3. Bölüm: Hiçbir Şey Bilemeyiz PYRRHON 21.11.2022 (Bu ne diyenler profilimdeki sabitlenmiş gönderiye bakabilir)
karvinEski yorumuma hâlâ katılıyorum. Felsefesinde abartıya kaçmış olsa da, bana en sempatik gelen filozoflardan biri.
1y
Yanıtla
—— Yanıtları gör (4)
bisturiDün Aristoteles'i okurken gözüm üçüncü bölüme kaymıştı. Azıcık okudum. İlk sayfa baya tanıdık geldi bana. Aile içi sohbetlerde çok geçer…devamıDün Aristoteles'i okurken gözüm üçüncü bölüme kaymıştı. Azıcık okudum. İlk sayfa baya tanıdık geldi bana.
Aile içi sohbetlerde çok geçer konusu. Şüphe etmenin güzelliği..
Ancak bugün bölümün devamını okuduğumda şok oldum. Elbette seri kanlı olmak önemlidir ancak duyguları olduğu gibi göz ardı etmek de kesinlikle saçmalık.
Geçen bölüm Aristo ne güzel diyordu, doğru yerde doğru duyguyu verebilmek diye..
Ben kitabı okurken bu adamların günlük hayatlarına dair duyduğum merak eşlik ediyor bana.
Yani düşünsenize, gemidesiniz ve bütün mürettebat korku içinde. Ama adamın teki son derece sakin. Bu kadarı fazla değil mi??
Elbette, olaylara karşı sakinliği koruyabilmek önemlidir. Dikkatli adım atmak işe yarar.
Ancak bütün bir ömür böyle geçer mi? Bence geçmez..
Neyse, dediğim gibi, merak ediyorum. Ne yaşamışlar, ne gelmiş başlarına, nasıl atlatmışlar?
(Ya da atlatamamışlar?..)
2y
4 beğeni
Yanıtla
hmmmmmPir Türkçe'de "yaşlı ve bilge" gibi bi' çağrışım yapar, Hon da Japonca'da "gerçek, hakîkî" demektir dolayısıyla bu adam pîr-i hakîkîmizdir…devamıPir Türkçe'de "yaşlı ve bilge" gibi bi' çağrışım yapar, Hon da Japonca'da "gerçek, hakîkî" demektir dolayısıyla bu adam pîr-i hakîkîmizdir ve hiçbi' şey bilemeyiz.
2y
5 beğeni
Yanıtla
nuh.nenaAmanın amanın bu filozofların akıllarıyla zoru varmış gibi görünüyor, hele Pyrrhon bu noktada oldukça farklı bir seviyedeymiş. Her şeyden şüphe…devamıAmanın amanın bu filozofların akıllarıyla zoru varmış gibi görünüyor, hele Pyrrhon bu noktada oldukça farklı bir seviyedeymiş. Her şeyden şüphe ettiğim, kayıtsız bir hayat hayal edemiyorum bile. Neye güveneceğini bilmezsen, tutunacağın bir dalın bile olmazsa hatta kendi varlığından bile şüphelenirsen nasıl yaşarsın ki zaten? Kulağa korkunç derecede iç dünyan ve şüphelerin arasında kaybolmaya hazır geliyor. Pyrrhon'un yerinde olsam bir köşeye kıvrılıp ölmeyi beklerdim muhtemelen.
Delilik sadece düşüncesinde değil, bu düşünceyle yaşayabilmesinde bence. Hayata dair motivasyonunu gerçekten merak ettim, neye dayanarak yaşıyordu ki bu adam?
Arkadaşları kim bilir ne zor zamanlar geçirmişlerdir :') bir noktada (çok çok çoook daha açık tonlu bir şüphecilikte) haklı olsa dahi üzgünüm Pyrrhon bizimle diğilsın 😂😂
2y
10 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (122)
bbluecactussBu fazla, bu gerçekten çok fazla. Eğer Pyrrhon çevremdeki herhangi birisi olsaydı hayatımdan hiç düşünmeden çıkarırdım. Nefret ettim, o kadar…devamıBu fazla, bu gerçekten çok fazla. Eğer Pyrrhon çevremdeki herhangi birisi olsaydı hayatımdan hiç düşünmeden çıkarırdım. Nefret ettim, o kadar saçma ki yaptığı şey. E o zaman hayatta olduğundan da emin olma. Hatta hayatta mısın değil misin test etmek için kendini öldür. Hakkında upuzun yorumlar yaparak kendimi senin kadar gereksiz bir insan için yoramam. Sevmedim seni Pyrrhon.
