«Hayatta illa ki birilerinin ya da bir şeylerin peşinden koşmak zorunda değilsiniz.. Kendi doğrunuzu kendiniz bulabilirsiniz.»
Dinin dogmatik sistemini eleştiren, bununla beraber absürd mizah anlayışla pekiştiren bir yapım. Gösterildiği ilk günden bu yana birçok ülkede yasaklanmıştır.
Belli ön yargılarla yaklaşılmadığı…devamı«Hayatta illa ki birilerinin ya da bir şeylerin peşinden koşmak zorunda değilsiniz.. Kendi doğrunuzu kendiniz bulabilirsiniz.»
Dinin dogmatik sistemini eleştiren, bununla beraber absürd mizah anlayışla pekiştiren bir yapım. Gösterildiği ilk günden bu yana birçok ülkede yasaklanmıştır.
Belli ön yargılarla yaklaşılmadığı sürece sahnelerin gerçekten akılcı, komik işlendiği görülebilir, din temelli esprileri beraberinde getirmesi açıkçası bunları da “aşağılayıcı şekilde çekelim rant kaygımız olmasın” bakış açısıyla çekmedikleri fikrindeyim.
Ne zaman ki kendi fikrimizden olmayan bir anlatıma saygı duyabiliriz, işte o zaman gerçekten bir çok şeyin değiştiği görülebilir.
Bana kalırsa Brian karakteri aslında gizliden gizliye İsa'nın ta kendisidir.
Film boyunca halk tarafından mesih olduğu sanılır; Brian ne yaparsa yapsın bu insanlardan kurtulamaz ve her yaptığı hareket, insanlığa dair bir mesaj olarak algılanır, o artık insanlığın kurtarıcı arayışının baş karakteri haline gelmiştir..
İnsanoğlunun hayattaki herşeye gözü kapalı bir biçimde, sorgulamadan ve araştırmadan inanmasını fazlasıyla çarpıcı bir biçimde eleştirir, insanlığın bu gözü kapalılığı ve sorgulamadan inanması günümüze kadar ulaşmıştır ve ne yazık ki yüzyıllar boyunca da devam edeceğe benziyor.
Sadece 6 oyuncunun 40 farklı karaktere can vermesi gibi farklılıklar olunca da oldukça dikkat çekici.
Yeri geldiğinde aileye, yeri geldiğinde topluma ve yeri geldiğinde yöneten kesime (Roma İmparatorluğuna) hiç acımadan eleştirel bir şekilde yaklaşıyor, bunu yaparken de izleyiciyi güldürmeyi de başarır.
Ayrıca sadece din eksenli bakılmaması gerekmekte filme, aslında din eleştirisinin yanında o gün şartlarında toplumların ne kadar kolay kandırılabileceğini ve gerçek bilgiye ulaşılmasının ne kadar meşakkatli olduğunu da bizlere gösteriyor, bunu o 80'li yılların çok üzerinde bu gün ya da gelecekte anlayanı hala güldürebilecek diyaloglarla yapıyor.
Roma’nın gündelik hayatına, o dönemde yaşanan iç zıtlıklara, halkın gözünden romalıların yönetiminin eleştirilmesine kadar bir çok detaya değiniyor olması,
aradan 44 yıl geçmesine rağmen hala izlenilebilirliğini ve etkisini koruyan zannımca harika bir satir örneği.
Eğer koyu bir dindarsanız ve karşıt görüşlerin eleştirilerini kaldıramıyorsanız,ki büyük olasılıkla beğenmezsiniz ve izlemeniz de hata olur..