13. Bölüm: Mercek Yontucusu BARUCH SPINOZA 01.12.2022 (Bu ne diyenler profilimdeki sabitlenmiş gönderiye bakabilir)
suphe-Duygular konusunda Spinoza'nın tutumu, Stoacılara oranla çok daha makûl bence. -"...kendini kişisel bir Tanrıya inanmaya ikna edemese de, bir mektupta…devamı-Duygular konusunda Spinoza'nın tutumu, Stoacılara oranla çok daha makûl bence.
-"...kendini kişisel bir Tanrıya inanmaya ikna edemese de, bir mektupta Spinoza'nın Tanrısına inandığını açıklayan yirminci yüzyıl fizikçisi Albert Einstein gibi bazı çok ünlü hayranları oldu." Bu konu eninde sonunda ikna'ya mı dayanacak hep? Yani böyle bir "Aha! Etkisi" oluşturacak bir şey yok mu, buna erişilemez mi? Eğer öyleyse epey sinir bozucu çünkü. Ayrıca kişisel tanrı fikrine uzak durulması, hatta daha doğrusu yakın durulamaması da bana çok doğal geliyor. Çünkü büyük resimden bakıldığında "Herkes bir şeylere inanıyor ve onun için diğerleriyle, ötekileştirdikleriyle sözlü, yazılı, ekonomik ya da direkt sıcak vb. şekilde savaşıyor ama ne gereği var hangisi doğru belli değil bile." diye düşündürüyor.
-Tanrıya antropomorfist bakışla bakmayı ben de bir yönden gerçekten çok mantıksız buluyorum. İşi gücü insanları ödüllenlendirmek veya cezalandırmak mı gerçekten diye düşünüyor insan. Öyle olunca sanki tanrı kavramı zedeleniyormuş gibi hissetiriyor hatta. Ama uzak ve bilinçsiz bir tanrı varlığı da mantıksız geliyor. "Bilemiyorum Altan, bilemiyorum."
_hafsa_Farklı olduğu için bu düşünce oldukça mantıklı geldi(öncekilere nazaran).. Fakat kendisi her ne kadar mantıksal argümanlarla ve geometrik düzenle görüşlerini…devamıFarklı olduğu için bu düşünce oldukça mantıklı geldi(öncekilere nazaran)..
Fakat kendisi her ne kadar mantıksal argümanlarla ve geometrik düzenle görüşlerini sunmaya çalışsa da elbette bu düşünce ile öznel bir ifadeden öteye gidemeyeceği çok bâriz..Diğerlerinin aksine tanrının varlığından çok nasıl olduğu ile ilgilenmiş belki de kanıtlamayı buradan ilerletebileceğini düşünmüş, ancak bu kişisel bir düşünce hiç bir şeye kanıt değil, bunu kendine kanıtlamış olması da elbette ki bu konuda hiç bir anlam ifade etmiyor.
son okuduğum bölümler için tam olarak şunu "her şeye nerede başlamış olurlarsa olsunlar, sonu inançla bitiyor" söyliyebilirim. Son bölümlerde neden hep aynı konu üzerinden düşünürleri tanıyoruz, onca şeyle uğraşmış olmalarına rağmen neden biz onları inanç ile anıyoruz?
2y
3 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (1)
martiDaha önce tanrıyı harika bir düzenek kurmuş bir mühendis, mimar artık ne derseniz ona benzettiğimi söylemiştim, bu fikrim değişmedi. Spinoza…devamıDaha önce tanrıyı harika bir düzenek kurmuş bir mühendis, mimar artık ne derseniz ona benzettiğimi söylemiştim, bu fikrim değişmedi.
Spinoza felsefesinin tasavvufta olan vahdetül vucud düşüncesiyel benzerliğine çok şaşırdım, vahdetül vucud "her şey Allahtır, Allah her şeydir" tarzında bir düşünceyi benimsiyor, tabii koca sakallı din insanlarının çoğu bunu tasvip etmiyor ama yine de benziyorlar
Artık tanrıyı sorgulamak istemiyorum, varım şuan ve nedenini düşünmek bana saçma geliyor onun yerine ortalama 70 yıllık ömrümle alakalı düşünüp harekete geçmek istiyorum.
2y
5 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (5)
moriartywjBence şu ana kadar olan tanrı fikirlerinden farklı dursa da temelde aynı şey. İkisi de kanıtlanamaz, kişisel görüşlerine göre olan…devamıBence şu ana kadar olan tanrı fikirlerinden farklı dursa da temelde aynı şey. İkisi de kanıtlanamaz, kişisel görüşlerine göre olan argümanlarla desteklenmiş. Bir tanrı varsa ve bize karışmıyor ise var olmasının ne anlamı olduğunu pek düşünemiyorum, bu yüzden aynı şekilde deistler de biraz garip geliyor bana. Çoğu ünlü kişi benimsemiş olsa bile çok kısıtlı bir figür olarak gözüküyor inandıkları tanrı. Sonsuzluğu tam olarak kavrayamamışken tanrıya atfetmek anlamsızlığa anlamsızlık katıyor. Herhangi bir ahlâk kuralından bahsetmemesi ise en azından samimi olduğunun bir göstergesi bence. Görüşünü kendine çıkar sağlayacak şekilde değiştirmemiş, kendi halinde yaşamış gitmiş. İyi bir insan olsa dahi bence silik bir yaşamı olmuş.
2y
3 beğeni
Yanıtla
karvinDaha bir önceki bölümde Tanrı’nın varlığıyla ilgili mantıklı bir düşünce yok diye yakınırken, bu bölümde Spinoza’nın düşüncesini okuduğumda çok mutlu…devamıDaha bir önceki bölümde Tanrı’nın varlığıyla ilgili mantıklı bir düşünce yok diye yakınırken, bu bölümde Spinoza’nın düşüncesini okuduğumda çok mutlu oldum. Ben bu düşünceyi ilk Dan Brown’un, “Başlangıç” kitabında okumuştum ama o daha geniş bir mercekten bakıyordu. Yani Tanrı’nın sadece dünyada değil evren de bulunan enerji olduğunu iddia ediyordu. Bence daha mantıklı bir düşünce. (Bu arada aranızda hayatında hiç Dan Brown okumayan varsa, derhal kendine gelsin ve herhangi bir kitabını okusun.)
Ben bir dine mensup olmadığımı belirttiğim için taraflı yorum yapıyorum diye düşünmeyin, gerçekten şimdiye dek okuduğum en mantıklı düşünce. Hem bu düşünce dindar kesimi de memnun etmeli. Sonuçta bir Tanrı’nın olmadığını iddia etmiyor sadece bahsettiği Tanrı hayalinizde ki tasvire uymuyor o kadar. Belki ölümünden sonra olacaklar sizi endişelendirebilir, onun da kolayı var. Reankarnasyona inanırsanız kafanız rahat olur. (Yorumum tamamen geneldir, kimse üzerine alınmasın lütfen.)
Daha fazla yazmak isterdim ama uyandığından beri kafamda dönüp duran, “Kim olduğunu unut” şarkısı yüzünden konuya bir türlü dikkatimi veremiyorum. Bu yüzden bu günlük bu kadar, hayırlı perşembelerrr.