2y
7 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (7)
_hafsa_Düşündüğüm kişi olduğumdan ne kadar eminim ki etrafımdakilerden şüphe duymayayim.. Öncelikle şüphe duymaya kendisinden başlamak istiyorum, tasvirimde Sokrates'e özenmişte abartmış…devamıDüşündüğüm kişi olduğumdan ne kadar eminim ki etrafımdakilerden şüphe duymayayim..
Öncelikle şüphe duymaya kendisinden başlamak istiyorum, tasvirimde Sokrates'e özenmişte abartmış gibi birde akımını çıkartmış ve bununla yetmemiş kariyer yapmış, yani sokrates bir bunu edemez gibi geldi.
Yaşamın her detayı üzerine düşünen üstelik bundan şüphe duyan Pyrrhon'un düşüncelerine uymak veya bunu savunmak bana doğru gelmedi açıkçası varlığından emin olamayacağım bir şeyden fazla şüphe duymayı doğru bulmadım..
Hiç bir şeyden tam anlamıyla emin olmayan hisleri ve içgüdüleri yok sayan bir insanın hayatı önce kendisini sonra çevresindekileri ne denli etkilemiş bunu düşünmek bile çok zor, belki deli değildi(bilemeyiz tabii) bu düşüncenin sağlıklı bir akıl işi olduğunu düşünmüyorum.
Şuanda bu kitabı okuyor muyum?
Okuduğuma inansam bile bunu gerçekten sorguladım ve başka ihtimallere olanak verdim ama sorun onlardanda emin olabilecekmiyim, şüpheyi daha ne kadar ileriye taşıyabilirim ki..
Deliliği uçta yaşayan biri olduğunu düşündüm bu düşüncesi ile..
Her şeyden her zaman emin olamayız ama şüphe etmekte fayda değil
Netliği olmayan her şey anlamsız geliyor bana ve bunu uyguladığımız takdirde ne faydalı onu söylüyor ama tersi durum kitapta geçmemiş(kitabın yetersizliği diye düşündüm)belki olsaydı daha net bir düşünce oluşturabilirdim.
"Hiç kimse bir şey bilemez, hatta bu bile kesin değildir."
Sözüyle kabul ettiğim şey onun kadar şüpheci olmak değil sadece her şeyden şüphe duymam gerektiğidir.
2y
6 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (1)
suphe-Pyrrhon'un söylediğinin aksine ben her şeye karşı olan kayıtsızlığın, her şeyin sonunun aynı yere çıkıyor olma düşüncesinin hayatın heyecanını öldürdüğünü…devamı-Pyrrhon'un söylediğinin aksine ben her şeye karşı olan kayıtsızlığın, her şeyin sonunun aynı yere çıkıyor olma düşüncesinin hayatın heyecanını öldürdüğünü düşünüyorum. (Endişeler ölüyor olabilir ama heyecan da ölüyor .) Yaşarken yaşamamak... Öte yandan bunu genel bir sakinlik hali diye düşündüğümüzde de hayran olunası. Çünkü içinde dinginlik var. Dışarıdan görüneni doğru yorumlayabilmemiz ancak Pyrrhon'a hangisi olduğunu sormamıza bağlı gibi ama kitaplarında yoksa maalesef böyle bir imkanımız yok. Dolayısıyla önümüzde üstte de belirttiğim gibi 2 ayrı olasılık var: mutlak durgunluk ya da dinamik denge. Bu ikisi çok zıt kutuplarda bana göre. Mutlaklığı ve dengeyi açıklamaya gelirsem, bunu çok alakasız görünebilecek bir benzetme ile anlatmak istiyorum: Bana göre denge dinamiktir ve Aristo gibi hareket edersek bunun doğada birçok kanıtını da görebiliriz. Benim aklıma ilk Na/K pompası geliyor. Çünkü denge denince akla gelen iki kollu terazi veya tahterevalli resmini de silip illa dengenin iki tarafın eşit olması demek olmadığını daha iyi anlatıyor. (Na/K pompasının ne işe yaradığını duymayanlar için açıklamaya çalıştım ama çok fazla terim içerdiği için ve yazıyı çok uzatmak istemediğim için geri sildim.) Daha hayatın içinden bir örnek verecek olursam bu durum bende bir çöl manzarası izliyor hissini de uyandırıyor. Çünkü rüzgar sonucu kum tepeleri yer değiştirse de, çöl hâlâ çöldür ama içeride sürekli değişen bir şeyler vardır.
