7. Bölüm: Felsefenin Tesellisi BOETHIUS 25.11.2022 (Bu ne diyenler profilimdeki sabitlenmiş gönderiye bakabilir)
hmmmmmEleme ve tanzim(düzenleme) yapamadığım için bunlar kaba ve ham hadsizlikler sâde, affedersiniz: Yazar: Eğer Tanrı hem sizin hem de benim…devamıEleme ve tanzim(düzenleme) yapamadığım için bunlar kaba ve ham hadsizlikler sâde, affedersiniz:
Yazar: Eğer Tanrı hem sizin hem de benim ne yapacağımızı biliyorsa, nasıl olur da ne yapacağımız hakkında hakiki bir seçim yapabiliriz? Seçim yalnızca bir yanılsama mıdır? Öyle görünüyor ki, eğer Tanrı her şeyi biliyorsa, özgür iradeye sahip değilimdir.
Hadsiz: Yo, alakasız. Bu kuram bana her zaman bir bilinmeyeni yazılmamış denklem gibi gelmiştir, saçmadır.
Yazar: Bu çok kafa karıştırıcıdır ve filozofların paradoks olarak adlandırdığı şeydir.
Hadsiz: Yo, kafa karıştırıcı değil. Dediğim gibi akıl yürütmen bi' merdivense en geniş basamağı eksik, bu yüzden sürekli düşünüp sürekli aynı yanlış netîceye varıyorsun.
Yazar: Felsefe Boethius'a, Tanrının zamansız, zamanın tamamen dışında olduğunu söyler.
Hadsiz: Doğru, bu abla ne güzel konuşuyor öyle.*
..................................................
*Hayır, ben de neyi kastettiğimi hatırlamıyorum, belki yanlış yazmışımdır bi' şeyleri ama emin değilim.
2y
2 beğeni
Yanıtla
nuh.nenaSondan ikinci sayfayı komple çizdim. Pişman değilim. Bu kader kavramını anlamakta zorlanan oldukça fazla insan görüyorum. Herkesin aklında aynı soru…devamıSondan ikinci sayfayı komple çizdim. Pişman değilim.
Bu kader kavramını anlamakta zorlanan oldukça fazla insan görüyorum. Herkesin aklında aynı soru işareti var, tanrı (bizim durumumuzda allah) her şeyi biliyorsa biz niye buradayız diye soruyor herkes
Teker teker açıklıyor anlatıyordum ama bu düşüncelerimi oldukça güzel toplayan bir yazı olmuş. Gerçi zaman kavramı konusunda kafam biraz karışmış olabilir ama o da düşününce tamamen mantıksız gelmiyor.
Kader kavramını okurken şöyle hayal ettim, mesela diyelim ki iki tane yakın arkadaş var ve birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Doğal olarak bazı durumlarda biri ötekinin ne yapacağını adı gibi, hatta bazen ondan bile önce bilir. Yine de bunu bilmesi diğerinin yapacaklarını etkilemez, bilgi sadece bilgidir. Ben kaderin varlığını ve seçimlerimizi etkilemiyor oluşunu buna benzetiyorum, haklı söylemiş felsefe kadın
Yine de... Mutluluğun içimizde yaratıldığı, dışarıdan bağımsız olabileceği fikri ancak bir keşişsen mümkün geliyor. Hepimiz insan olarak olaylardan az ya da çok etkileniyoruz, ruhumuz esintide sallanmayıp dimdik kalacak kadar kuvvetli değil.
Özellikle kalplerin kırılmadığını, kendi kendilerini kırdıklarını anlattığım bir hikaye yazmış olabilirim bugün kabul ama bence bu çelişkiyi görmezden gelebiliriz ahsjshdhd
2y
4 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (2)
_hafsa_Hayatı bitecek diye umutsuz bir havaya girmek yerine son anlarını bile değerlendirmeye çalışması bunun için kitap yazmış olması kitabına ve…devamıHayatı bitecek diye umutsuz bir havaya girmek yerine son anlarını bile değerlendirmeye çalışması bunun için kitap yazmış olması kitabına ve kendisine olan merakımı artırdı, kitabı çokta sağlıklı bir kafada yazdığını düşünmeme rağmen çok merak ediyorum, o ruh halinde birinin yazacağı şeyler uçukta olsa yeterince doğruluk payı içeriyor okuduğum kadarıyla.
