An itibari ile Rocky VI’yı da izleyerek seriyi bitirmiş oldum. Sylvester Stallone’nun ilk Rocky filmini çekebilmek için çok sevdiği köpeğini satmak zorunda kaldığını, fakirlikten sürünüyor olmasına rağmen yazdığı senaryosunu; hayalleri olduğu için yüzbinlerce dolarlık tekliflere rağmen satmadığını bir şekilde duymuşsunuzdur.…devamıAn itibari ile Rocky VI’yı da izleyerek seriyi bitirmiş oldum. Sylvester Stallone’nun ilk Rocky filmini çekebilmek için çok sevdiği köpeğini satmak zorunda kaldığını, fakirlikten sürünüyor olmasına rağmen yazdığı senaryosunu; hayalleri olduğu için yüzbinlerce dolarlık tekliflere rağmen satmadığını bir şekilde duymuşsunuzdur. Gerek başarı hikâyesiyle gerek Rambo serisi ve Rocky IV filmlerinde yaptığı ‘’Sam Amca’’ propagandalarıyla bu adam Hollywood’un ta kendisi. Çok iyi bir boks filmi olmasa da gerçekten güzel bir dram ve aşk filmidir Rocky. Hatta dürüst olmak gerekirse Rocky filmlerinin kurgusu zayıftır zira hemen hemen tüm filmlerin belli bir formülü vardır: Film başlar ve her şey iyidir, Rocky rahattır. Sonra karşısına bir problem çıkar ve gittikçe derinleşir, hatta içinden çıkılamaz bir hâle gelir. Rocky sıkı çalışır ve en sonunda her şey tersine dönerek yeniden gün ışığı açar. Yine de bunlar klişe veya sıkıcı hissettirmez çünkü Rocky filmleri size duyguyu birebir hissettirir ve sürükleyiciliğiyle olayları merak etmenizi sağlar.
Bir iş yaparken fiziksel olarak zorlanan birine şakayla karışık ‘’Acı yok, Rocky!’’ denildiğini illaki duymuşsunuzdur. Peki Rocky’i bu kadar özel yapan ve acıya göğüs germenin simgesi hâline getiren şey nedir? Bu sorunun cevabı Rocky’nin dövüş stilinde saklıdır. Filmde Rocky’i diğer ağırsiklet boksörlerden ayırıp şampiyon olmasını sağlayan özelliği sizce nedir? Sert yumruklar atması mı? Hızlı hareket etmesi mi? Çok iyi eskivler(kaçışlar) yapması mı? Hayır, tam tersine Rocky ringe çıktığı zaman genelde darbelerden kaçamaz. Dayak yer. Hem de bayağı dayak yer. Ama Rocky’i diğerlerinden ayıran ve bir simge hâline getiren olay budur: Rocky yumruklardan kaçmaz, üzerine gider. Evet, Rocky acıdan kaçmamanın; onunla yüzleşmenin ve ne olursa olsun pes etmemenin simgesidir. Hatta 6. filmde oğluna verdiği nasihatta da birebir bunu anlatır:
"Ne kadar güçlü olduğunun bir önemi yok. Bir gün hayat seni yere düşürecek ve eğer sen buna müsaade edersen sonsuza kadar seni orada tekmeleyecek. Sen, ben ya da bir başkası *hiç kimse hayat kadar sert vuramaz.* Ama önemli olan ne kadar sert vurduğun değil aldığın ağır darbelere rağmen ilerlemeye devam edip edemediğindir. İşte bu şekilde kazanılır! Eğer ne istediğini biliyorsan git ve onu al. Ama bunu için darbeler almaya hazır ol ve asla başkalarına parmak doğrultup ‘Senin yüzünden başarılı olamadım!’ deme. Bunu korkaklar yapar ve sen korkak değilsin.’’
Aslında çok klasik bir motivasyon cümlesi. Yine de benim için özel çünkü bana şunu hatırlatıyor: ‘’şu an kaçtığım küçük şeylerden kaçmaya devam edersem zamanı geldiğinde(ki gelecek) hayatın büyük darbesinden daha fazla zarar alacağım.’’ Boks’a ilk başladığım zamanlar yumruk yemekten korktuğum için salondaki diğer arkadaşlarımla antrenman maçı yapmıyordum. -ki bayağı da yumruk yiyordum gerçekten- Sonra fark ettim ki eğer yumruk yemekten korktuğum için kaçmaya devam edersem günü gelince turnuva maçındaki yumruklardan daha çok zarar göreceğim ve asıl darbeyi, birincilik madalyasını kazanamayarak alacağım. Ve ringde yediğim hiçbir yumruk bunun kadar ağır olamaz.
Kapak fotoğrafımdaki cümleyi kurabilmek için, istediğiniz şeyin peşinden koşmaktan ve bu uğurda yumruk yemekten çekinmeyin. Çünkü "hiç kimse hayat kadar sert vuramaz."