyorum. Keşke ileriki bölümlerde de böyle olsan. Ama yorumlarda yediğim spoilera göre Cem ilerde bozuyormuş. Şehsu ve Selin gidiyormuş. Gaffur, Burhan, Tanrıverdi gibi çocuğumuzun bildiği meşhur karakterler geliyormuş. Ama ben dizinin hep böyle kalmasını isterdim. İlk sezon kadrosu çok daha iyi. Belki diğer karakterler geldiğinde daha komik olabilir ama bu tadı vereceğini sanmıyorum. Şuan ki dostluk daha güzel bence. Ve de Cem ve Aslı'nın bu halinin ilerde bozulacağını bilmek üzüyor beni.
İzlediğim 8 bölümcüğe bu kadar uzun yorum yaptım. 5 sezonu izlesem ne yazardım acaba. Dizi hakkında yorum yapmamın sebebi diziyi çok sevdim ve bitirmeyi bekleyemedim. Zaten yakin zamanda da bitireceğimi sanmıyorum. Günlük bir bölüm izlesem yeter. Belki diziyi izledikçe görüşlerim değişirse yeni yorum atarım.