Ben iyi-kötü şans durumlarına pek inanmıyorum açıkçası bu bana insanın kendini kandırması için bir başka yol gibi geliyor, kısaca ya şans vardır ya da yoktur, göreceli bir kavramdır herkes için aynı anlamda olmadığı bir gerçek ve bunun mutluluğa bağlanmaması gerektiği düşüncesine katılıyorum.Ölmeden önce öyle bir durumda mutlu olabileceğini düşünmüş olması nedense beni üzdü hele ki öldürülme nedeni ve şekli hiçte adil değildi, böyle bir acıya maruz kalarak can vermiş olmasıda tam adil olmayacak olan dünyaya layık bir durum..
Boeuthuis'in sorduğu soruya kendince cevabı kendini tatmin etmesi için yeterli gibi, inançlı biri için tek mantıklı yanıtın istediği yönde gitmemize yeteceği kadar özgür iradeye sahip olmak, o zaman o irade ne kadar özgür olabilir ki?
Hem kadere inanmayıp hem de özgür iradeye inanmak, tanrı yaşamlarımızı daha önceden belirlemediyse seçimlerimizi bilmesinin ne önemi var ki?
Gerçek tanrıdan çok insanların kafasındaki tanrı tanımına inanıp savındukları gerçeğini artık çok daha net görebiliyorum..
"Hayat daha önce bildiklerimizi anımsama savaşıydı." aslında çok uçuk bir düşünce olduğu için ilgimi çekti..ben anımsadığımız leyleri unutmayacağımızı düşünürdüm belki bu düşüncemden zıt olması ve uçuk olmasıydı ilgimi çeken.
Bu arada çok geç yazdım bunun için üzgünüm, zamanımı yönetmek konusunda berbat olduğumu çok daha iyi anlıyorum bu etkinlikte..
2y
3 beğeni
Yanıtla
suphe-Boethius'un mutluluk'un talihe bağlanmaması gerektiği görüşüne katılıyorum ama kitabın yazarının bunun birebir Stoacı yaklaşıma benzediğini iddia etmesi hoşuma gitmedi. -Augustinus'ta…devamı-Boethius'un mutluluk'un talihe bağlanmaması gerektiği görüşüne katılıyorum ama kitabın yazarının bunun birebir Stoacı yaklaşıma benzediğini iddia etmesi hoşuma gitmedi.
-Augustinus'ta da olduğu gibi bence öyle düşünmeye yaşam tarzları onları mecbur etmiş. Hayatının son günlerini dünyevi şeyleri önemsiz görerek geçirmek en mantıklı hareket, kendini kahretmesi bir şeyi değiştirmeyecek çünkü.
-Ayrıca kader konusundaki fikri de bana yabancı değildi. Her şekilde "minareyi çalan kılıfını hazırlar" gibi düşünülebilirken bir tanrının varlığına inanıyorsanız en akla yatkın yorumlar bunlar da denilebilir.
2y
4 beğeni
Yanıtla
moriartywjKötü şans kapısını çaldığında kabullenip mücadelesini sürdürmüş olması, iyi şans geldiğinde geri çevirmemesi ile tutarlıydı. Yoksa bunu yazmak yerine kazan…devamıKötü şans kapısını çaldığında kabullenip mücadelesini sürdürmüş olması, iyi şans geldiğinde geri çevirmemesi ile tutarlıydı. Yoksa bunu yazmak yerine kazan doğurdu hikayesini anlatıyor olurdum. Bu arada iyi ve kötü şans durumları birer yanılsamadan ibaret. Başımıza ne zaman kötü bir olay gelse, gerçekliği büküp kendimizi dünyanın en şanssız insanı olarak görmeye çok meraklıyız. Olasılık ve istatistik dersi alan çoğu kişi bu durumların kişiye özel olmadığını, herkesin ortak bir dağılıma uyduğunu bilir.