Ayrıca bu durum özellikle de semavi dinlerin insanın sonsuzu istediği konusundaki savını yanlışlayabilmemizi sağlıyor bana göre. Çünkü insanların "mutlaklık ve sonsuzluk" aradığını söylemek, insanın durgunluk araması anlamına gelir ki mutlaklık da donukluğu getirir. Yaşlanmayan tek insanın, ölü olması gibi. Çünkü kimsenin kafasında o kişinin yaşlı hali yoktur. Bu da aslında mutlaklığı değil dengeyi aradığımızı düşündürtüyor bana. Denge de ilk bakışta baştaki ve sondaki durum aynı olması dolayısıyla mutlak görünse de belli bir dinamizmi gerektiriyor. Yani aslında içten içe aranan ve istenen mutlak olan değil, dinamik olan denge halidir. (Bir miktar karışık oldu ama umarım anlaşılıyordur.)
-"Düşüncelerinizin temelleri, inanmak
istediğiniz kadar sağlam değildir ve sizi mutlu kılma ihtimalleri yoktur." cümlesi umutları yok edici bir cümle. Bir miktar da üzücü ama üzerine daha çok düşünmem gerekiyor.
-Birinci soruyu bu kadar önemsiz görmesi bana mantıklı gelmedi. Hatta her şeyi bu kadar önemsiz görmesi bana mantıklı gelmedi. Sinirlendiğimi itiraf etmeliyim okurken. Ayrıca acaba denge mi mutlaklık mı sorusuna da cevabımı buldum. Önemsemediğinde hiçbir şeyin ruh halinizi bozamayacağını düşünürken önemsemediğinde hiçbir şeyin ruh halimizi iyi yönde de etkileyemeyeceğini neden bu kadar es geçmiş anlam veremedim.
2y
6 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (6)
moriartywjBuradan sorgulama sevdalısı Sokratesçileri göreve çağırmak istiyorum. Alın size mis gibi sorgulayan, hiçbir şey bilmediğini kabul eden insan. Hadi Sokrates…devamıBuradan sorgulama sevdalısı Sokratesçileri göreve çağırmak istiyorum. Alın size mis gibi sorgulayan, hiçbir şey bilmediğini kabul eden insan. Hadi Sokrates gelsin de bunun sinirini bozsun. Sokrates'in mantığıyla aralarında tam olarak ne fark var?
Evrimsel süreçleri göz önüne aldığımızda en mantıklı hareket her zaman için rasyonel bir şekilde davranmak olmayabilmektedir. Ön yargılı davranmak zaman zaman kabul etmek istemeyeceğimiz kadar faydalı olmuştur. Pyrrhon gibi açık fikirli olmak da bazen işimize yarayabilir. Bu tarz paranoyakça davranışlar atalarımızın hayatta kalmasına yardımcı olmuş olabilir. Eski tarihleri düşündüğümüzde bu davranış aşırı garip karşılanmasa bile şu an oldukça yorucu ve nispeten gereksizdir. Hem kendimiz hem de çevremiz için bir bitkinlik kaynağıdır. Bu davranışı sergileyen insanları şimdiki komplo teorisyenlerine benzetiyorum. Bence nesillerini devam ettirebilseler bile toplumun çok ufak bir azınlığından öteye gidemeyeceklerdir. Aksi takdirde(herkesin komplo teorisyeni olduğunu tahayyül edelim) dünyanın sonu gelecektir.
Pyrrhon özeline geri dönersek bence sorgulama işini bir oyun haline getirmiş. Sokrates'ten etkilendiğini ve bir ilgi bağımlısı olduğunu düşünüyorum. Etrafımızda buna katlanabilecek insanlar varsa aslında zevkli sayılabilecek bir yaşam biçimi.
2y
8 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (3)
karvinKendinizi bir düşünceye adarsanız, hayal kırıklığına uğrarsınız. Pyrrhon’un (okunuşundan emin değilim) ne kadar zor bir hayatı olduğunu tahmin edebiliyorum, daha…devamıKendinizi bir düşünceye adarsanız, hayal kırıklığına uğrarsınız.
Pyrrhon’un (okunuşundan emin değilim) ne kadar zor bir hayatı olduğunu tahmin edebiliyorum, daha doğrusu çevresindeki insanların ne kadar zorlandığını tahmin edebiliyorum. Ben de bir ara DiCaprio’nun baş rol aldığı “Zindan Adası” filminden dolayı bu triplere girmiştim, ve ailem iki günlük sürede resmen benden bezmişti(haklı olarak).
Pyrrhon için hayal ettiğim betimlemeyi anlatmak istiyorum. Adam büyük ihtimalle hayattan bezmiş gibi bir havadadır. Omuzları düşük, gözleri kısık, inanılmaz yavaş hareket eden bir karekter diye hayal ettim. Bir iki cümlesi olsaydı ses tonunu ve insanlara olan tavrını da hayal ederdim ama maalesef.
Şimdi sözde söylemesi kolay tabii ama ben dünya nüfusunun %95’inin Pyrrhon’un bu felsefesine uymadığını düşünüyorum. %5’lik bir oran bıraktım çünkü ortaokul öğretmenim de inanılmaz derecede kuşkucuydu. Ama o gözüme havalı geliyordu belki Pyrrhon da havalıdır.
Neyse Martı’ya katılmıyorum, bence bu adamın bir bildiği var. “Kafadan kontak” değildir, mümkün değil. Bu kadar şüpheci olması hayatını çoğu zaman kurtarmıştır, ama kendisinin nasıl öldüğünü merak ettim. Acaba felsefesine mi kurban gitti yoksa eceli mi geldi bilemeyeceğim. Yazılacak fazla da bir şey yok. Teşekkürler, iyi günler.🪐
2y
8 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (51)
martiŞimdi.. bu adam bana biraz kafadan kontak geldi veya dediklerinin tutarlı olması için bu kadar uç hareketler yapmayı tercih etmişte…devamıŞimdi.. bu adam bana biraz kafadan kontak geldi veya dediklerinin tutarlı olması için bu kadar uç hareketler yapmayı tercih etmişte olabilir
"Var mısın?" sorusuna bir çok insan "hissediyorum öyleyse varım," diye cevap verir veya duyularımızla bir şeyleri tanımlarız, sırf bazen ani tepkiler veriyoruz diye belki güvenmemiz gereken tek şeyi neden yoksayarız ki, bu ne kadar doğru?
Evet şüphecilik gereklidir ama ben şuan bu yazıyı yazıyorum ve bunu biliyorum çünkü bunu yapıyorum, bundan neden şüphe edeyim? Şüphe etmem gereken daha mühim şeyler yok mu?
ayriyeten ben insanların her durumda sakin kalmasına karşıyım, insanlar olarak biz duyguları tam tadında bazen ucunu kaçırarak yaşamayacaksak inekler mi yaşayacak, sürekli sakin kaldığın bir hayatı düşünsene allahım kâbus gibi resmen
Hâ bi de "hiç kimse gerçekliğin doğasını bilemez, bu bilgiyi elde etmek insanlar için mümkün değildir" tarzında bi şey diyo ruh hastası manyak, e tamam o zaman fareler kadir olsun bu bilgiye en iyisi bizde köprü falan yapalım
Gerçeğe şuan ulaşamamız gelecekte ulaşamayacağımız anlamına gelmez.
sinir etti bu eleman beni