Filozofumuzun sorduğu soruya bulduğu cevap gerçekten mükemmeldi. Kendini çok güzel kandırmış. Hür iradeyi de ancak bu şekilde kurtarabilirdi. Şu an yaptığım şeyden sorumlu muyum? Siz kendinize ne sıklıkta şu an ne yapıyorum, bunu istiyor muyum diye soruyorsunuz? Her an sürekli olarak bir seçim halinde olmasak da davranış kalıplarımızı kendimizi bazı şeylere şartlandırarak değiştirebiliriz. Tabii bunu nasıl yapabileceğimizi çözebilecek bir zekaya ve olanaklara sahipsek. Peki zeka düzeyimizi arttırabilir miyiz? Potansiyelimizi gerçekleştirebilmek elimizdedir, ama potansiyelimizin sınırları bize mi bağlıdır? Tanrı bizi 70 cm boyunda yarattıysa dünyanın en iyi basketbolcusu olabilir miyiz? Bence dünya hiç de adil bir yer değil. Bazılarımız çok daha avantajlıyken, bazılarımız bitmek tükenmek bilmez sorunlarla boğuşmak zorunda. Tanrının zamandan bağımsız olması demek bu haksız rekabete rağmen herkesten en iyi performansı bekliyor olmasını haklı çıkarır mı?
Son günlerde gerçekten keyifsizim. Son bir detay olarak kitabı ilk okuyuşumda 73. sayfanın sonuna "saçmalık" diye not düşmüşüm. Halen aynı görüşteyim.
2y
4 beğeni
Yanıtla
—— Yanıtları gör (4)
karvinTanrı ve özgür irade denildiğinde, benim aklıma direkt olarak “Kader” kavramı geliyor. Tanrı’nın her şeyi bildiği söyleniyor, o zaman benim…devamıTanrı ve özgür irade denildiğinde, benim aklıma direkt olarak “Kader” kavramı geliyor. Tanrı’nın her şeyi bildiği söyleniyor, o zaman benim bir sonraki adımımı da biliyor bu benim kaderim oluyor. Cennete ya da cehenneme gideceğime o karar veriyor. Bir de, ”kaderinizi değiştirebilirsiniz” düşüncesi var. Olacak olan bir durumu tam tersine çevirmek de sizin hali hazırda kaderiniz oluyor. İşte bu yüzden bir önceki yorumumda da belirttiğim gibi özgür olduğunuzu düşünmek istiyorsak, (düşünmek diyorum çünkü bundan emin olamazsınız.) belirli bir inanca sıkı sıkıya bağlanmamamız gerektiğini düşünüyorum. Hayatımız boyunca zaten sürekli bir ikilem içerisindeyiz. O ikilemde seçtiğimiz seçeneğin bize ait olduğuna dair bir inancımız varsa, belirli bir Tanrı’nın olmadığına da inancımızın olması gerekir. Tabii Tanrı söylenenin aksine her şeyi görmüyorsa o başka. Ama buna inanmamak da dine ters. Fazla karışık bir konu. Boethius’un yazdığı kitabı da çok merak ettim. En yakın zamanda almayı düşünüyorum. Öleceği zamanı bekleyen bir insansın Tanrıyla nasıl bir konuşma gerçekleştirdiğini merak ediyorum. Sanırım bugünlük bu kadarı yeterli. Teşekkürler.
2y
4 beğeni
Yanıtla
martiEser miktarda ruh hastalığı içeren bi filozof boethius Hapishanede ölüm korkusuyla kendisine gene bildiklerini ona söyleyen filozofun sureti diye adlandırdığı…devamıEser miktarda ruh hastalığı içeren bi filozof boethius
Hapishanede ölüm korkusuyla kendisine gene bildiklerini ona söyleyen filozofun sureti diye adlandırdığı bir halüsinsyon görüyor, nedense aklıma isayı rüyasında görüp hristiyan olan kadın geldi ve beynimizin bizi kandırma derecesine şoke olup büyülendim
İrade konusunda geçen yorumumda kendimi açıkladığımı düşünüyorum ve tanrının kararlarımıza müdahale etmesi konusuna gelirsem, bildiği müdahale ettiği anlamına mı geliyor? Boethius bakış açısı da gayet garip ve güzeldi
Kısa oldu ama yani ne denir başka bilmiyorum